22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kayseri'de vefât etti.<br />

Babası Akşehirli Mahmûd oğlu Abdullah'tır. İlk tahsîlini Akşehir'de tamamladıktan sonra on<br />

üç yaşında Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Sonra dört yıl kadar Akşehir'de sarf ve nahiv öğrendi.<br />

Karahisar'a ve oradan Konya'ya gitti.Konya ve Kayseri'de çeşitli âlimlerden dersler aldı.<br />

1755'te İstanbul'a giderek Ruûs-ı Hümâyûn imtihânına girdi, ehliyetini ispat ederek doğum<br />

yeri olan Akşehir'e geri döndü. Akşehir'de Reisü'l-Kurrâ Sinoplu Hâfız Mustafa'nın dersine<br />

devâm etti ve Kur'ân'ın yedi okunuş şekli olan kırâat-ı seb'ayı tahsîl etti.<br />

Hâfız Osman Efendi daha sonra büyük âlim Hâdimî Efendiden ders almak üzere Konya'nın<br />

Hadim kasabasına geldi.Ancak talebelerin çokluğundan ders halkasında uygun bir yer<br />

bulamadı. Câmi-i şerîfin minberi üzerine çıkarak oradan dersi tâkib etmeye başladı. Bir gün<br />

ders esnâsında Hâdimî Efendi talebelerine; "Mübtedâ ile haberin, ikisinin birden hazfi câiz<br />

midir? (Özne ile yüklemin her ikisini birden cümle içinde ortadan kaldırmak mümkün<br />

müdür?) diye sordu. Talebeler ne cevap vereceklerini düşünürlerken minberde oturan Osman<br />

Efendi, Zâriyât sûresinin 48. âyet-i kerîmesini okudu. Bunun üzerine kendisini çok takdir<br />

eden Hâdimî Efendi, ona ders halkasının en önünde yer verdi. Böylece zekâ ve istidâdını<br />

ortaya koyarak güzîde talebeler arasına katıldı. Hâdimî Efendinin ders ve sohbetleriyle ilimde<br />

kemâl derecesine kavuştu.<br />

Hocasından icâzet aldıktan sonra yine onun işâreti üzerine yanında müderris arkadaşı<br />

HocaAhmed Efendi de olduğu halde Kayseri'ye gitti. Yolculuk sırasında, bir akşam üzeri, bir<br />

çobana misâfir oldular. Çoban Baba, bunlara akşam yemeği olarak bulgur pilavı getirdi.<br />

Yemeği yedikten sonra yatsı namazını kılarak yattılar. Cemâatle sabah namazını edâ ettikten<br />

sonra, Çoban misâfirlerine; "Hepimiz duâdan evvel kalbine bir şey alsın da o isteklerimiz için<br />

hemen birbirlerimize duâ edelim." dedi. Hepsi ayrı ayrı bir şeylere niyet ederek duâ ettiler.<br />

Sonradan izn-i ilâhî ile oradaki duâların kabûle şâyân olduğunu anladılar.<br />

Hâfız Osman Efendi ile Ahmed Efendi Hoca, Kayseri'ye geldiklerinde Kurşunlu Câmi<br />

civârında bir medresede kalmaya başladılar. Bu iki müderris hoca uzun bir süre medresede<br />

talebe okutup, ilim yaymaya çok gayret ettiler. Fakat bir türlü Kayseri halkının rağbet ve<br />

hürmetini kazanamadılar. Arkadaşı Ahmed Efendi mesleğini değiştirip ticâretle uğraşmaya<br />

başladı ve Kayseri'den ayrılarak başka diyârlara gitti.<br />

Hâfız Osman Efendi ise daha çok Kayseri dışından gelenlerin bulunduğu talebeleri okutmaya<br />

devâm etti. Fakat günden güne Hoca Efendinin talebeleri çoğalmaya başladı ve kısa zamanda<br />

yüzlerce talebesi oldu. Kayseri halkı da Hoca Efendinin ilimdeki derecesine vâkıf olduktan<br />

sonra kendisine fevkalâde hürmet ve tâzim göstermeye başladı. Hattâ kendisine rahat etmesi<br />

için bir ev ve daha büyük bir medrese inşâ ettiler. Ancak Hâfız Osman Efendi bir müddet<br />

sonra memleket hasreti sebebiyle Akşehir'e gitmek üzere hazırlık yaptı. Eşyâlarını develere<br />

yükledi. Fakat tam yola çıkacağı esnâda bu haberi duyan Kayserililer böyle ilim ehli bir zâtı<br />

bırakmak istemediklerinden kendisini bırakmadılar. Pek çok yalvarmadan sonra fikrinden<br />

caydırdılar.<br />

Böylece halkın ısrârı netîcesinde kesin olarak Kayseri'ye yerleşen Hâfız Osman Efendi orada<br />

evlendi. Yüzlerce talebe yetiştirdi. Bunlardan pekçoğu ilimde yüksek derecelere kavuştu ve<br />

icâzetle şereflendi. Kayserililerin bu kadar sevgi ve îtimâdını kazanan Hâfız Osman Efendi,<br />

çok geçmeden de Sultan Üçüncü Selîm Hanın emri ve fermânıyla Kayseri Müftülüğüne<br />

getirildi. Senelerce bu vazîfede kalan Osman Efendi halka vâz ve nasihatlarda bulundu.<br />

Tesirli sözleri ile halkın İslâmiyete olan bağlılığını pekiştirdi, yaşayışlarını dînimize uygun<br />

hâle getirdi. Müşküllerini çözdü.<br />

1811 (H.1226) senesinde vefât eden Hâfız Osman Efendi, Kayseri'de Seyyid Burhâneddîn<br />

Türbesi civârında defnedildi. Kayserililer bugün dahi kabr-i şerîfini ziyâretle rûhâniyetinden<br />

istifâde etmektedirler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!