22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yüzlü mübârek ihtiyar, Muhammed bin Ali'ye her gün ders verdi. Üç yıl devamlı ders okudu.<br />

Üç yıl sonra, bu mübârek zâtın Hızır aleyhisselâm olduğunu anladı. Sonradan kendisi; "Bu<br />

büyük devlet, annemin rızâsı ve duâsı bereketiyle ihsân olundu." buyurmuştur. Her Pazar<br />

gecesi Hızır aleyhisselâm ona gelir, mânevî hallerini birbirlerine anlatırlardı.<br />

Hakîm-i Tirmizî yirmi yedi yaşındayken hac ibâdeti için Mekke-i mükerremeye gitti. Bu<br />

yolculuğunu kendisi şöyle anlatır: "Bir zaman gönlümdeKâbe-i muazzamayı ziyâret arzusu<br />

uyandı. Aşkla yola çıktım. Irak ve Basra'ya uğradım. Mekke'de hac zamânına kadar kaldım.<br />

Kâbe'de Mültezem denilen yerde sabahlara kadar duâ ile meşgûl oldum. Sonra duâlarımın<br />

kabûl edildiğini anladım. Kalbime, lüzumsuz şeylerden sıyrılma arzusu doğdu. Rabbime,<br />

beni ıslah etmesini, dünyâlık şeylerden uzaklaştırmasını ve bir de Kur'ân-ı kerîmi<br />

ezberlemeyi nasîb etmesini istedim." Bunun üzerine Hakîm-i Tirmizî, daha Mekke'de iken<br />

Kur'ân-ı kerîmi ezberlemeye başladı ve Tirmiz'e dönüşünde de kısa bir süre içinde ezberini<br />

tamamladı.<br />

Hakîm-i Tirmizî ilmî çalışmaları yanında mânevî ilimlerde de üstün bir dereceye kavuştu.<br />

Ebû Türâb Nahşebî, İbn-i Celâ gibi velîlerle sohbet edip onlardan istifâde etti. Feyz ve<br />

bereketlerine kavuştu. Kendisinden de çok kimseler istifâde ettiler. Ebü'l-Hasan Ali el-Kâdî,<br />

Ebü'l-Hüseyin Muhammed Yahyâ bin Mensûr, Ebû Ali Nişâbûrî ve başkaları kendisinden<br />

ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundular.<br />

Hakîm-i Tirmizî'nin pekçok kerâmeti görüldü.<br />

Hakîm-i Tirmizî hazretleri çok sayıda kitap yazdı. Bâzıları yazdığı kitapları beğenmediler.<br />

Bunun üzerine o yazdığı kitapları Ceyhun Nehrine attı. Büyük balıklar kitapları alıp<br />

muhâfaza ettiler. İki sene kadar sonra kitapları istedi. Balıklar kitapları suyun yüzüne<br />

çıkardılar. Kitaplara bakıldığında hiç suya düşmemiş gibi, hattâ bir noktası dahi bozulmamış<br />

görüldü. Kitaplarını beğenmeyenler gelip kendisinden özür dilediler ve tövbe ettiler.<br />

Zamânında zâhid olduğunu söyleyen birisi Hakîm-i Tirmizî'nin büyüklüğüne inanmaz ve<br />

îtirâz ederdi. Hakîm-i Tirmizî'nin evinden başka bir şeyi yoktu. Dünyâda sâhib olduğu tek<br />

şey bu küçük ev olup onun da kapısı yoktu ve girişinde bir perde asılıydı. Bir ara evinden<br />

ayrılıp bir yere gitmişti. Dönüşünde kaldığı yere bir köpeğin girip yavruladığını gördü. Belki<br />

yavrularını alıp buradan çıkar diye birçok kere kulübesine gitti geldi. O gece, onun<br />

büyüklüğünü inkâr eden kişi rüyâsında Peygamber efendimizi gördü. Resûlullah efendimiz<br />

ona; "Ey kişi! Evine giren bir köpeği çıkarmak için, kendiliğinden çıkar diye köpekten ricâda<br />

bulunarak, seksen defâ gelip giden bir zâtla kendini eşit mi tutuyorsun? Eğer ebedî saâdete<br />

kavuşmak istiyorsan, git onun hizmetine kavuş." buyurdu. Bunun üzerine, bu kişi Hakîm-i<br />

Tirmizî'nin huzûruna geldi özür dileyerek affına sığındı ve ölünceye kadar hizmetinden<br />

ayrılmadı.<br />

Hakîm-i Tirmizî hazretleri Hızır aleyhisselâmla görüşürdü. Lâkin uzun bir zaman Hızır<br />

aleyhisselâmı görememişti. Bir gün, temiz yeni elbiseler giymiş, sarığını sarmış câmiye<br />

giderken bir mesele yüzünden kendisine kızan bir kadının evinin önünden geçiyordu. Kadın,<br />

çocuğunun kirli elbiselerini yıkamış, leğen de pis su ile dolmuştu. Hakîm-i Tirmizî'yi evinin<br />

önünden geçerken görünce, leğendeki suyu olduğu gibi üzerine attı. Her tarafı necâset ve<br />

idrarlı su ile ıslandı. Bunun üzerine Hakîm-i Tirmizî hazretleri hiçbir şey söylemediği gibi,<br />

başını kaldırıp bakmadı bile. Biraz sonra Hızır aleyhisselâm geldi ve; "Sen bu hakâret ve<br />

kötülüğe katlanıp, sabredip hiçbir şey söylemediğin için bizi gördün." buyurdu.<br />

Sünnet-i seniyyeye tam uyan, ilmiyle âmil, ümmet-i Muhammed'in büyüklerinden bir zât<br />

olan Hakîm-i Tirmizî, herkesin dili ile öğülmüş, medhedilmiştir. İnce mânâları açıklama ve<br />

îzâh husûsunda bir üstâd, hadîs ilminde ise sika (sağlam, güvenilir) bir âlimdi. Sözleri kâmil,<br />

hilmi (yumuşaklığı) pek ziyâde, şefkati çok ve ahlâkı pek güzeldi. Peygamber efendimizin<br />

mübârek ahlâkı onda görülürdü. Meşhûr Keşf-ül-Mahcûb kitabının sâhibi Hucvurî;

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!