22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kimselere, insanlara karşı gösteriş yapmasıdır. Böyle kimseden daha aşağı kimse yoktur.<br />

Dünyâyı gözünde küçültmezsen, dünyâ ehli gözünde küçülmez. İnsan gücü yettiği kadar<br />

kendi kusurlarını görmeye çalışırsa, kendini beğenme belâsından kurtulur."<br />

"Tevekkül nedir?" diye sorulunca; "On bin dinar paran olsa bir dinar da borcun olsa bu<br />

borcun üzerinde kalmasından ölmeden önce emin olmamandır. Aynı şekilde on bin dinar<br />

borcun olsa, bunu ödeyecek hiçbir şey de bırakmasan, Allahü teâlânın o borcunu ödeyecek<br />

bir vesile vermesinden ümid kesmemendir."<br />

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.10, s.231<br />

2) Tabakât-ül-Kübrâ; c.1, s.84<br />

3) Risâle-i Kuşeyrî; c.1, s.103<br />

4) Tezkiret-ül-Evliyâ; c.1, s.293<br />

5) Tabakât-üs-Sûfiyye; s.123<br />

6) Nefehât-ül-Üns Tercümesi; s.113<br />

7) Sıfât-üs-Safve; c.4, s.109<br />

8) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.174<br />

HAMÎD-İ AKSARÂYÎ (Bkz. Somuncu Baba)<br />

HAMÎDÜDDÎN NÂGÛRÎ;<br />

Muînüddîn-i Çeştî'nin talebelerinin büyüklerinden. İsmi Hamîdüddîn, künyesiEbû Ahmed,<br />

lakabıSultân-ı târikîn'dir. Sa'îdî, Nâgûrî, Şevâlî diye de tanınır. Cennet'le müjdelenmiş<br />

Aşere-i mübeşşereden Saîd bin Zeyd'in soyundandır. Hind âlimlerinin önde gelenlerindendi.<br />

Uzun bir ömür sürdü. "Delhî'nin fethinden sonra, orada müslümanların evinde ilk dünyâya<br />

gelen benim." demiştir. Hâce Muînüddîn-i Çeştî'nin zamânından, Nizâmeddîn-i Evliyâ'nın<br />

zamânına kadar yaşamıştır. 1274 (H.673) yılında vefât etti.Kabri Nâgûr'dadır.<br />

Hamîdüddîn Sûfî, dünyâyı terketmede, âhirete yönelmede pek gayretliydi. Hâce Muînüddîn-i<br />

Çeştî hazretlerinin sohbetlerinde ve derslerinde yetişti. Mütevâzî bir hayat sürerdi. Nâgûr<br />

nâhiyesinin Sevâl köyünde bir arâzisi vardı. Burayı kendisi eker ve çoluk çocuğunun<br />

nafakasını buradan temin ederdi. Behâüddîn Zekeriyyâ Mültânî ve Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker<br />

ile mektuplaşmıştır.<br />

Bir gün Muînüddîn-i Çeştî, Hamîdüddîn'e; "Sen dünyâ ve âhirette muazzez ve mükerrem<br />

olmayı ister misin?" buyurdu. Hamîdüddîn; "Kulun isteği olmaz, Mevlânın isteği olur." dedi.<br />

Ondan sonra Hâce Muînüddîn, Hâce Kutbüddîn'e de hitâbla aynı sözleri söyledi. O da<br />

cevâbında; "Kulun ihtiyârı, yâni isteği yoktur, hüküm olunan sizin ihtiyârınızdır." diye arz<br />

etti. Bunun üzerine Muînüddîn-i Çeştî buyurdu ki; "Dünyâyı terk eden, âhireti düşünmeyen<br />

Sultân-ı târikîn, yâni terk edenlerin sultânı Hamîdüddîn Sûfî'dir." Bu günden sonra lakabı,<br />

Sultân-ı târikîn kaldı. Hamîdüddîn-i Sûfî, Behâüddîn Zekeriyyâ'ya yazdığı bir mektubunda<br />

buyuruyor ki: "Âlimlerimizin söz birliği ile, nassların ve hadîs-i şerîflerin beyânına göre,<br />

dünyâ ve dünyâlıklar Allahü teâlânın rızâsına kavuşmaya mânidir. Allahü teâlâ ile kul<br />

arasında perdedir."<br />

Hamîdüddîn Nâgûrî'ye; "Dünyâ nedir?" diye sorulduğunda; "Allah'tan gayri her şey<br />

dünyâdır. Senin nefsin alçak ve aşağıdır. Nefsine yakın olan her şey dünyâdır. Bugün, dünyâ<br />

senin nefsine yakındır, yarın âhiret. Bu mânâda şöyle demişlerdir:<br />

Bugün, akşam, dün ve yarın,<br />

Dördü bir, siz yalnız varın.<br />

Yarın, inanıyoruz ki bize meâlen şöyle denecek: "And olsun, sizi, ilk defâ nasıl çırılçıplak

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!