22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

DELİLİNİZ NEDİR?<br />

Kendisi anlatır: "Ebü'l-Abbâs bin Süreyc'in huzûrunda fıkıh dersi öğreniyorduk: "Allah sevgisi farz<br />

mıdır, yoksa farz değil midir?" diye sordu. "Farzdır." diye cevap verdik. İbn-i Süreyc; "Delîliniz<br />

nedir?" diye sorunca; "Tevbe sûresi 24. âyetinde Allahü teâlânın meâlen: "Ey Resûlüm, o hicreti<br />

terk edenlere de ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, hanımlarınız, akrabâlarınız,<br />

kazandığınız mallar, geçersiz olmasından korktuğunuz bir ticâret, hoşunuza giden meskenler,<br />

size Allah ve Resûlünden ve O'nun yolunda cihaddan daha sevgili ise, artık Allah'ın azâbı<br />

gelinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez." buyurduğu delîlimizdir.<br />

Allahü teâlâ burada, kendi sevgisini ve Habîbinin sevgisini diğer sevgilere üstün kıldı. Kendi<br />

sevgisine ve Resûlünün sevgisine ortak bir sevgiye karşı azap vâd etti. Allahü teâlânın azâbı, ancak<br />

farzı terk etmek üzerinedir." diye cevap verdik. Ayrıca; "Resûlullah'ın sevgisi de farzdır. Bunun delîli<br />

de, Resûlullah efendimizin şu hadîs-i şerîfidir: "Sizden birisi beni kendi nefsinden, âilesinden,<br />

malından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe kâmil îmân etmiş olmaz."<br />

buyruldu." dedik.<br />

1) Tabakât-üs-Sûfiyye; s.462<br />

2) Hilyet-ül-Evliyâ; c.10, s.385<br />

3) Risâle-i Kuşeyrî; s.116<br />

4) Tezkiret-ül-Evliyâ; c.2, s.105<br />

5) Kıyâmet ve Âhiret; (5. Baskı) s.116<br />

6) Nefehât-ül-Üns; s.222<br />

7) Sefînet-ül-Evliyâ; s.110<br />

8) Tabakât-ül-Evliyâ; s.290<br />

9) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.105<br />

10) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.4, s.164<br />

İBN-İ KAVVÂM;<br />

Evliyânın büyüklerinden ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Ebû Bekr bin Kavvâm bin<br />

Ali'dir. 1188 (H.584) senesinde Meşhed-i Sıffîn'de doğdu. Limni şehrine giderek orada ilim<br />

öğrendi. İbn-i Kavvâm ismiyle meşhûr oldu. İbn-i Kavvâm, âlim, zâhid, güzel ahlâklı, edepli,<br />

verâ, takvâ, tevâzu ve hayâ sâhibi bir zâttı. 1259 (H.658) senesi Receb ayının altısına<br />

rastlıyan Pazartesi günü, Haleb'e yakın olan Alem köyünde vefât etti. O köye defnedildi.<br />

Vasıyeti gereği, on iki sene sonra Şam'da Kâsiyûn Dağındaki kabristana nakledilip oraya<br />

defnedildi. Kabri ziyâret mahallidir. Torunu Muhammed bin Ömer, İbn-i Kavvâm'ın<br />

kerâmetlerini anlatan bir kitap yazdı.<br />

Kendisi şöyle anlatır: "Edeb ve tasavvuf yolunu öğrenmeye başladığımız zaman, beni bir<br />

takım hâller kapladı. Bunları hocama haber verince, beni konuşmaktan men ediyordu.<br />

Yanında bir kamçı vardı. Bana; "Bu mevzuda konuştuğun zaman, seni bu kamçı ile<br />

döverim." buyurdu. Hocam bana, devamlı hayırlı amel işlemeyi emrediyor ve; "Sahib<br />

olduğun bu hâllerin hiç birine rağbet etme." diyordu. Hocamın yanında bulunduğum<br />

müddetçe buyurduğu gibi davrandım. Bâzı geceler hocamın yanında kalıyordum. Âmâ bir<br />

annem vardı ve benden başka hizmet edecek kimsesi yoktu. Bir akşam hocamdan, annemin<br />

yanına gitmek için izin istedim. Bana izin verdi ve; "Bu gece, sana hayret verici bir iş olacak.<br />

Sakın ondan korkma." buyurdu. Yolda giderken birden semâ tarafından bir ses duydum.<br />

Başımı kaldırdım, baktığımda, zincir şeklinde bir nûr vardı. Bu nûr sırtıma dokundu. Sırtımda<br />

soğukluğunu hissettim. Sonra hocamın yanına dönerek, olup biteni anlattım. Hocam;<br />

"Elhamdülillah!" dedi ve beni alnımdan öptü. Sonra; "Yavrum, senin üzerindeki nîmet<br />

tamâm oldu. Bu nûr silsilesinin ne olduğunu biliyor musun?" buyurdu. Ben "Hayır!" cevâbını<br />

verdim. Bunun üzerine; "Bu nurdan zincir, Resûlullah efendimizin sünnetidir." buyurdu. Bu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!