22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yazarak onların yüz karalarını bütün teferruatıyla ortaya koydu. Eserini yazma sebebini<br />

anlatırken şöyle demektedir:<br />

Abdülazîz Dehlevî ilmî üstünlüğü yanında atıcılık, binicilik ve hüsn-i hat (güzel yazı)<br />

husûsunda oldukça maharetli idi. Elli kadar eser yazmış olup en önemlileri şunlardır: 1)<br />

Tefsîr-i Azîzî, 2) Bustân-ül-Muhaddisîn, 3) Ucâle-i Nâfîa, 4) Sırr-üş-Şehâdeteyn, 5)<br />

Fetâvây-ı Azîz.<br />

GADAB KUVVETİ<br />

Abdülazîz Dehlevî buyurdu ki:<br />

Allahü teâlâ, hayvanların yaşamaları, üremeleri için muhtaç oldukları şeyleri her tarafta, bol bol<br />

yaratmış, bunlara kolayca kavuşmalarını ve bulduklarını kolayca kullanabilmelerini ihsân etmiştir.<br />

Allahü teâlâ, insanlarda da şehvet ve gadab kuvvetlerini yaratmış ise de, insanların muhtâc oldukları<br />

şeylere kavuşmaları, bulduklarını kullanabilmeleri ve korktuklarına karşı savunabilmeleri için, bu<br />

kolaylığı ihsân etmemiştir. Yalnız, en lüzûmlu olan havayı her yerde yaratmış, ciğerlerine kadar<br />

kolayca girmesini insanlara da ihsân etmiş, ikinci derecede lüzûmlu olan suyu, her yerde bulmalarını<br />

ve kolayca içmelerini ihsân etmiştir. Bu iki nîmetten daha az lüzumlu olan ihtiyaç maddelerini elde<br />

etmeleri ve elde ettiklerini kullanabilecekleri hâle çevirmeleri için, insanları çalışmaya mecbûr<br />

kılmıştır. İnsanlar çalışmazlarsa, muhtaç oldukları, gıdâ, elbise, mesken, silâh, ilaç gibi şeylere<br />

kavuşamazlar. Yaşamaları, üremeleri çok güç olur. Bir insan, muhtaç olduğu bu çeşitli maddeleri<br />

yalnız başına yapamayacağı için, birlikte yaşamaya, iş bölümü yapmaya mecbûr olmuşlardır. Allahü<br />

teâlâ, merhamet ederek, seve seve çalışabilmeleri, çalışmaktan usanmamaları için, insanlarda üçüncü<br />

bir kuvvet daha yarattı. Bu kuvvet, Nefs-i emmâre kuvvetidir. Bu kuvvet, şehvetlere kavuşmak ve<br />

gadab edilenlerle döğüşmek için insanı zorlar."<br />

"Memleketimizde, Eshâb-ı kirâm düşmanlığı o kadar yayıldı ki, içerisinde bir ikisi bu bozuk yolda olmayan ev<br />

pek nâdirdi. Bu bozuk yolda olanların çoğu târih ilminden, kendi asıllarından, babalarının ve dedelerinin doğru<br />

yolundan habersiz kimselerdi. Bunlar, meclislerde Ehl-i sünnet müslümanlarla münâzara ettiklerinde, tutarsız<br />

şeyler söylüyorlardı. Doğruyu görmelerine vesîle olmak veAllahü teâlânın rızâsını kazanmak için bu kitab<br />

yazıldı."<br />

1) Nüzhet-ül-Havâtır; s.273<br />

2) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s.970<br />

3) Rehber <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.1, s.23<br />

4) Bostan-ül-Muhaddisîn<br />

5) Hazînet-ül-Asfiyâ; c.2, s.388<br />

6) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.5, s.243<br />

ABDÜLAZÎZ DÎRÎNÎ;<br />

Mısır evliyâsından. İsmi Abdülazîz, babasının adı Ahmed'dir. Künyesi Ebû Muhammed,<br />

lakabı İzzeddîn'dir. 1216 (H.613) yılında doğdu. 1295 (H.694) senesinde Kahire'de vefât etti.<br />

Kabri Kahire'dedir.<br />

Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Abdülazîz Dîrînî, zamânındaki âlimlerden ilim öğrendi.<br />

Ebü'l-Feth bin Ebi'l-Ganîm Rasânî'nin sohbetinde bulundu ve Şeyh İzzeddîn'den tasavvuf<br />

ilmini öğrendi. Tasavvuf yolunda yüksek mertebelere kavuştu. Abdülazîz Dîrînî dünyâya<br />

düşkün olmayan ve birçok kerâmeti görülen, edebiyât, kelâm ve Şâfiî mezhebi fıkhı âlimiydi.<br />

Mısır'da er-Rîf denilen yerde otururdu. Bâzı günler buradan ayrılıp, civar bölgeleri dolaşırdı.<br />

Oralardaki insanlar, ondan, müşkillerinin çözülmesi için duâ etmesini isterlerdi. Kendisini

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!