22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

oturduğu yerde başının üzerinde yüksekte bir yerde duvara yapışık duran özel sandukada<br />

bulunan Sakal-ı şerîf ile Şâh-ı Nakşibend hazretlerine âit hırka-i şerîf başlar üzerinde<br />

getirilirdi. Emânetler, özel olarak yapılmış ve baş hizâsında bulunan mevkiine konulurdu.<br />

Örtüler edeple ve salevât-ı şerîfe okunarak açılırdı. Sonra belli bir tertîb içerisinde nâtlar<br />

okunur, Kur'ân-ı kerîm kırâat edilir ve konuşmalar yapılırdı. En sonunda Hırka-i şerîf oraya<br />

gelenlerin arasında dolaştırılır, edep ve ihlâsla öpüp koklanırdı. Daha sonra şerbet ikrâm<br />

edilir, duâ ile meclise son verilirdi. Kandile, vâli ve kâdı gibi bâzı devlet adamları da<br />

katılırdı.<br />

Halîfe-i Kızılayak dergâhında her akşam büyük kazanlarda yemek pişirilerek halka<br />

dağıtılırdı. Fakir âileler evlerine buradan yemek götürürlerdi. Ayrıca her Perşembe<br />

gündüzleri devâmlı yemek pişer ve dağıtılırdı. Ağır muhâceret şartlarında zayıf düşen âileler<br />

için burası bir ümid kapısı idi. Ayrıca fakirler her zaman gelerek çeşitli ihtiyaçlarını buradan<br />

giderirlerdi. Bundan başka her gün pekçok misâfir ağırlanırdı. Yemek aynı ölçüde pişmesine<br />

rağmen her zaman kâfi gelirdi.<br />

Halîfe-i Kızılayak, hayâtının sonlarında felçli olarak üç sene hasta yattı. Sağlığında olduğu<br />

gibi, hastalık zamânında da hep şükreder ve; "Beterinden koru yâ Rabbî!" diye yalvarırdı.<br />

Nihayet Buhârâ'daki Gögeldaş Medresesini kerâmet ile inşâ ettiği söylenen büyük velî<br />

hazret-i Îşan'ın torunlarından olan hanımı vefât edince, Halîfe-i Kızılayak; "Artık gitme<br />

zamânımız geldi." buyurdu. Hakîkaten hanımının vefâtından bir gün sonra kendisi de Hakk'ın<br />

rahmetine kavuştu. Vefâtına yakın, Allah ism-i şerîfini devamlı tekrarlamaya başladı. Bu<br />

sırada birkaç kez bayıldı. Her zaman gizliliği düstûr edinmiş olmasına rağmen, son anlarında<br />

kendisini görülmedik bir muhabbet ve iştiyak hâli kapladı. Dili kımıldamamasına rağmen<br />

göğüs kafesinden çıkan Allah lafz-ı şerîfi bitişik odalardan açık şekilde duyuluyordu. Nihâyet<br />

1955 (H.1375) yılı Şâban ayında Hakk'ın rahmetine kavuştu.<br />

Vefât ettiği gün mevsim yaz olmasına rağmen hava simsiyah bulutlarla kapandı ve gün boyu<br />

ince bir yağmur yağdı.<br />

Vefâtı üzerine pekçok insan Kızılayak'a geldi. Araba ve binek hayvanlarına yer bulunmaz<br />

oldu. Sokaklar, araba zincirleri ile kilitlendi. Cenâze namazı safları sokaklara taştı. Cenâze<br />

namazına katılmak için ağaçlara çıkanlar bile görüldü. Cenâze namazına Zâhir Şah vekâleten<br />

yardımcılarından birini gönderdi. Namaz, Mevlevî Abdülvüdûd'un imâmetinde edâ edildi.<br />

Kabri, Kızılayak'ta câmi bitişiğinde ve medresenin avlusundadır. Türbesine kendi isteği ile<br />

kubbe yapılmadı, üstü açık bırakıldı. Türbenin üstünde kendisinin gazâlarda yanında taşıdığı<br />

bayrak göndere dikilmiş ve üstünde beyaz bir alem dalgalanmaktadır.<br />

Vefâtından sonra ikinci oğlu Sirâcüddîn'e Mevlânâ Seyyid Âbid tarafından icâzet verilmiş,<br />

ancak bu oğulları çok geçmeden zehirlenerek şehîd edilmiştir. Onun kabri de babasının kabri<br />

yanındadır. Daha sonra büyük mahdumları Hamid, icâzet almışsa da birkaç sene sonra o da<br />

vefât etmiştir. Son olarak Siracüddîn'in oğlu Nûreddîn'e Buhâra'da Halîfe-i Kızılayak'la<br />

berâber medresede okuyan ve yine Halîfe-i Kızılayak'ın emri ile Belh'e yerleşen Mevlânâ<br />

Berat tarafından icâzet verilmiştir.<br />

Bundan sonra medrese yine eski güzelliğine kavuşmaya ve âlimlerin uğrak yeri olmaya<br />

başlamıştı. Ayrıca bu zamanda câmi ve medrese Cüzcân vâlisi Dr. Muhammed Sıddîk ve<br />

sonraki vâli M.Kerîm Furûten'in katkılarıyla yeniden tesis edilmiştir. Yine eskisi gibi hatim<br />

ve merâsimler tertiblenmeye başlanmıştı. Fakat, Dâvûd ihtilâli ile bunlara son verildi.<br />

Nihâyet 1978'de Afganistan, komünist ihtilâlle çalkalandı. Bir sene sonraHalîfe Nûreddîn de<br />

komünist yöneticiler tarafından şehîd edildi.<br />

Halîfe-i Kızılayak'ın Türkçe ve Farsça olarak bastırdığı Farz-ı Ayn adında bir risâlesi vardır.<br />

Risâle herkesin bilmesi gereken îtikât bilgileri ile bâzı zarûrî vecîbeleri ihtivâ etmektedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!