22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SultanMehmed vefât edinceye kadar İznik'te kaldı. Sultan İkinci Bâyezîd tahta geçince,<br />

İstanbul'a geldi. Bursa Sultâniye Medresesine müderris tâyin edildi. Orada iki ayağı ve sağ<br />

eli felç oldu. Sol eliyle yazı yazabiliyordu. Bu halde, Sultan İkinci Bâyezîd'in emriyle Şerh-i<br />

Mevâkıf adlı esere bir hâşiye yazdı. 1488 (H.893) senesinde vefât eden Hocazâde, Bursa'da<br />

Emir Sultan medreseleri karşısına defnedildi.<br />

İlme rağbeti fevkalâde olup, ilim öğrenmek için, gençliğinde servet nîmetinden mahrum<br />

olmayı göze aldığı gibi, sonraları da, bir makamda bulunmaktan daha çok müderrislikle<br />

iftihâr ederdi. Belki ilim öğrenmek ve öğretmeye engel olur düşüncesiyle, mevki ve makâmı<br />

zorla kabûl ederdi.<br />

Molla Ali Tûsî, Acem diyârına gittiği zaman, Ali Kuşcu ile karşılaştı.Ali Tûsî, Ali Kuşçu'ya;<br />

"Nereye gidiyorsun?" dedi. O da; "Rum diyârına gidiyorum." dedi. Ali Tûsî ona; "Orada<br />

Hocazâde ile olan münâsebetine dikkat et." dedi. Ali Kuşçu İstanbul'a geldiği zaman,<br />

Hocazâde'nin de içinde bulunduğu âlimler onu karşıladılar. AliKuşçu sohbet sırasında,<br />

denizde görmüş olduğu med-cezîr hâdisesini anlattı.Hocazâde, med-cezîr hâdisesinin<br />

sebebini açıkladı.Sohbet devâm etti. Konu, Tîmûr Hanın huzûrunda Seyyîd Şerîf Cürcânî ile<br />

Sâdeddîn Teftâzânî'nin karşılıklı münâzarasına gelince, Ali Kuşçu, Teftâzânî tarafını tercih<br />

etti. Hocazâde ise; "Ben bu konuyu tahkik ettim, Seyyid Şerîf Cürcânî'nin haklı olduğu<br />

kanâatine vardım." dedi. Ali Kuşçu, Hocazâde'nin yazdığı hususları mütâlaa etti ve haklı<br />

olduğunu anladı. Yine Fâtih Sultan Mehmed, Ali Kuşçu'ya; "Hocazâde'yi nasıl buldunuz?"<br />

diye sorunca, Ali Kuşçu; "Rum'da ve Acem'de emsâli yok." cevâbını verdi. Pâdişâh da;<br />

"Arap'ta dahi eşi yoktur." diyerek onun ilimdeki üstünlüğünü işâret etti.<br />

Molla Abdurrahmân binMüeyyed, Celâlüddîn ed-Devânî'nin hizmetine kavuşunca,<br />

Celâlüddîn ed-Devânî ona; "Hangi hediye ile geldin?" dedi. O da; "Hocazâde'nin<br />

Tehâfüt-ül-Felâsife adlı kitabıyla geldim." dedi. Celâlüddîn ed-Devânî o kitabı mütâlaa<br />

edince; "Bu konuda bir kitap yazmak istiyordum. Eğer bu kitabı görmeden o kitabı<br />

yazsaydım, bu kitabın yanında sönük kalırdı." dedi.<br />

Hocazâde'nin, Tehâfüt-ül-Felâsife adlı meşhûr eserinden başka, Hâşiye-i Şerh-i Mevâkıf,<br />

Hâşiye-i Şerh-i Hidâyet-ül-Hikme, Şerhu Tevâli-ul-Envâr, Şerh-ul-İzzi fit-Tasrîf,<br />

Hâşiyetü alet-Telvîh fil-Usûl gibi birçok kıymetli eserleri de vardır.<br />

Hocazâde en iyi bildiği meselelerde dahi fetvâ kitaplarını karıştırmadan cevap vermezdi.<br />

Hattâ bir günde aynı konu iki defâ sorulsa yine kitâba başvurup açıklamasını öyle yapardı.<br />

Yanında duran talebeleri bâzan; "Efendim daha yeni kitâba bakmıştınız. Bu defâ da<br />

bakmadan cevap veremez miydiniz." diye sorduklarında; "Eğer ilmime güvenip bakmasam,<br />

gönül tenbelliğe alışır." derdi.<br />

1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.12, s.290<br />

2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi; s.145<br />

3) Şezerât-üz-Zeheb; c.7, s.354<br />

4) Fevâid-ül-Behiyye; s.24<br />

5) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.433<br />

6) Keşf-üz-Zünûn; c.1, s.497, c.2, s.1139, 1892<br />

7) Brockelman; Sup.2, s.322<br />

8) Tâcü't-Tevârih; c.5, s.110<br />

9) Kâmûs-ül-A'lâm; c.3, s.2063<br />

10) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.12, s.93<br />

HUCVÎRÎ;

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!