22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Talebelerinden birisi anlatır: Bir Cumâ gecesi Mesnevî'den ertesi günkü derse bakıyordum.<br />

Bir yeri anlayamamıştım. Çok uğraştığım halde halledemedim. Âciz kalarak, bakalım hocam<br />

yarın burayı nasıl açıklayacak diye kapadım. Ertesi gün derse gittim. Ders sırasında sıra o<br />

beytin açıklamasına geldi. İçimden dikkatlice dinliyeyim de kavrıyayım dedim. Hocam beyti<br />

gâyet güzel açıkladı. Açıklamasının sonunda bana dönerek; "Artık yapabilir misin?" buyurdu.<br />

Çok cömert ve güzel ahlâklı idi. Yanında, altın, gümüş ile toprak ve saksı parçası eşitti.<br />

Allahü teâlânın rızâsından başka bir şey düşünmezdi. Sözlerinde hal ve işlerinde tevekkül<br />

sâhibiydi.Halktan biriymiş gibi görünürdü. Sünnet-i seniyyeye de bağlılıkta çok gayret<br />

gösterirdi. Talebelerine ve sevenlerine de böyle olmalarını tavsiye ederdi. Nâfile ibâdet de<br />

çok yapardı, fakat nâfileleri insanlardan gizlerdi.<br />

1863 (H.1280) senesinde hastalandı. Fıtır Bayramı günü güneş batmasından sonra vefât etti.<br />

Cenâze namazı Eyüp Câmiinde kılındı. Kabri, ders verdiği câminin doğusunda bulunan<br />

minârenin bitişiğindedir. Cennetmekân Abdülazîz Hanın arzusu üzerine kabrinin etrâfına<br />

mermer çerçeveli bir sed ve üzerine, baş ve ayak taraflarına iki mermer sütun güzel bir<br />

şebeke konmuştur. Kabrinde bir heybet ve nûrâniyet vardır. Ziyâretçilerin gönlünde mânevî<br />

bir ferahlık hâsıl eder. Gidecekleri yere çoğunlukla vâsıtaya binmeden yürüyerek giderdi.<br />

Meselâ Yedikule'denEyüp'e ve Gümüşsuyu'na kadar yürüyerek gelir giderdi. O zaman yetmiş<br />

yaşlarını geçmişti. Doksan altı yaşına kadar, öğretmek ve öğrenmekle meşgûl oldu. Şeyh<br />

Mustafa Vahyî Efendi bir eserinde onun hakkında; "Doksan altı yaşına kadar öğretmek ve<br />

öğrenmekle meşgûl olup, "Beşikten mezara kadar ilim tahsîl ediniz." hadîs-i şerîfinin<br />

sırrına mazhar oldu." demiştir.<br />

Eser yazmaya rağbet etmemiştir. Bununla berâber üç eserinden bahsedilmiştir. Bunlar: 1)<br />

Mesnevî-i Şerîf'in ilk beyti üzerine ince mânâları bildiren bir risâle, 2) Buhârî üzerine<br />

Arapça bir şerhi, 3) İmâm-ı Tirmizî'nin derlediği Şemâil-i Şerîf-i Nebeviyye Tercümesi'dir.<br />

1) Tenşît-ül-Muhibbîn bi Menâkıb-ı Hüsâmeddîn, (Şeyh Elif Efendi); s.4<br />

HÜSÂMEDDÎN PÂRİSÂ BELHÎ;<br />

Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin yüksek talebelerinden ve halîfelerinden. Mevlânâ Hüsâmeddîn<br />

de denilmektedir. Hal tercümesi hakkında fazla bilgi bulunmayan Hüsâmeddîn Pârisâ,<br />

dokuzuncu asrın ikinci yarısında vefât etti. Kabri Belh şehrindedir.<br />

Hâce Hüsâmeddîn, önceleri Şâh-ıNakşibend Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin<br />

talebelerindendi. Şâh-ı Nakşibend, bunun mânevî terbiye ve yetişmesini Hâce Alâeddîn-i<br />

Attâr'a bırakınca, artık Alâeddîn-i Attâr'ın derslerine devâm etti. O büyük zâtın huzur ve<br />

sohbetinde bulunmakla kemâle gelip, zamânının velîlerinden oldu.<br />

Dînimizin emir ve yasaklarına riâyet etmekte son derece gayretli ve titizdi. Haramlardan çok<br />

sakınmakla birlikte, şüphelileri de terkederdi. Teheccüd, işrak ve duhâ namazlarını hiç<br />

terketmezdi. Çok kerâmetleri görülmüştür.<br />

Hâce Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri şöyle anlatır: "Bir zaman hocam Yâkûb-i Çerhî'nin<br />

sohbetinde bulunmak üzere yanına gidiyordum. Belh'te Hüsâmeddîn Pârisâ'ya rastladım.<br />

BanaNakşibendiyye yolunu kendilerinden öğrenmem ve benimsemem için telkinde<br />

bulundular. Mevlânâ Yâkub'un hizmetine erişmek niyetinde olduğum için kabul etmedim.<br />

Israrda devâm ettiler. İçim çekmedi. Nihâyet; "Öyleyse râzı olun da size bu tarîkatın husûsî<br />

yolunu göstereyim. Şâyet bâzı tâlipler bu yolda terbiye edilmek için size başvuracak olursa,<br />

her şey malûmunuz olsun..." dediler.<br />

Oradan ayrılıp Taşkend'e geldiğimde, bu yolda bulunmak arzusunda olan bâzı kimseler<br />

yanıma gelerek, bu yolun husûsiyetlerini anlatmamı istediler. Ben de, HâceHüsâmeddîn'in

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!