22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zâttı.<br />

RESÛLULLAH'I İKİ DEFÂ ZİYÂRET ETTİ<br />

Hâfız Sa'dullah'ın talebelerinden Nüvvâb Han Fîrûz-cenk bir gün hocasına gelerek; "Zamânın âlim ve<br />

velîlerinden Seyyid Hasan Resûl-nümâ ismindeki zât, talebelerinden dilediğini, bir defâ Resûlullah<br />

efendimizi ziyâret ile şereflendiriyor." diye arz etti. Bunu dinleyen büyük velî Sa'dullah tebessüm<br />

ederek buyurdu ki: "Öyle mi? Mâşâallah. Biz de Allahü teâlânın izni ile dilediğimizi iki defâ bu<br />

ziyâret ile şereflendiririz. Bu gece Fâtiha-i şerîf okuyunuz. Resûlullah efendimizin mübârek<br />

rûhâniyetine teveccüh ediniz, hep O'nu düşünerek öylece uykuya varınız." Nüvvâb Hân, o gece,<br />

bildirilen şekilde yaparak uyudu. Allahü teâlânın bir ihsânı ve hocasının bir kerâmeti olarak rüyâsında<br />

iki defâ, Resûlullah efendimizi ayrı ayrı ziyâretle şereflendi. Bundan sonra hocasına olan muhabbet ve<br />

bağlılığı daha da arttı.<br />

1) Makâmât-ı Mazhariyye; s.15<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.17, s.205<br />

HAKÎM ÇELEBİ<br />

Asıl ismi Mehmed bin Seydî Ahmed'dir. İznik'te doğdu. Çivizâde'den ilim öğrendi. Emir<br />

Ahmed Buhâri hazretlerinin dergâhında Mahmûd ve Lâmiî Çelebilerin derslerinde bulunup<br />

tasavvufta ilerledi. Hakîm Îsâ Çelebi'den tıb ilmini öğrendi ve Hakîm Çelebi ismiyle meşhûr<br />

oldu. Bursa'ya yerleşip kendi adını taşıyan tekkede halka İslâmiyetin emir ve yasaklarını<br />

anlattı. 1566'da İstanbul'da vefât etti. Kabri, Ebül-Vefâ Türbesinin girişinde sağdadır.<br />

HAKÎM SENÂÎ;<br />

Meşhûr velîlerden. İsmi Mecdûd bin Âdem, künyesi Ebü'l-Mecd Hakîm Senâî'dir. 1071<br />

(H.464) senesi Gazne'de doğdu. Başka târihlerde doğduğunu söyleyenler de vardır. 1140<br />

(H.535) senesi Gazne'de vefât etti. Kabri ziyâret mahallidir.<br />

Hakîm Senâî, memleketi olan Gazne'de, iyi bir tahsil gördü. Zamânının âlimlerinden okuyup<br />

üstün bir dereceye yükseldi. Şâirlik kâbiliyeti sebebiyle çeşitli dillerde şiirler söyledi. Bir ara<br />

sultanın hizmetinde bulundu. Şöhreti kısa zamanda her yere yayıldı. Birçok yerler dolaştı.<br />

Neticede Gazne'den Horasan'a geldiğinde evliyânın büyüklerinden Yûsuf-ı Hemedânî<br />

hazretlerinin sohbetlerine katılıp talebesi olmakla şereflendi. Mânevî olgunluklara ve velîlik<br />

makamlarına kavuştu.<br />

Hakîm Senâî'nin sultanları medhetmeye ve onların yanına gidip gelmemeye yemin etmesinin<br />

sebebi şu hâdise oldu: Sultan Mahmûd Sebüktekin (Gazneli Mahmûd), Hindistan taraflarını<br />

fethetmek için sefere hazırlanıyor ve asker topluyordu.Hakîm Senâî de Sultan Mahmûd'a<br />

yazdığı bir kasîdeyi götürüyordu. Yolda bir meyhânenin kapısı önünden geçerken içerden bir<br />

takım konuşmalar işitti. Lay-Har adlı bir dîvâne kendisine şarap dolduran birine; "Bir kadeh<br />

daha doldur. SultanMahmûd'un körlüğü için içeyim!" dedi. Sâkî; "Bu sözü doğru söylemedin.<br />

Yiğit ve büyük pâdişâh için neden böyle söylüyorsun?" diye cevap verdi. O zaman dîvâne<br />

adam; "Çünkü o, Allah'ın verdiklerine şükretmiyor. Bunca devlete sâhipken, bir memleket<br />

daha istiyor!" dedi. Dîvâne tekrar bir kadeh daha istedi ve; "Bir kadeh de Hakîm Senâî'nin<br />

körlüğü için doldur!" dedi. Sâkî müdâhale etti ve; "Hakîm Senâî iyi huylu, bilgili, fazîletli<br />

tanınmış bir şâirdir. Neden böyle dersin?" diye karşılık verdi. O zaman dîvâne adam; "Eğer o,<br />

bilgili, yiğit bir kişi olsaydı, dünyâda ve âhirette faydası olan bir işle uğraşırdı. O hergün bir<br />

şeyler alırım ümidiyle Sultanın yanına gidiyor. Saçma sapan sözler toplamış, ona şiir adını

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!