22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin vefâtı üzerine bu vazîfeyi asil olarak yürütmeye başladı.<br />

Hocasının vefâtından sonra on sekiz yıl fiilen ders okutan, İslâmiyetin emir ve yasaklarını<br />

anlatan Hasan Hilmi Efendi, dergâhında hadîs öğretti. Senede iki defâ hatmetmeyi usûl hâline<br />

getirdiği Râmûzü'l-Ehâdis kitâbını okuttu. Onun sohbetinde ve ilim meclisinde, Mehmed<br />

ZâhidKevserî başta olmak üzere Ezineli Mehmed Hulûsî Efendi gibi yüzlerce zât yetişti.<br />

Yetiştirdiği talebelere icâzet verdi.<br />

Hasan Hilmi Efendi 1896 (H.1314) senesinde yerine Safranbolulu İsmâil Necâtî Efendiyi<br />

vekîl bırakarak hacca gitti. Mekke-i mükerremeye giderek hac vazîfesini yerine getirdi. Hac<br />

esnâsında başka İslâm memleketlerinden gelen âlim ve velîlerle karşılaşıp sohbette bulundu.<br />

Sonra Medîne-i münevvereye giderekPeygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem<br />

kabr-i şerîflerini ziyâretle şereflendi. Burada kaldığı sırada Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî<br />

hazretlerinin talebelerinden Hâfız Ahmed Ziyâüddîn Efendiye misâfir oldu. On sekiz gün<br />

Peygamber efendimizin Ravza-i mütahherasında halvet ederek mânevî feyzlerinden istifâde<br />

etti.<br />

Medîne-i münevverede bulunduğu sırada on beş bin kuruşu fakirlere ve ihtiyaç sâhiplerine<br />

dağıttı. Böylece pekçok kimsenin de duâsını aldı. Vazîfelerini tamamladıktan sonra İstanbul'a<br />

döndü.<br />

İstanbul'da bulunduğu sırada her gün dergâhına gelen yüzlerce kimseye vâz ve nasihat ederek<br />

onların kurtuluşları için çalıştı.<br />

Hayatı boyunca elli altı halîfe yetiştiren Hasan Hilmi Efendi, ömrünün son zamanlarında<br />

irşâd hizmetlerini yâni talebe yetiştirmek ve insanlara İslâmiyeti anlatmak faâliyetlerini<br />

yerine getiremez duruma gelince, Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin halîfelerinden<br />

Safranbolulu İsmâil Necâti Efendiyi yerine vekîl tâyin etti.<br />

Ömrünün son günlerinde dergâha gelemez oldu.Hastalanıp yatağa düştüğü zaman hiçbir şey<br />

yiyip içemez oldu. Bu hastalığı sırasında talebelerine yazdığı vasiyetini bildiren ve onların<br />

Safranbolulu Necâti Efendiye tâbi olmalarını isteyen kâğıdı verdi. Vefâtından bir gün önce<br />

saat 10.00 civârında hastalığın şiddetinden kapanan gözlerini açarak, hanımına abdest almak<br />

ve giyinmek istediğini işâret etti.Abdest aldıktan sonra, hırkasını giyindi. Sonra seccâdesine<br />

kapanarak, artık bu fâni âlemde Allahü teâlâdan ayrılığın ateşine dayanamadığını bildirerek<br />

duâ ve niyâzda bulundu. Bir saat öylece seccâdede kaldı. Daha sonra yatağına yatırdılar.<br />

Bütün gece süren Rabbine kavuşma isteği zevkinin verdiği vecd ve dalgınlık hâlinin ardından<br />

sabaha doğru gözlerini açtı. Yanında bulunanların mahzûn bakışları arasında; "Benim<br />

Rahmet-i Rahmâna kavuşma vaktim geldi. Bu rûh artık Rabb-i Mecîdîne kavuşmayı diler."<br />

dedikten sonra derinden bir "Allah" dedi. 10 Şubat 1911 (H.24 Safer 1329) Perşembe günü<br />

İstanbul'da vefât etti.<br />

Vefâtına halîfelerinden Kâtip MustafaFevzî Efendi tarafından şu beytle târih düşürüldü.<br />

"Âh Cenâb-ı Hilm-i kutb-i zemân<br />

Oldu bugün Mûcib-i dâvet-i Rahmân."<br />

Hasan Hilmi Efendinin cenâze namazı talebeleri ve sevenleri tarafından kılındıktan sonra<br />

SüleymâniyeCâmii bahçesinde defnedildi. Kabri sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir.<br />

Ahlâk bakımından çok mazbut, tevâzûda üstün derece sâhibi ve cömert bir zât olan Hasan<br />

Hilmi Efendi, zühd, takvâ ve tâatta parmakla gösterilebilecek durumdaydı. Kendisine hizmet<br />

edenlere sanki bir arkadaş ve talebelerine karşı can yoldaşı gibi samîmî bir davranış içinde<br />

bulunurdu. Orta boylu, ak sakallı, açık kaşlı, elâ gözlü, çekme burunlu, nûrânî yüzlü bir zât<br />

idi. Açık renkli elbise giymeyi tercih ederdi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!