22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

irlikte birkaç köy daha dolaştıktan sonra, 1905'te Harput'a yerleşti. Medresede Hacı<br />

Abdullah Efendiden ve oğullarından zâhirî ilimleri öğrenmeye başladı. Bir Yandan ilim<br />

öğrendi, bir yandan da hocası Hacı Ömer Efendiyi sık sık ziyâret etti. Bir ara büyük âlim ve<br />

velî Beyzâde Ali Rızâ Efendiye müezzinlik yaptı.<br />

Bir gün mâneviyâta dâir bir eserin, anlayamadığı bâzı yerlerini hocasına sormak için Harput'a<br />

gitmek üzere yola çıktı. Kitabı koynuna koymuştu. Mezire yakınlarında bir pınarın başında<br />

biraz dinlenmek için oturdu. Elini koynuna soktuğunda kitabı bulamadı. Hemen abdest alıp<br />

Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin vâsıtası ile Allahü teâlâya kitabın bulunması için yalvardı.<br />

Kitabı kaybolduğundan evine geri dönmek mecburiyetinde kaldı. Eve gelince hanımı; "Yâhu<br />

sen ne tuhaf adamsın? Hem kitabı götürüyor, hem de geri gönderiyorsun?" deyince,<br />

Muharrem Efendi, "Ne oldu?" diye sordu. Hanımı; "Orta boylu, sakallı bir zât kitabı getirdi<br />

ve şöyle dedi: "Bu kitabı al ve ona kitabının bekçisi olmadığımı söyle!" dedi."<br />

1906'da askerlik vazîfesine başlayan Muharrem Hilmi, açılan imtihanı kazanarak tabur imâmı<br />

oldu. Çeşitli yerlerde tabur imâmlığı yapan Muharrem Hilmi, Bitlis'te Muhammed Kufrevîrin<br />

sohbetlerinde bulunrak ondan icâzet aldı. Sonra Yemen'e gönderildi. Yemen'de tabur<br />

imâmlığı yanında, Yemenli çocuklara Türkçe öğretmenliği de yaptı ve iki sene kadar kaldı.<br />

Muharrem Hilmi Efendi Yemen'deyken yağmur yağmıyordu. Yağmur duâsına çıktılarsa da<br />

bir damla bile düşmedi. Taburun komutanı Muharrem Hilmi Efendiyi huzûruna çağırarak;<br />

"Sen iyi bir adamsın. Bir de senin yağmur duâsına çıkmanı istiyorum." deyince, Muharrem<br />

Hilmi Efendi; "Olur Komutanım! Yalnız Allahü teâlânın huzûruna hep dost olarak<br />

çıkmalıyız. Askeri silahtan tecrid edeceksiniz." dedi. Komutan; "Olur mu? Bizi vururlar."<br />

deyince; "Onu bana bırakınız." dedi. Yemen Şerîfinin huzûruna çıkıp, vaziyetini anlattı.<br />

Namaza silâhsız çıkacaklarını, şâyet yerli halktan askere bir saldırı olursa, Resûlullah<br />

efendimizin huzûrunda kendisinin yakasını tutacağını söyledi. Yemen Şerîfi, yerlilerden<br />

askere bir kötülük gelmeyeceği hus3usunda teminât verdi.<br />

Muharrem Efendi, Evlâd-ı Resûlden olan şerîfin oğlunu da berâberine alarak namazgâha<br />

çıktı. Önce Araplara ve Türklere kendi lisanlarında öğütler verdikten sonra, Allahü teâlâya,<br />

Evlâd-ı Resûl olan bu çocuk yüzü suyu hürmetine yağmur yağdırması için yalvardı. Duâ<br />

bitmeden Allahü teâlânın izni ile bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Bu duâyı<br />

üç gün tekrarladı ve yağmur üç gün yağdı.<br />

Muharrem Hilmi Efendi Yemen'den döndükten sonra Mekke ve Medîne'ye tâyin edildi.<br />

Sonra Erzurum'a döndü ve Birinci Dünyâ Harbine iştirak etti. Aynı zamanda ilim tahsîlini de<br />

bırakmadı. 1925'te emekliye ayrılarak doğum yeri olan Elazığ'a döndü. Bundan sonra kendini<br />

tamâmen ilme verdi ve pek evinden dışarı çıkmaz oldu.<br />

Muharrem Hilmi Efendi, riyâdan çok sakınırdı. Nafile ibâdetlerini gizlerdi. Çok mütevâzi<br />

olup, kapısına gelen talebeyi geri çevirmezdi. Yazdığ tasavvufî şiirlerinde Sırrî mahlasın<br />

kullanırdı. Ömrünün sonlarında dört-beş ay hasta yatı. Hâlinden hiç şikâyet etmezdi.<br />

Sorulduğu zaman; "Elhamdülillah iyiyim, hiçbir şeyim yok, dolaşıp ne yapacağım? Yatmak<br />

hoşuma gidiyor, yatıyorum işte." dedi ve; "Dünyâ lâşedir, onu isteyenler köpeklerdir. Her<br />

gün bir melek; "Doğun ki ölesiniz, yapın ki yıkılsın, der" mânâsında Arapça bir şiir okurdu.<br />

1964 senesi Aralık ayının dokuzunda Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece, şafak vakti<br />

vefât eti. Elazığ'da defnedildi.<br />

Muharrem Hilmi Efendinin yazdığı eserlerden bâzıları şunlardır: 1) Dîvân, 2) Mev'ize-i<br />

Hilmiyye, 3) Dîvân-ı Hüdayî, 4) Menâzîl-üs-Sâlikîn, 5) Makâmat-ı Eskâr-i İlâhiyye<br />

Lisâlik-it-Tarîkat-il-Kâdiriyye.<br />

1) Makamât-ı Ezkâr-ı İlâhiyye Lisâlik-it-Tarîkat-il-Kâdiriyye, s.3

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!