22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

3) Nefehât-ül-Üns; s.108, 116<br />

4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1084<br />

5) Sıfât-üs-Safve; c.4, s.134<br />

6) Hak Sözün Vesîkaları (2.baskı); s.332<br />

7) Tezkiret-ül-Evliyâ; c.1, s.221<br />

8) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.185<br />

HATTAT HÂFIZ OSMAN EFENDİ;<br />

Osmanlı Devletinde yetişen âlim, velî ve büyük hattatlardan. 1642 (H.1052) senesinde<br />

İstanbul'da doğdu. Babası, HasekiCâmiinin müezzini Ali Efendi idi. Zamânının hat üstâdı<br />

olması sebebiyle, ilmî yönden çok hattatlığı ile meşhûr oldu. Osmanlı Devletinin en meşhûr<br />

hattâdı Şeyh Hamdullah Efendiden yüz sene sonra gelip, onun gibi yeni bir çığır açtığı için;<br />

"Şeyh-i sânî" (İkinci şeyh) nâmıyla anıldı. 1698 (H.1110) senesinde İstanbul'da vefât edip,<br />

müdâvimi olduğu Kocamustafapaşa'daki Sünbül Efendi Dergâhı bahçesinde defnedildi.<br />

Küçük yaşta, Allahü teâlânın yüce kitabı Kur'ân-ı kerîmi ezberleyen Osman Efendi, Hâfız<br />

Osman nâmıyla anılmaya başlandı.Küçücük yaşındaKur'ân-ı kerîme saygısı ve edebi ile<br />

dikkatleri çekti.Sadrâzam Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa tarafından himâye edildi. Kur'ân-ı<br />

kerîm yazısına istidât ve hevesi dikkate alınarak, hat ustalarından Derviş Ali Efendiden ders<br />

alması temin edildi. Derviş Ali Efendi kendisinin yaşlılık devresinde olması sebebiyle böyle<br />

kâbiliyetli bir talebeyi oyalamak istemedi. Kendi talebelerinin ileri gelenlerinden olan<br />

Suyolcuzâde Eyyûblu Mustafa Efendiye havâle etti. Suyolcuzâde'den, aklâm-ı sitte adı<br />

verilen; sülüs, nesih, muhakkak, reyhânî, tevkî ve rik'a adındaki altı çeşit yazı şeklini<br />

öğrendiğine dâir icâzet aldı. Bu sırada on sekiz yaşındaydı. 1659 (H.1070) senesinde Şeyh<br />

Hamdullah'ın yazı stilini zamânında en iyi bilen hattat Nefeszâdeİsmâil Efendiye talebe oldu.<br />

Yeniden "Elif-be"den başladı. Şeyh Hamdullah'ın yazı üslûbunun bütün inceliklerine vâkıf<br />

oldu. Yazıları Şeyh Hamdullah'ın yazılarına o kadar benzerdi ki, işin mütehassısı olan<br />

kimseler bile, imzâsız yazıların kime âit olduğunu ayırt edemezlerdi.<br />

Hâfız Osman, kırk yaşına kadar Şeyh Hamdullah'ın usûlünde yazı yazmaya devâm etti. 1679<br />

(H.1090) senesinde sülüs ve nesihte kendi usûlünde eserler vermeye başladı. Şeyh<br />

Hamdullah'ın yedinci asır hattatlarından Yâkut-ül-Musta'sımî'yi unutturduğu gibi, Hâfız<br />

Osman'ın ünü de beş sene gibi kısa bir süre içerisinde Şeyh Hamdullah'ı insanların zihninden<br />

sildi. Hat'tan (güzel yazıdan) bahsedilen her yerde Hâfız Osman akla gelirdi. Devrin ileri<br />

gelen hattatlarındanAğakapılı İsmâil Ağa, Hâfız Osman Efendinin üstünlüğünü kabûl ederek;<br />

"Hüsn-i hattı biz bildik, Osman Efendi yazdı" derdi. Zamânın pâdişâhı Sultan İkinci Mustafa<br />

Hana 1694 senesinde hat dersleri vermeye başladı. Hâfız Osman Efendi, Pâdişâhın arzu ettiği<br />

yazıları yazar, Pâdişâh da o yazıları taklîd ederdi. Hâfız Osman Efendi yazı yazarken,<br />

Pâdişâh hokkasını tutardı.Sultan Üçüncü Ahmed Hân da, Hâfız Osman'ın hat dersi verdiği<br />

talebeleri arasındaydı.<br />

Sünbül Efendi dergâhı şeyhlerinden Seyyid Alâeddîn Efendiden aldığı ilim ve feyzle, kalbini<br />

tasfiye ve nefsini tezkiye eden Hâfız Osman Efendi, ilim ve ibâdette zühd ve takvâda çok<br />

ilerlemişti. Hâl ve hareketlerini, ahlâk ve tabiatını Allahü teâlânın emrine, Resûl-i ekremin<br />

sünnet-i şerîfine uydurmakta büyük mesâfeler katetmişti. Her hafta Cumâ günleri Sünbül<br />

Efendi dergâhına gider, dervişlere zikr esnâsında nezâret eder, onlara yol gösterirdi. Zikr<br />

esnâsında kendisinden geçer, koynuna koyduğu varaklar hâlindeki yazılar, ortalığa yayılırdı.<br />

Üzerinde fevkalâde güzellikte yazılar bulunan bu varaklar, orada bulunanlar tarafından<br />

toplanır, daha sonraHâfız Osman'ın müsâdesiyle arzu edenlere dağıtılırdı. İhtiyâcı olan<br />

dervişler, kendisine verilen varakı satarak ihtiyâcını görür, ihtiyâcı olmayan da<br />

bereketlenmek için o varakı saklar, evinin en güzel köşesine asardı.<br />

Hâfız Osman Efendi, gâyet mütevâzî ve cömertti. Allahü teâlânın bir kulunu memnun

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!