22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

doldursun) mektup yazdı. Bununla berâber birkaç zaman hayırlı duâ etmesini yalvardı ve<br />

bana kısa, açık ve faydalı cevap veriniz de, her sabah okuyup, ona göre hareket edeyim, dedi.<br />

Hüccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlî, şu cevâbı yazıp gönderdi:<br />

"Ey sevgili oğlum ve sâdık dostum! Allahü teâlâ, sana uzun ömürler verip, ömrünü ibâdetle<br />

ve O'nun gösterdiği yolda gitmekle geçirmek nasîb eylesin! Bütün nasîhatler Peygamberimiz<br />

Muhammed sallallahü aleyhi ve sellemden alınmıştır. O'ndan gelmeyen nasîhatler<br />

faydasızdır. Dünyâya yayılmış olan bu nasîhatlerden, birisini bile almadın ise, senelerce<br />

yanımda niçin kaldın ve niçin okudun?<br />

Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) dünyâya yayılan nasîhatlerinden biri şudur:<br />

"Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gazab ve azâb edeceğine alâmet,<br />

dünyâya ve âhirete faydası dokunmayan şeylerle meşgûl olması, zamanlarını lüzûmsuz<br />

şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir saati, Allahü teâlânın beğenmediği<br />

bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişmân olsa, üzülse yeridir. Bir kimse kırk yaşını geçtiği<br />

hâlde onun hayırlı işleri, yâni sevapları, kötü işlerinden, yâni günahlarından ziyâde<br />

olmadı ise, Cehennem'e hazırlansın."<br />

Bu hadîs-i şerîfin mânâsını iyi anlayanlara, bu nasîhat yetişir.<br />

Ameli, ibâdeti elden bırakma! Kalbe âit hâlleri ve bilgileri unutma! Yâni hareketlerin ilme,<br />

hâllerin de, tasavvufa uygun olsun!<br />

İyi bil ki, amelsiz ilim, insanı kurtaramaz. Bunu sana bir misâl ile anlatayım: Bir kimse,<br />

dağda bir arslana rastlasa, yanında tüfeği ve kılıcı bulunsa ve bunları kullanmasını iyi bilse<br />

ve ne kadar cesûr olursa olsun, bu âletleri kullanmadıkça, arslandan kurtulabilir mi? Sen de<br />

bilirsin ki, kurtulamaz. İşte bunun gibi, bir kimse ne kadar ilim sâhibi olursa olsun, bildiğine<br />

göre hareket etmezse, ilminin faydası olmaz. Diğer bir misâl, bir tabîb hastalansa, hastalığını<br />

teşhis edip ilâcını da bilse ve bu ilâç hakîkaten o hastalığa çok iyi gelse, ilâcı kullanmadıkça,<br />

yalnız bilgisinin onu iyi edemeyeceğini pekâlâ bilirsin.<br />

Bir insan ne kadar ilim edinse, ne kadar kitap okusa, bildiklerini yapmadıkça faydası yoktur.<br />

İyi bil ki, çalışmayınca, din yolunda yürümedikçe sevap kazanamazsın! Benî-İsrâil'den birisi<br />

senelerce ibâdet etmişti. Allahü teâlâ, bunun ibâdetlerini meleklere göstermek istedi. Yanına<br />

bir melek gönderip şöyle sordurdu: Daha ne kadar ibâdet edeceksin? Cennetlik olmadın mı?<br />

Cevâbında dedi ki: Benim vazîfem kulluk yapmaktır. Emir sâhibi O'dur. Melek bu cevâbı<br />

işitince: "Yâ Rabbî, sen her şeyi bilirsin. O kulunun cevâbını da duydun." dedi. Cenâb-ı Hak;<br />

"O kulum, alçaklığı ile aşağılığı ile berâber bizden yüzünü çevirmiyor, biz de ihsân ve<br />

merhamet sâhibi olduğumuzdan, elbette onu bırakmayız. Ey meleklerim! Şâhid olunuz,<br />

onu affettim." buyurdu.<br />

İlim öğrenmek ve kitap okumak için çok gecelerini fedâ ettin ve çok tatlı uykularını kendine<br />

haram eyledin. Bilmem ki, niçin kendini bu kadar harâb ettin? İlim öğrenmekten maksadın<br />

eğer dünyâ menfaatlerini toplamak, şöhret, mevki sâhibi olmak ve müslümanlara büyüklük<br />

göstermekse, sana yazıklar olsun! Çok aldanmışsın, kendini azâba sürüklemişsin! Yok eğer<br />

maksadın İslâmiyete ve Muhammed aleyhisselâmın dînine yardım etmek ve ahlâkını<br />

temizlemek ve nefsini kırmaksa, sana müjdeler olsun! Kendine ne güzel ve ebedî istikbâl<br />

hazırlamışsın. İstikbâl, saâdet-i ebediyyeye kavuşmaktır.<br />

Nasîhatlerin hülâsası, özü, Allahü teâlâya kulluk ve itâat etmenin ne demek olduğunu<br />

bildirmektir. Tâat demek ve ibâdet demek, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma tâbi<br />

olmak demektir. Yâni, bütün sözlerini ve hareketlerini O'nun emir ve nehylerine uydurmak<br />

demektir. Yâni her söylediğin ve her yaptığın, söylememen ve yapmaman, hep, O'nun emri<br />

ile olmaktır. Şunu iyi bil ki, ibâdet şeklinde yaptığın işler, eğer O'nun emrine göre değilse,<br />

ibâdet olmaz, belki günah olur. Eğer namaz ve oruç da olsa, böyledir. Nitekim, Ramazan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!