22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sebeb-i hayâtım ve saâdetim; abdestte, tahârette ve namazda, pek ziyâde dikkat gösterir,<br />

edeplere riâyet ederdi. Ben bunları babamdan görerek öğrendim. Herbir edebe, bütün<br />

incelikleri ile riâyeti kitablardan öğrenmek kolay değildir." buyurmuştur.<br />

Bir gün, sâdık dostlarından birisi Abdülehad'ın odasına girmişti. İçeri girer girmez,<br />

Abdülehad hazretlerini, uzuvları kopmuş ve kesilmiş, yere uzanmış bir hâlde gördü. İçeri<br />

giren kimse, bu işi yapan, ya hırsız yâhut da düşmandır diye düşündü. Sonra korkarak ve<br />

bağırarak, büyük bir üzüntü ile dışarı çıktı. Bir başkasına bu durumu bildirdi. Hemen ikisi<br />

birden odaya girdiler. Bir de baktılar ki, Abdülehad hazretleri, rahat ve sağlam bir şekilde<br />

murâkabe eder bir hâlde oturuyor. Ağlayarak ayaklarına kapandılar. Onlara; "Ben hayatta<br />

kaldığım müddetçe bu sırrı kimseye söylemeyin!" buyurdu. Bu hâlin sebebini sorduklarında<br />

da; "Öyle bir şey idi ki, onu anlatacak söz bulamam." buyurdular. Fakat hâli ile sanki<br />

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin şu beytlerini terennüm ediyordu.<br />

Düşmanız kendimize, o yâr bizi çekiyor<br />

Gark olmuşuz denize, bizi dalga çekiyor.<br />

Onun âşıklarına, Azrâil'in yolu yok,<br />

Dostun âşıklarını, sevdâ aşkı çekiyor.<br />

Susamışlar fîgân eder,<br />

Gizlice yüz can verir, dildâr-i peydâ çekiyor.<br />

Yeter, âşıkların katlinin sırrını söylersem,<br />

Münkirleri kızdırıp, inkârını çekiyor.<br />

Abdülehad, evliyânın meşhûrlarından olan ve oğlu İmâm-ı Rabbânî'nin hocası Bâki-billah<br />

hazretleri ile görüşmeyi çok arzu ettiği hâlde, görüşemeden vefât etmişti. Bunu, İmâm-ı<br />

Rabbânî hazretleri şöyle anlatmıştır:<br />

Babamın bu büyük arzûsunu vefâtından sonra, Muhammed Bâki-billah hazretlerine arzettim.<br />

"Biz de onları görmeyi çok isterdik. Serhend'e gitseydik onlardan bir şey öğrenirdik."<br />

buyurdu.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri yine şöyle anlatmıştır:<br />

Babamın bana; "Ehl-i beytin sevgisinin, îmân ve hüsn-i hâtimeye yâni son nefeste îmân ile<br />

gitmeye büyük tesiri olur." dediğini hatırlayınca, can verme anlarında bunu kendisine<br />

sordum. "Allahü teâlâya hamd ve şükürler olsun, o muhabbetle ve sevgiyle doluyum, nîmet<br />

deryâsında yüzüyorum." buyurdu. Beyt:<br />

İlâhi! Fâtıma evlâdı hürmetine,<br />

Son sözüm kelime-i tevhîd eyle.<br />

Abdülehad hazretleri buyurdu ki:<br />

"Kalbime, Allahü teâlânın yardımı ile öyle geliyor ki, namazın sonunda teşehhüdde,<br />

Ettehiyyâtü'nün okunmasının emredilmesi namazın müminlerin mîrâcı olduğunu<br />

hatırlatmaktır. O hâlde lâyıkdır ki, müminlerin mîrâcında da, Peygamber efendimize<br />

mîrâcında hâsıl olan yüksek hâllerden ve eşsiz şereflerden bir şeyler bulunsun. Allahü teâlâ<br />

lütfederek, bize de Resûlünün kâsesinden bir yudum ihsân etti. Ettehiyyâtü'den sonra,<br />

Peygamber efendimize salevât okunmasının emredilmesi, müminlerin mîrâcının Resûlullah'a<br />

uyup, tâbi olmakla hâsıl olacağını gösteriyor. Yine bu salevâtlar, Peygamber efendimize<br />

uymakla şereflenmenin ve bereketli hidâyetlerine kavuşan müminlere verilen nîmetin<br />

hakkının edâsı, şükrüdür. Ayrıca, Peygamber efendimizin ümmetine, mîrâc ile şereflenmeyi<br />

bahşettiğini bildiren bir tenbih ve uyarmadır.<br />

Yine şunu işâret etmektedir ki, ümmetin en yükseklerinden birkaçı, o en yüksek mertebeye<br />

çıkarlarken, Resûlullah efendimize tâbi olmak, uymak dâiresinden dışarı çıkamazlar. Onların<br />

sonu Resûlullah'ın başlangıcına yetişemez ve hepsinin başı, Resûlullah'ın ayaklarının<br />

altındadır.<br />

Tasavvufa dâir bir kitap gördüm. Onda şöyle yazılı idi:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!