22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bayramının birinci günü ve Kurban Bayramının her dört günü oruç tutmanın günah ve isyân<br />

olduğunu biliyorsun. Hâlbuki, oruç bir ibâdettir. Fakat, emir ile olmadığından günah oldu.<br />

Bunun gibi, başkasından zorla alınan elbise içinde veya böyle bir yerde namaz kılmak da<br />

günahtır. Hâlbuki namaz bir ibâdettir. Fakat, emirle olmayınca isyân oluyor. Bunlar gibi, bir<br />

kimsenin, nikâhlı hanımı ile her türlü oyun ve latîfeler yapması ibâdettir, yâni sevaptır.<br />

Bunun sevâbı hadîs-i şerîf ile bildirilmektedir. Hâlbuki yapılan şey oyun ve eğlencedir. Fakat<br />

emirle olduğundan sevaptır. Şu halde, ibâdet demek, yalnız namaz kılmak, oruç tutmak<br />

değildir. İbâdet demek, İslâmiyetin emirlerine uymak demektir. Çünkü, namaz ve oruç,<br />

İslâmiyete uygun olunca, ibâdet olurlar.<br />

O hâlde, bütün sözlerini ve bütün hareketlerini İslâmiyete uydur!Çünkü, kim olursa olsun,<br />

İslâmiyete uymayan ilimler ve çalışmalar, doğru yoldan sapmaktır ve Allahü teâlâdan<br />

uzaklaşmaya sebeb olur. Peygamber efendimiz bunun için, eskiden kalma ilimleri ve âdetleri<br />

neshetti, değiştirdi. O hâlde, İslâmiyetin müsâadesi olmadan ağzını açmamak lâzımdır ve iyi<br />

bil ki, senin öğrendiğin ilimlerle Allah yolunda gidilemez. Şunu da bil ki, bu yol, kendilerine<br />

sûfî, yâni tarîkatçi ismini vererek, tarîkat büyüklerinin yolunda olduklarını iddiâ eden<br />

câhillerin, mânâlarını anlamadıkları, İslâmiyete uymayan sözleriyle de gidilemez. Bu yolda<br />

ancak, nefisle mücâdele edenler gidebilir. Nefsin arzularını, şehvetlerini İslâmiyetin dışına<br />

taşırmamak lâzımdır. Laf ile gidilmez. İslâmiyette yeri olmayan sözler ve ilimler ve şehvet<br />

ile karışmış gâfil kalb, şekâvet ve felâket alâmetleridir.<br />

Ömrünü İslâmiyetin emir ve yasaklarını öğrenmek ve öğretmekle geçiren İmâm-ı Gazâlî<br />

hazretleri 1111 (H.505) senesi Cemazil-evvel ayının 14. Pazartesi günü, büyük kısmını zikir,<br />

tâat ve Kur'ân-ı kerîm okumakla geçirdiği gecenin sabah namazı vaktinde, abdest tâzeleyip<br />

namazını kıldı, sonra yanındakilerden kefen istedi.Kefeni öpüp yüzüne sürdü, başına koydu:<br />

"Ey benim Rabbim, mâlikim! Emrin başım gözüm üzere olsun." dedi. Odasına girdi. İçeride,<br />

her zamankinden çok kaldı. Dışarı çıkmadı. Bunun üzerine orada bulunanlardan üç kişi içeri<br />

girdiklerinde, İmâm-ı Gazâlî hazretleri kefenini giyip, yüzünü kıbleye dönüp, rûhunu teslim<br />

ettiğini gördüler.<br />

Vefâtı, Tûs'ta ve duyulduğu İslâm ülkelerinde büyük bir acı uyandırdı. İlim, irfan ehli ve halk<br />

onu kaybettiklerine günlerce yanıp, ağladılar. Birçok edîb, âlim ve ârif, ölümüne mersiyeler<br />

yazdı. Çünkü öyle bir kimse vefât etmişti ki, yerinin doldurulması çok güçtü.<br />

İmâm-ı Gazâlî hazretleri, kendisini mezarın içine Şeyh Ebû Bekr en-Nessâc'ın koymasını<br />

vasiyet etmişti. Şeyh, bu vasiyeti yerine getirip mezardan çıktığında, hâli değişmiş, yüzü kül<br />

gibi olmuş görüldü. Oradakiler; "Size ne oldu? Niçin böyle sarardınız, soldunuz efendim!"<br />

dediler. Cevap vermedi. Isrâr ettiler, gene cevap vermedi. Yemîn vererek tekrar ısrârla<br />

sorulunca, o da mecbur kalarak şunları anlattı:<br />

"Ne zaman ki, İmâm-ı Gazâlî hazretlerini mezarın içine koydum. Kıble tarafından nurlu bir<br />

sağ elin çıktığını gördüm. Hafiften bir ses bana şöyle seslendi. Muhammed Gazâlî'nin elini,<br />

Seyyid-ül-mürselin Muhammed Mustafâ'nın (sallallahü aleyhi ve sellem) eline koy. Ben<br />

denileni yaptım. İşte, mazardan çıktığımda benzimin sararmış, solmuş olmasının sebebi<br />

budur. Allah ona rahmet eylesin."<br />

"Hüccet-ül-İslâm" adıyla meşhûr olan İmâm-ı Gazâlî, üç yüz binden fazla hadîs-i şerîfi<br />

râvîleriyle birlikte ezbere biliyordu. İslâmın yirmi temel ilmi ile, bunların yardımcıları olan<br />

müsbet ilimlerde de söz sâhibiydi. Tasavvuf ilminde de yüksek derece sâhibi olup güzel<br />

ahlâk ve hâl sâhibi velîydi. Hadîs ve Usûl-i hadîs ilimlerinde ilim deryâsı olan bu büyük<br />

âlimin kitaplarında mevdû hadîs var diyerek, İmâm-ı Gazâlî'de eksiklik aramak, ilmin<br />

hakîkatını, İslâm âliminin derecesini bilmemektir. Zamânında yaşayan ve sonra gelen<br />

âlimler, onun kitaplarını senet kabûl etmişler ve netice olarak İmâm-ı Gazâlî'nin kitaplarını<br />

ancak mezhepleri kabûl etmeyenlerin dinde reform yapmak için uğraşanların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!