22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

vurdu. Halîfe; "Bir de biner misiniz?" deyince, bindi. Sarayın bahçesinde koşturdu. At, en<br />

ufak bir serkeşlik yapmadı. Sonra attan inip halîfenin yanına gelerek; "Bundan daha iyisini<br />

görmedim." buyurdu. Halîfe çok hayret etti ve atı İmâm-ı Askerî hazretlerine hediye etti.<br />

Hasan bin Ali Askerî hazretleri ömrünü İslâmiyeti öğrenmek, öğretmek ve yaşamak sûretiyle<br />

geçirdi. Onun Nercis isimli hanımından Muhammed Mehdî isminde bir oğlu dünyâya geldi.<br />

Zamânının kutbu olan Muhammed Mehdî yüksek bir velî idi. Hasan bin Ali Askerî hazretleri<br />

874 (H.261) senesi Rebîülevvel ayının sekizinci Cumâ günü Bağdât yakınındaki Samarra'da<br />

vefât etti.<br />

Vefât haberi duyulunca, bütün Samarra halkı cenâzesine koştu. Başta halîfe olmak üzere,<br />

devletin ileri gelenleri, kumandanlar, kâdılar ve bütün halk onun cenâze namazında<br />

bulundular. Samarra'da babasının türbesinde kabrinin yanında defnedildi. Kabri, sevenleri<br />

tarafından ziyâret edilmektedir.<br />

Hasan bin Ali Askerî hazretlerinin vefâtından sonra da kerâmetleri görülmüştür.<br />

Harputlu bir şahıs memleketine gitmek üzere Erzurum'dan yola çıkmıştı. Kemah'a bağlı<br />

Nezkep köyünü gece geçmesi gerekiyordu. Burası eşkıyâlar yatağı ve tehlikeli bir yerdi. Bir<br />

dereye geldiğinde adamcağız korkudan gözlerini kapayıp Hasan-ı Askerî hazretlerinin<br />

rûhâniyetinden imdâd diledi. "Siz işlerinizde şaşırıp kaldığınız zaman kabir ehlinden<br />

yardım taleb ediniz." hadîs-i şerîfinin mânâsı tecelli etti. İmâm Hasan-ı Askerî'nin<br />

rûhâniyeti nûrânî bir şekilde karşısına çıkıp; "Korkma tehlikeli olan yerleri geçtin." diye<br />

müjdeledi. Ona gideceği istikâmeti gösterdi.<br />

Şibrâvî, Hasan bin AliAskerî hazretlerinin vefât ettikten sonraki kerâmetlerinden şunu<br />

nakletti: "1879 (H. 1296) senesinde Irak'ın kuzey taraflarındaki bir köyden Bağdât'a gitmek<br />

üzere yola çıktım. O köyde kâdı olarak vazîfe yapıyordum. Benim için tâyin edilen vakti<br />

tamamlamadan oradan ayrıldım. Bulunduğum köyde şiddetli bir kıtlık hüküm sürüyordu. Bir<br />

toplulukla birlikte Bağdât yakınlarındaki Samarra şehrine vardık. Orada bulunan Hasan bin<br />

Ali Askerî'nin kabrini ziyâret etmek üzere kabr-i şerîfinin yanına vardık. Bu sırada benim<br />

üzerimde rûhânî bir hal meydana geldi. Böyle bir hal de Musul'da Yûnus aleyhisselâmın<br />

kabrini ziyâret ettiğim zaman olmuştu. Kur'ân-ı kerîmden okudum ve duâda bulundum.<br />

Sevâbını rûhuna bağışladım. Bende hâsıl olan bu hâlin Hasan bin AliAskerî hazretlerinin<br />

kerâmeti olduğunu anladım."<br />

PASTA YERİNE ET YE<br />

Hasan bin Ali Askerî hapishânede bulunduğu sırada oruç tutardı. O iftar ettiği zaman diğer arkadaşları<br />

da onunla birlikte yemek yerlerdi. Ebû Hâşim de onunla birlikte oruç tutmaya başladı. Aradan bir<br />

müddet geçince zayıf düştü. Oradaki vazîfeliden pasta istedi. Vazîfelinin getirdiği pastayı alan Ebû<br />

Hâşim boş bir kenara çekilerek yedi. Daha sonra her zamanki bulunduğu topluluğun arasına döndü. O<br />

topluluktan hiç kimse Ebû Hâşim'in bir kenara çekilip yeyip içtiğini bilmiyordu. Hasan bin Ali Askerî<br />

hazretleri Ebû Hâşim'e tebessüm ederek yöneldi ve buyurdu ki: "Ey Ebû Hâşim! Senin yeyip içmende<br />

bir mahzûr yoktur. Kendini zayıf hissettiğin ve kuvvetlenmek istediğin zaman pasta yerine et ye.<br />

Çünkü pasta insanı kuvvetlendirmez." Ebû Hâşim pasta yediğini kimsenin bilmediğini düşünerek,<br />

bunun Hasan bin Ali Askerî'nin kerâmeti olduğunu anladı.<br />

BİZİ BOŞ ÇEVİRMEZ<br />

Muhammed bin Câfer isimli bir genç anlattı:<br />

Geçim sıkıntısı içindeydik. Bir gün babam; "Oğlum gel İmâm-ı Askerî hazretlerine gidelim. Onun çok<br />

cömert olduğunu söylüyorlar. Bizi de boş çevirmez. Bir ihsânda bulunabilir." dedi. Ben de "Peki,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!