22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ana getirin!" buyurdu. Abdülehad'ı getirip Şemseddîn Sivâsî'nin kucağına verdiler.<br />

Şemseddîn hazretleri Abdülehad'ı ilâhî sırlarla dolu göğsüne bastırdı ve tam bir teveccüh ile<br />

teveccühte bulundu. Sonra Anne Hâtuna teslim etti. Emirleri üzerine, mahremleri olan<br />

hanımlar dışarı çıktılar. Onlardan sonra içeriye, dışarda bekleyen halîfeleri ve talebeleri<br />

girdiler. Şemseddîn Sivâsî onlarla birlikte, bir saat kadar Allahü teâlânın zikri ile meşgûl<br />

oldular. Daha sonra bir duâ okumaya başladılar ve duânın bitiminde rûhunu teslim ettiler.<br />

Oradakilerden bâzısı, vefât etti, bâzısı da vefât etmedi diye tereddüd ettiler. En sonunda<br />

içlerinden birisi, Şemseddîn Sivâsî'nin yanına varıp, vefatını gördü, mahzûn ve kederli bir<br />

şekilde diğerlerine bildirdi.<br />

Abdülehad Nûrî Efendi henüz küçük yaşta babasız kaldı. Dayısı Abdülmecîd Sivâsî yeğenini<br />

himâyesine alarak tahsîl ve terbiyesiyle meşgûl oldu.<br />

Halvetiyye yolunun büyüklerinden Şeyh Şemseddîn-i Sivâsî'nin halîfesi olan Abdülmecîd<br />

Efendi, devrin pâdişâhı Sultan Üçüncü Mehmed Han tarafından dâvet edilince yeğeni<br />

Abdülehad Nûrî'yi de berâberinde İstanbul'a getirdi. Abdülehad Nûrî bir yandan medrese<br />

tahsîline devâm ederken bir yandan da dayısından tasavvuf terbiyesi gördü. Kırk erbaîn yâni<br />

bin altı yüz gün devamlı yalnız olarak bir yerde îtikâf edip ibâdetle meşgûl oldu. Mânevî<br />

derecelere kavuştu. Mürşidi hocası Abdülmecîd Sivâsî'den icâzet, diploma alarak halîfesi<br />

oldu.Hocası tarafından insanları doğru yola ulaştırmaya memur edildi. Yirmi yaşlarında kitap<br />

yazmaya başladı.<br />

Abdülehad Efendi, Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek işâretleri ile<br />

Midilli'ye gönderildi. Giderken en kısa zamanda tekrar İstanbul'a döneceğini bildirdi.<br />

Abdülehad Efendi Midilli'yi teşrif ettiklerinde, yetmiş gayri müslim, onun vâsıtasıyla<br />

İslâmiyeti kabûl etti. Midilli halkı Abdülehad Efendiyi çok sevdi ve hemen hepsi ona talebe<br />

oldu. Dayısı ve hocası olan Abdülmecîd Sivâsî bu durumu duyunca; "Âferin Abdülehad'a!<br />

Umduğumuzdan fazla tasarruf kuvvetine sâhipmiş." buyurdu. O sırada, donanma<br />

komutanlarından hayır sâhibi bir zât olan Bâlî-zâde Hasan Bey, Midilli'ye gelişinde; câmi,<br />

dergâh ve pekçok odalar ve yemekhâneden meydana gelen bir külliye yaptırdı. Burayı<br />

Abdülehad Efendi ve ondan sonra gelecek talebelerine tahsîs etti.<br />

Zamânın şeyhülislâmı Yahyâ Efendi, Midilli'de Abdülehad Efendinin verdiği vâzları, dersleri<br />

ve hizmetleri çok beğenerek, kalbten bir sevgi beslemeye başladı. Bir gün Abdülmecîd<br />

Sivâsî'nin ziyâretine giden Yahyâ Efendi ona; "Abdülehad Çelebi'yi dâvet edin de, mehmed<br />

Ağa dergâhını ona verelim. İnşâallah o, İstanbul'da vâzları ve halkı doğru yola götürmesi ile,<br />

zamânının bir tânesi olacaktır." dedi. Abdülmecîd Sivâsî bu teklifi kabûl etti. Bir mektup<br />

yazıp, Abdülehad Efendiyi çağırınca, derhal İstanbul'a geldi. Doğruca dayısı ve hocası<br />

Abdülmecîd Sivâsî'nin huzûruna girdi. Dayısı; "Oğul, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi seni ister.<br />

Varın ziyâret edin. Murâd-ı şerîfleri nedir? Bir görün." buyurdu. Yahyâ Efendinin huzûruna<br />

varınca, Şeyhülislâm; "Abdülehad Çelebi! Sana merhûm Mehmed Ağa dergâhını verdik.<br />

Burası şerefli bir dergâhtır." dedi. Abdülehad Efendi, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi'nin bu<br />

teklifini kabûl etti ve duâ buyurdu. Oradan ayrılıp, hocası Abdülmecîd Sivâsî'nin yanına gitti<br />

ve durumu arz etti. Dayısı da; "Allah mübârek eylesin. Midilli'yi, feth ile gönülleri ihyâ ettin.<br />

İnşâallah İstanbul'da da çok kimsenin ebedî saâdetine vesîle olursun. Hiç durma, yerine bir<br />

talebeni tâyin edip, vâlideni ve talebelerinden gelmek isteyenleri alıp gel! Dergâhında<br />

talebelerini terbiye ile meşgûl ol." dedi. Abdülehad dayısı ve hocası Sivâsî'nin emrine uyup,<br />

talebelerinden fıkıh ve tasavvuf yolunu iyi bilen, Alîmî Efendiyi yerine bıraktı. Vâlidesini ve<br />

talebelerinden birkaçını alıp, İstanbul'daki Mehmed Ağa dergâhına yerleşti. Burada<br />

yirmisekiz sene vâz ve nasîhatla meşgûl oldu. 1635 senesi Rabî'ul-âhir ayından îtibâren;<br />

Ayasofya, Fâtih ve Sultan Ahmed câmilerinde vâz vermeye başladı.<br />

Abdülehad Efendi, cumâ günü hangi mevzûda vâz verecekse, onunla alâkalı âyet-i kerîme ve<br />

hadîs-i şerîflerin meâllerini güzelce beyân eder, ayrıca mevzû ile alâkalı bir hikâye anlatır,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!