22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kayıktakiler yardım çığlıkları ile bağırıyorlardı. Kalyon da batmak üzereydi ki, Abdülehad<br />

Efendi denizin üzerinde görünüp; "Korkma, kurtulacaksın." dedi. Benden başka üç kişiye de<br />

böyle göründü. İki gün iki gece deniz üzerinde hocamın rûhâniyeti bizimle berâber bulundu<br />

ve bizi teselli etti. Bu şekilde Suriye'nin Trablus'una ulaştık. Bu sırada Abdülehad Efendi;<br />

"Mûsâ Ağa, bundan sonrası selâmettir." deyip kayboldu. Fakat yanımızda hiç harçlığımız<br />

yoktu. Bu sırada tanıdıklarımızdan birisi hâlimizi öğrenip, İstanbul'a gittiğimizde ödemek<br />

üzere, bize harçlık ve elbise verdi. Hattâ bir müddet evinde misâfir etti. Böylece Abdülehad<br />

Efendinin kerâmetleri ile memleketimize ulaştık.<br />

Muhammed Nâzır Efendi şöyle anlatır:<br />

Rüyamda büyük bir sahradaydım. Büyük bir ağacın etrâfında yedi kişi oturmuştu. Önlerinde<br />

birer tane buğday döğecek tokmak vardı. İçlerinden birisi, beni öldürmek kastıyla; "Azîz'in<br />

mezrâsında ne gezersin?" diyerek üzerime hücum etti. Ben de ondan kendimi kurtarmak için;<br />

"Ben, Azîz'in talebelerindenim." dedim. O sırada uyandım. Hemen rüyâmı tâbir etsin diye,<br />

Abdülehad Efendinin yanına gittim. Huzûruna varınca; "Hoş geldin Efendi. Rüyândakiler<br />

bizim hizmetçilerimizdir. Kılıçları ve diğer silâhları mükemmeldir. Size tokmak ile<br />

görünmeleri merhametlerindendir." buyurdu. Bu kerâmetini görünce, bütün varlığım ile ona<br />

bağlandım.<br />

Meşhûr talebelerinden Karabâşî Hacı Sâdık Efendi şöyle anlattı:<br />

Hacca giderken, korkulu ve kimsesiz yerlerde, Abdülehad Efendiyi bizzat bu gözlerim ile<br />

görürdüm. Kendi kendime, ona olan fazla sevgimden dolayı onu gördüğümü, bir hayal<br />

olduğunu düşündüm. Fakat Mekke-i mükerremeye vardığımda, tavâf ederken hocamı<br />

yanımda gördüm. Hattâ bana selâm verdi. Ben de elini öptüm. Sonra kayboldu. Ben tavâfımı<br />

bitirdiğimde, hocam Makâm-ı İbrâhim denilen yerden ayrılıyordu. Bana; "Ey Sâdık Dede!<br />

Arafat'ta görüşürüz." deyip tekrar kayboldu. Arafat'ta, hocam Abdülehad Efendi ile birlikte<br />

vakfeye durduk. Sonra bana vedâ ederek ayrıldı.<br />

Abdülehad Nûrî Efendi, bir vâz esnâsında, vefâtının yaklaştığına işâret etti. 1650 senesinde<br />

bütün derslerine son vererek vâz verme işini de talebelerine bıraktı. Kendisini tamâmen<br />

ibâdet ve tâata verdi. Aynı senenin Muharrem ayının sonunda biraz rahatsız oldu. Hastalıkları<br />

artınca, Sultan Dördüncü Mehmed Han, Vâlide Sultan, vezîr-i âzam, şeyhülislâm ve diğer<br />

sevenleri tarafından gönderilen tabibler bir olup, ilaç vermek istediler, fakat kabûl etmedi.<br />

Zamânın LokmanHekîmi diye meşhûr olan Fergânîzâde Süleymân Ağa; "Sultânım, ilâcı<br />

bıraktık. Bâri mübârek, başınıza sarığınızı giyin. İnşâallah ilâca muhtaç olmazsınız."<br />

deyince,Abdülehad Efendi; "Süleymân Ağa! Siz bizim ahvâlimize vâkıfsınız. Biz dâvet<br />

olunduk. Bizi bekliyorlar. Biz âlemlerin Rabbinin huzûrunu tercih ettik." dedi. Hastalığının<br />

yedinci günü ikindi vakti vefât etti. Gaslini, dergâhının câmi imâmı TatarAli Efendi yaptı.<br />

AliEfendi ne tarafa çevirmek istediyse Abdülehad Efendinin bedeni kendiliğinden o tarafa<br />

döndü.<br />

Abdülehad Nûrî Efendinin dünyâya hiç rağbet etmediğine dâir bir kasidesindeki beytler<br />

şöyledir:<br />

Fakr ile fahra (övünmeye) vâris olduk<br />

Zenginliğin son derecesine mâlikiz biz<br />

Fâniyi (gelip geçeni) bekâya verdik elhak<br />

Bâkî'de bekâya mâlikiz biz.<br />

Abdülehad Efendi buyurdu ki:<br />

"Talebeyi celâl ve kahr ile terbiye, talebenin kemâline sebeptir. Fakat her talebenin buna<br />

tahammülü olmadığından, nasîbsiz kalmasınlar diye lütf ve cemâl ile terbiye ederiz.<br />

Çoğunlukla talebe, istidat ve kâbiliyetine göre terbiye olunur."<br />

"Kelime-i tevhîdle Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullah diyerek kudret miktarınca

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!