22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

vardır mühürlüdür, kalp vardır sapasağlamdır. Kâfirin kalbi ölüdür. Günahkârın kalbi<br />

hastadır. Nasîbsiz kimsenin kalbi gâfildir. Kalbimizde perde vardır diyerek fenâ iş yapanın<br />

kalbi de mühürlüdür. Allahü teâlâdan korkup dâimâ ibâdette bulunan kimsenin kalbi de<br />

sağlam olan kalptir."<br />

"İnsanlara ilim öğretip, insanlar ondan öğrendikleri ilim ile amel ettikleri halde kendisi<br />

amel etmeyen kimse, kıyâmet günü pişmanlığı en çok olan kimsedir."<br />

"Dört şey olmadan, dört şeyi iddiâ eden yalancıdır. 1) Allahü teâlânın haram kıldığı<br />

şeylerden sakınmadan, Allahü teâlâyı sevdiğini iddiâ eden, 2) Fakirleri yoksulları aşağı<br />

görerek, Resûlullah efendimizi sevdiğini iddiâ eden, 3) Elinden geldiği halde fakirlere sadaka<br />

vermeyerek, Cennet'i sevdiğini iddiâ eden, 4) Günahlardan sakınmadığı halde, Cehennem<br />

ateşinden korktuğunu iddiâ eden yalan söylemiştir."<br />

Cimri birinin hastalandığı zaman sadaka dağıttığını görünce; "Allah'ım bu kulunun<br />

hastalığını devâm ettir. Çünkü bunun böyle sadaka dağıtması, kendi günahları için keffâret,<br />

fakirler için de daha faydalı olmaktadır." diye duâ etti.<br />

"Şu üç halde kendine dikkat etmeyi vazîfe bil: Bir iş yaptığında Allahü teâlânın seni<br />

gördüğünü aklından çıkarma. Bir şey söylediğin zaman, Allahü teâlânın duyduğunu hiç<br />

unutma. Sükût ettiğin zaman da Allahü teâlânın senin halini ve nasıl sükût ettiğini bildiğini<br />

dâimâ hatırında tut."<br />

GÜZEL KILINAN NAMAZ<br />

Rebâh bin el-Hirevî şöyle anlatır: Îsâ bin Yûsuf, bir mecliste konuşan Hâtim-i Esam'a uğradı ve şöyle<br />

sordu: "Ey Hâtim! Sen namazını güzel kılıyor musun?" Hâtim, "Evet" dedi. O; "Nasıl kılıyorsun?"<br />

diye sordu. Hâtim şöyle buyurdu: "Emre uyuyorum, korku ile yürüyorum, niyetle giriyorum, büyük<br />

bilip tekbir alıyorum, tertil ve tefekkürle okuyorum, huşû ile rükû ediyorum, tevâzu ile secde<br />

ediyorum, tam teşehhüd içinde oturuyorum, sünnete göre selâm veriyorum ve selâmı Allah'a hâs<br />

kılarak veriyorum. Namazımın kabûl olunmayacağından korkarak, korkuyla nefsime dönüyorum.<br />

Ölene kadar onu muhâfaza ediciyim." Bunun üzerine Îsâ bin Yûsuf; "Sen namazını güzel kılıyorsun."<br />

buyurdu.<br />

ÜÇ ŞARTIM VAR<br />

Şöyle naklederler: "Birisi bir gün Hâtim-i Esam'ı evine dâvet etmişti. Fakat kabûl etmedi. Isrâr edince<br />

ona: "Gelirim ama üç şartım var. Nereye istersem oraya otururum. İstediğimi yerim. Ne dersem onu<br />

yapacaksınız." dedi. Adam kabûl etti. Hâtim-i Esamdâvet edenin evine gitti ve ayakkabıların<br />

konulduğu yere oturdu. Senin yerin orası değil dediklerinde, "Ben önceden şart koştum." dedi. Sofra<br />

gelince, yanında getirdiği ekmeği çıkarıp yedi. Efendim buradan yiyin dediklerinde; "Ben ne istersem<br />

onu yerim diye şart koşmuştum." dedi. Sofra kalktıktan sonra hizmetçiye; "Demir tavayı ateşte kızdır<br />

getir." dedi. Hizmetçi söyleneni yaptı. Hâtim-i Esam demir tavanın içine ayağını koydu ve; "Somun<br />

yedim." dedi. Sonra oradakilere;"Yarın kıyâmet günü yaptığınız her işten ve yediğiniz her şeyden<br />

Allahü teâlânın sizden hesap soracağına inanıyor musunuz?" diye sorunca, oradakiler "Evet." dediler.<br />

"Diyelim ki, burası Arasat meydanı, her biriniz sırayla gelip şu tavaya ayağınızı koyarak, burada<br />

yediklerinizin hesâbını veriniz." dedi. Bunun üzerine oradakiler; "Buna gücümüz yetmez." dediler.<br />

"Yarın kıyâmet günü Allahü teâlâya nasıl cevap vereceksiniz. Arasat meydanının kızgın zemini<br />

üzerinde nasıl duracaksınız? Halbuki Allahü teâlâ meâlen; "Her nîmetin şükründen muhakkak<br />

sorulacaksınız." (Tekâsür sûresi: 8) buyurmaktadır." dedi. Bunun üzerine orada bulunanların hepsi<br />

ağlamaya başladılar."<br />

1) Tabakât-üs-Sûfiyye; s.91<br />

2) Hilyet-ül-Evliyâ; c.8, s.73

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!