22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Şakîk, bunu duyunca, çok güzel yapmışsın yâ Hâtim, çok doğru söylüyorsun, ikinci faydayı<br />

da söyle, anlıyayım dedi.<br />

Hâtim dedi ki: Ey hocam! İkinci faydam; insanlara baktım, herkesi, arzûları, keyifleri peşinde<br />

koşuyor, nefsin istekleri arkasında yürüyor gördüm ve şu âyet-i kerîmeyi düşündüm: "Allahü<br />

teâlâdan korkarak nefslerine uymayanlar, elbette Cennet'e gideceklerdir". Çok<br />

düşündüm. Kur'ân-ı kerîmin baştan başa doğru olduğunu, bilgilerimle, tecrübelerimle,<br />

aklımla, vicdânımla anladım ve tâm inandım. Nefsimi düşman bilerek, ona aldanmamaya,<br />

uymamaya karar verdim ve mücâdeleye başladım. Nefsimin arzu ve isteklerini yapmadım.<br />

Nihâyet teslim olarak, ibâdetlerden kaçan o nefsin, şimdi Allahü teâlâya itâata koştuğunu,<br />

isteklerden vazgeçtiğini gördüm. Şakîk bunları işitince, Allahü teâlâ sana iyilikler versin, ne<br />

güzel yapmışsın, üçüncü faydayı da söyle dinleyeyim dedi.<br />

Hâtim dedi ki, üçüncü faydam, insanların hâline baktım, herkes dünyâda bir sıkıntıya girmiş,<br />

böylece dünyâlık toplamağa uğraşıyorlar gördüm, sonra şu âyet-i kerîmeyi düşündüm:<br />

"Dünyâ malından, sarıldığınız, sakladığınız her şey, yanınızda kalmıyacak, sizden<br />

ayrılacaktır. Ancak Allah rızâsı için yaptığınız iyilikler ve ibâdetler sizinle beraber<br />

kalacaktır." Dünyâ için topladıklarımı, Allah yolunda harcadım, fukarâya dağıttım. Yâni<br />

bâkî kalmaları için, Allahü teâlâya ödünç verdim. Şakîk bu sözleri işitince, ne güzel<br />

yapmışsın ve ne güzel söylüyorsun yâ Hâtim, dördüncü faydayı da söyle dinliyeyim dedi.<br />

Hâtim dedi ki, dördüncü faydam; insanlara baktım, herkesin başkalarını beğenmediğini<br />

gördüm. Buna sebeb, birbirlerine hased etmeleri, birbirlerinin mevkilerine, mallarına ve<br />

ilimlerine göz dikmeleri olduğunu anladım ve şu âyet-i kerîmeye dikkat ettim: "Dünyâdaki<br />

maddî, mânevî bütün rızıklarını aralarında taksim ettik." Herkesin ilim, mal, rütbe,<br />

evlâd gibi rızıklarının, dünyâ yaratılmadan evvel, ezelde taksim edildiğini, kimsenin elinde<br />

bir şey olmadığını ve çalışmağı, sebeblere yapışmayı emrettiğinden, O'na itâat etmiş olmak<br />

için, çalışmak lâzım geldiğini ve hased etmenin büyük zararlarından başka, zâten lüzumsuz<br />

olduğunu anladım ve Allahü teâlânın ezelde yaptığı taksime ve çalışınca Rabbimin<br />

gönderdiğine râzı oldum. Bütün müslümanlarla sulh üzere olup herkesi sevdim ve sevildim.<br />

Şakîk bunları işitince, ne iyi yapmışsın ve ne iyi söylüyorsun; beşinci faydayı da söyle<br />

dinliyeyim yâ Hâtim! dedi.<br />

Hâtim dedi ki: Beşinci faydam; insanlara baktım, birçoklarının insanlık şerefini, kıymetini,<br />

âmir, müdür olmakta, insanların kendilerine muhtâc olduklarını ve karşılarında eğildiklerini<br />

görmekte zannettiklerini ve bununla iftihâr ettiklerini, öğündüklerini gördüm. Bâzıları da,<br />

kıymet ve şeref, çok mal ve evlâd ile olur sanarak, bunlarla iftihâr ediyorlar. Bir kısmı da<br />

insanlık şerefi, malı, parayı, insanların hoşuna gidecek, herkesi eğlendirecek yerlere<br />

sarfetmektir sanarak, Allahü teâlânın emrettiği yerlere ve emrettiği şekilde harc edemiyorlar<br />

ve bununla öğünüyorlar gördüm ve şu âyet-i kerîmeyi düşündüm: "En şerefliniz ve en<br />

kıymetliniz, Allahü teâlâdan çok korkanınızdır." İnsanların yanıldıklarını, aldandıklarını<br />

anladım ve takvâya sarıldım. Rabbimin affına ve ihsânlarına kavuşmak için, O'ndan korkarak<br />

dînin dışına çıkmadım, haramlardan kaçtım. Şakîk bunları işitince, ne güzel söylüyorsun yâ<br />

Hâtim, altıncı faydanı da söyle dedi.<br />

Hâtim dedi ki, altıncı faydam; insanlara baktım, birbirlerinin mallarına, mevkilerine ve<br />

ilimlerine göz dikerek, fırka fırka, parti parti ayrılarak, birbirlerine düşmanlık ettiklerini<br />

gördüm ve şu âyet-i kerîmeyi düşündüm: "Sizin düşmanınız şeytandır. Yâni sizi, Allah<br />

yolundan, müslümanlıktan ayırmak için uğraşanlardır. Bunları düşman biliniz!"<br />

Kur'ân-ı kerîmin doğru söylediğini bildim. Şeytanı ve onun gibi müslümanlarla uğraşanları<br />

düşman bilip, sözlerine aldanmadım, onlara uymadım. Onların tapındıklarına tapmadım.<br />

Allahü teâlânın emirlerine itâat ettim. Ehl-i sünnet âlimlerinin gösterdiği yoldan ayrılmadım.<br />

Kurtuluş yolunun, doğru yolun, yalnız Ehl-i sünnet yolu olduğuna inandım. Nitekim, Allahü<br />

teâlâ meâlen; "Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayınız. O sizin en belli düşmanınızdır,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!