22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul'a gönderdi. Mahmûd Paşa Medresesine yerleşen HasanHilmi Efendi, fıkıh, tefsîr,<br />

hadîs ve diğer ilimleri Nevşehirli Büyük Ahmed Hâzım Efendi ile Küçük Ahmed Hâzım<br />

Efendilerden okudu. Her iki hocası da ona icâzet verdiler. Bu sırada Ahmed bin Süleymân<br />

Ervâdî'nin İstanbul'a gelip Ayasofya Câmiinde iki sene okuttuğu hadîs derslerine Ahmed<br />

Ziyâüddîn Gümüşhânevî ile birlikte devâm etti.<br />

Hasan Hilmi Efendi, Bâb-ı âlî karşısındaki Fâtıma SultanCâmii müezzinliğine tâlib oldu.<br />

Derslerine<br />

devâm ettiği medreseye de yakın olan bu câmiyi kısa zamanda tâmir ettirdi. Önceden pek<br />

cemâati bulunmayan bu câminin cemâati fazlalaştı. Genç yaşta gönüllü olarak tâlib olduğu bu<br />

câminin baş müezzinliğine getirildi.<br />

Bir Cumâ günü cemâattan yaşlı bir zât, Hasan Hilmi Efendiye, Ahmed Ziyâüddîn<br />

Gümüşhânevî'yi kasdederek; "Nerededir oğlum o pîr-i zaîf?" diye sordu. Hasan HilmiEfendi;<br />

"Dergâha gitti biraz sonra gelir." cevabını verdi. Bu konuşmanın bitimini müteâkip Ahmed<br />

Ziyâüddîn Gümüşhânevî geldi. Yaşlı zât ona dönüp; "Hazret!O dergâh nerededir? Bize<br />

göster. Gittiğin doğru yola biz de gitmek isteriz." deyince, Gümüşhânevî; "Benim esas hocam<br />

ve feyiz pınarım burada değiller. Burada sohbet şeyhim Abdülfettâh-ı Akrî hazretleri var. O<br />

da nisbetini hocamın şeyhinden almıştır. Sizleri kendilerine takdim ve teslim edeyim."<br />

buyurdu. Sonra hep birlikte Abdülfettâh Efendinin huzûr-ı âlîlerine çıkıp, ona talebe oldular.<br />

Böylece ilk olarakAbdülfettâh-ı Akrî hazretlerine talebe olan Hasan Hilmi Efendi, ondan<br />

feyz aldı. Sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. Abdülfettâh-ı Akrî hazretlerinin<br />

vefâtı üzerine Ahmed bin Süleymân el-Ervâdî'nin irşâd, insanlara doğru yolu anlatma izni<br />

verdiği Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'ye bağlandı. Tasavvuf yolundaki ilerlemesini onun<br />

hizmet ve sohbetinde tamamladı. Tasavvuf yolunda olgunlaşıp insanlara İslâmiyetin emir ve<br />

yasaklarını anlatma vakti gelince; "Henüz gerekli olgunluğa kavuşmadığı ve hilâfete hak<br />

kazanmadığı" düşüncesiyle bir müddet Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin gözü önünden<br />

kaybolarak gizlenmeye çalıştı. Bu sırada karşılaştığı ve kendileri ile sohbet ettiği âlim ve velî<br />

zâtlar onun yanlış hareket ettiği, bu takdirin kendine değil, hocasına âid olduğunu beyân<br />

ettiler. Gafletten kurtularak, hocasına dönmesini ve ona teslim olmasını tavsiye ettiler.<br />

Yaptıklarına pişman olan Hasan Hilmi Efendi, hocasının hizmetine devâm etti ve olgunluğa<br />

ulaştı. Hocası ona icâzet ve hilâfet verdi.<br />

Hasan Hilmi Efendi 1863 senesinde hocası Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî ile birlikte<br />

Hicaz'a giderek hac vazîfesini yerine getirdi ve sevgili Peygamberimizin kabr-i şerîflerini<br />

ziyâret etti. Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin ikinci haccı ve üç yıl müddetle Mısır'da<br />

kaldığı sırada hem en kıdemli halîfesi hem de sırdaşı olarak Hasan Hilmi Efendiyi yerine<br />

vekil tâyin etti. İstanbul'da hocasının talebelerine ders verdi ve insanlara İslâmiyetin emir ve<br />

yasaklarını anlatarak, dünyâda ve âhirette saâdete kavuşmaları için gayret etti.<br />

Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî Mısır dönüşünde talebelerini birbirlerine muhabbetle bağlı<br />

görünce hepsini toplayıp; "Ey Hasan Hilmi Efendi! Ey Şerîf! Sizde letâfet dolu feyz<br />

gördüğümden bütün kardeşlerimi sana ısmarladım." diyerek Hasan Hilmi Efendiye verilen<br />

hilâfetin vekâletten, asâlete döndürüldüğünü ilân etti.<br />

Hasan Hilmi Efendi hocasının izni ile bir müddet Geyve'ye insanlara İslâmiyetin emir ve<br />

yasaklarını anlatmak üzere gitti. Burada bir medrese inşâ ettirerek hadîs okuttu. Medresenin<br />

yanında yaptırdığı dergâhta, insanlara Allahü teâlânın rızâsına ulaştıran yolun esaslarını<br />

anlattı. Ancak hocası Gümüşhânevî hazretleri ihtiyarlığı ve zayıflığı sebebiyle vazîfesini<br />

yürütmekte güçlük çektiği için, Hasan Hilmi Efendiyi İstanbul'a dâvet etti. Dergâhını ona<br />

teslim etti. Talebelerine de kendi yerini HasanHilmi Efendiye bıraktığını bildirerek ona<br />

teslim ve tâbi olmalarını istedi. Hasan Hilmi Efendi hocasının vekili olarak irşâd hizmetlerini<br />

yürütüp, Nakşibendiyye yolunun gereklerini yerine getirdi. Böylece daha hocasının<br />

sağlığında vazîfesini üstlenen HasanHilmi Efendi, 1893 (H.1311) senesinde Ahmed

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!