22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Buhâra Emirliğine bağlı olan Kerki şehrinin Kızılayak köyünde dünyâya geldi. İlk tahsîlini<br />

âlim bir zât olan babasının da yardımıyla burada tamamladı. Sonra, küçük yaşına rağmen,<br />

tahsîlini devâm ettirmek için Buhâra'ya gitti. Burada birçok âlimden çeşitli dallarda ders<br />

alarak, talebelikte en yüksek dereceye ulaştı. Kendi anlattığına göre Buhâra'daki tahsîlini<br />

daha çok zamânın büyük âlimlerinden Ebü'l-Fazl-ı Sîret'in yanında yapmıştır. Buhâra'da<br />

tahsîlini tamamladıktan sonra kendisine Emir tarafından Buhâra Kâdılığı teklif edildi. Ancak,<br />

kabul etmeyip memleketine döndü. Bu teklif ısrarla devâm edince de bir müddet evini, hattâ<br />

memleketini terk etmek mecburiyetinde kaldı.<br />

Daha sonra tasavvufa yönelerek zamânın meşhûr âriflerinden olup aynı zamanda amcası olan<br />

Halîfe Hüdaynazar'dan feyz ve icâzet aldı. Hocası ona icâzet verdikten sonra, kendisine<br />

gelenlere; "Artık Âbid'e gidin. Bende olanlar, bendi kaldırılmış bir ırmak gibi oraya aktı,<br />

gitti." buyururdu. Fakat o yine de hocası vefât edinceye kadar talebe kabûl etmedi.<br />

Tasavvufta silsilesi Hâce Muhammed Saîd Mücedidî'ye ulaşır.<br />

Bir müddet sonra hocası Hüdaynazar ile hacca gitti. O zamânın şartlarında yolculuk çok uzun<br />

ve sıkıntılı geçti. Hüdaynazar hazretleri zâten yaşlı olduğundan hastalandı ve yürüyemez hâle<br />

geldi. Sedye ile yol alıyordu. Âbid Nazar hocasının her hizmetine canla başla sarılıyordu.<br />

Hocası da devamlı duâ ve niyazda bulunur ve; "Âbid'im inşâallah dolacak ve taşacaksın."<br />

derdi.<br />

Nihâyet Mekke ve oradanMedîne'ye vardıklarında Hüdaynazar hazretleri vefât etti. Hocasını<br />

Cennetü'l-Bâkî'de defnettikten sonra yanındakiler ona talebe olmak isteyerek kendilerini<br />

kabûl etmesi için ricâda bulundular. Fakat o, bir türlü kendini buna lâyık görmüyordu. Çok<br />

ısrar edilince bir gece mühlet istedi. Ertesi gün müsbet veya menfî kararını açıklayacaktı.<br />

Halîfe-i Kızılayak o geceyi Peygamber efendimizin kabr-i şerîfleri yanında murâkabe ile<br />

geçirdi. Ertesi gün çok neşeli bir şekilde talebe kabûl edeceğini bildirdi ve Mescid-i<br />

Nebevî'nin mübârek mihrâbında oturarak müsâfeha ile ilk talebesini kabûl etti. Hac sonrası<br />

memleketine döndü.<br />

Halîfe-i Kızılayak, Bolşevik İhtilâli sırasında Kalişof hâdisesinden îtibâren Ruslara karşı çok<br />

gazâ ve cihâdlarda bulundu. Buhârâ Emirliği Rusların eline geçtikten sonra da cihâdı<br />

bırakmadı. Ancak silâh ve gıdâ yetersizliğinden Afganistan'a hicret etmek mecburiyetinde<br />

kaldı. Büyük bir kalabalıkla Afganistan'a geçen Halîfe-i Kızılayak, bundan sonra devamlı<br />

cihâd hareketini destekledi. Habîbullah Han zamânında RusyaAfgan sefîri bulunan Gulâm<br />

Nebi Han, Rusların yardımıyla Pettekeser mevkîi üzerinden Belh şehrine saldırdı. Burayı<br />

işgâl ederek ayrı bir devlet gibi davranmaya başladı. Bunun üzerine Halîfe-i Kızılayak,<br />

Ruslara karşı çok iyi savaş tecrübesine sâhib bulunan Türk mücâhidlerini bizzât kardeşi Âlim<br />

Han ile Belh'e gönderdi. Büyük mücâdeleler netîcesinde Belh işgâlden kurtuldu ve Âlim Han<br />

geçici bir süre için Belh'i idâre etti. Her şey normale döndükten sonra Belh'i hükûmete teslîm<br />

ederek geri döndü.<br />

Halîfe Kızılayak, Afganistan'a geçtikten sonra ilk önce Andhoy kazâsının Altıbölek köyünde<br />

oturmuşsa da bâzı hâdiseler sebebiyle Cüzcân vilâyetine yakın bir yere yerleşti. Buraya eski<br />

köylerinin ismi olanKızılayak adı verildi. Bundan sonra Kızılayak'ta bir câmi, medrese ve<br />

hânegâh inşâ edildi.Burası her taraftan gelen talebelerle dolup taşmaya başladı. Hânegâh,<br />

cemiyetin her tabakasından fakir, zengin, âlim, fâzıl, devlet adamı ve her türlü insanın uğrak<br />

yeri hâline geldi. Bu hâli gören ve daha önce Afganistan'da oturmakta olan bâzı âlimler ilk<br />

önce bu durumu yadırgadılarsa da dergâha geldikten ve Halîfe-i Kızılayak'ı gördükten sonra<br />

tam bir teslîmiyetle geri döndüler. Kâbil'de oturan ve İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin<br />

torunlarından olup âlim bir zât olan hazret-i Şûrbâzâr da Kızılayak'a teşrif etmiş ve Halîfe-i<br />

Kızılayak'ın sohbetlerinde bulunmuştur.<br />

Halîfe Âbid Nazar, Afganistan'a geçtikten sonra, sırasıyla Afganistan Emîri olan Emânullah<br />

Han, Nâdir Şâh ve Zâhir Şâh ile gerek şahsen, gerek mektupla irtibâtlar kurmuş ve hepsinden

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!