22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2) Sefinet-ül-Evliyâ; s.94<br />

3) Siyer-ül-Evliya; s.156<br />

4) Hazînet-ül-Asfiya; c.1, s.308<br />

5) Persian Literatüre; c.1, s.6<br />

6) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.265<br />

HAMMÂD BİN MÜSLİM DEBBÂS;<br />

Bağdât'ta yetişen büyük velîlerden. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî'nin tasavvuf ilmini<br />

öğrendiği hocalarındandır. Aslen Şamlı olup, hayâtı Bağdât'ta geçti. Doğum târihi<br />

bilinmemektedir. 1131 (H.525) senesinde vefât etti. Kabri Şunûzî Kabristânındadır. Şam'da<br />

Bâb-ı Mûsul kabristânında olduğu söyleniyorsa da, doğrusu Bağdat'ta olduğudur.<br />

Hammâd bin Müslim Debbâs, talebelerini en güzel terbiye ile yetiştiren âlimlerdendi. Keşf ve<br />

kerâmet sahibi evliyânın başta gelenlerindendir. Zamânında yaşayan evliyâ ve âlimler<br />

kendisine bağlıydılar. Abdülkâdir-i Geylânî, bu hocasını çok över, kerâmetlerini anlatırdı.<br />

Yine evliyânın büyüklerinden Tâc-ül-Ârifîn Ebü'l-Vefâ hazretleri Bağdat'a geldiğinde onun<br />

evinde kalır ve çok hürmet ederdi. Ebû Necîb Sühreverdî; "Hammâd bin Müslim, benim<br />

karşılaştığım Bağdât velîlerinin büyüklerinden idi. Onun büyüklüğünü, talebesi Seyyid<br />

Abdülkâdir-i Geylânî'ye bakarak anlamak mümkündür. Abdülkâdir-i Geylânî, hocasının<br />

büyüklüğünü anlatan en büyük delildir." buyurdu.<br />

Hammâd hazretlerinin lakabı Debbâs (pekmez kaynatıcısı)tır. Pekmez kaynatırken yanına arı<br />

sinek hiç birisi gelip konmazdı. Çok kerâmetleri görüldü. Güzel halleri ve sözleri meşhurdur.<br />

Hammâd bin Müslim hazretleri yapılması haram olan bir şeyle karşılaşsa veya başkaları<br />

tarafından yapılan bir haram işi görse, hatâyı kendisinde bulur, tövbe ve istigfâr ederdi. Bir<br />

gün yolda giderken, bir evden çalgı ve şarkı söyleyen bir kadının sesini işitti. Hemen tövbe<br />

ve istigfâr ederek evine gelip evdekilere, "Biz hangi günâhı işledik de, bugün yolda bir günah<br />

ile karşılaştım?" diye sordu. Âilesi de, "Akşam eve, içinde canlı resmi olan bir tabak hediye<br />

getirmişlerdi." dedi. Tabağı getirip kırdıktan sonra; "Bir daha böyle bir şey kabûl etmeyiniz."<br />

buyurdu.<br />

Hammâd bin Müslim'in tasavvufa âit pek kıymetli sözleri vardır. Buyurdu ki:<br />

"Allahü teâlâya kavuşmanın en yakın yolu, O'nun sevgisidir. İnsan, İslâmiyetin emirlerini<br />

yapıp huzûr ve sükûna kavuşmadıkça hakîkî Allah sevgisini tadamaz."<br />

"Fenâ makâmına kavuşmayı dileyen, yâni Allahü teâlâdan başka her şeyin sevgisinin yok<br />

olmasını isteyen, O'ndan gelen her şeye, dert ve belâlara râzı olmalıdır."<br />

El-Keymanî el-Bezzâz ve Ebü'l-Hasan Ali şöyle nakletmektedirler:<br />

Hammâd bin Müslim hazretlerinin vefâtından bir süre sonra şeyhimiz Abdülkâdir, yanında<br />

birçok âlimler olduğu halde Şunûzî kabristanını ziyâret etti. Şeyh Hammâd bin Müslim'in<br />

kabrinde arkasındaki cemâatle birlikte bir hayli durdu. Ayrılıp giderken güldü, neşeliydi.<br />

Sebebini soranlara şu cevâbı verdi:<br />

1106 yılı Şâban ayının ortasında bir Cumâ günü Şeyh Hammâd'ın talebeleri ile birlikte Cumâ<br />

namazınıResafe'de kılmak maksadıyla Bağdât'tan çıktık. Şeyh de berâberimizdeydi. Nehrin<br />

kenarına geldiğimizde Şeyh beni tuttuğu gibi nehrin içerisine fırlatıp attı. Hemen Cumâ<br />

guslüne niyet ettim. Üzerimde yünden bir cübbe elimde de başka bir cübbe vardı. Beni<br />

bırakıp gittiler. Sudan çıktım, cübbeyi sıktım ve onları tâkib ettim. Haddinden fazla<br />

üşümüştüm. Yanımdaki insanlardan bâzıları beni ısıtmak istedilerse de Şeyh râzı olmadı,<br />

onları bu hareketten men etti ve; "Ben onu imtihân için yapıyorum. Çünkü o

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!