22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Devlet ileri gelenleri sık sık Abdülazîz Debbağ'dan vazîfelerinin devâmı için yardım ve<br />

duâlarını isterlerdi. Sultan Nasrullah vâli ve hâkimlerin bir kısmını görevden aldı. Onlardan<br />

birisi görevine tekrar dönmek istiyordu. Her zamanki gibi Abdülazîz Debbağ hazretlerinden<br />

yardım isteyince, yardım etti. Sultan o kişiyi tekrar vâli yaptı. Bir süre sonra Abdülazîz<br />

Debbağ, vâliye haber göndererek iyilik etmesini ve vergileri ödemede kolaylık göstermesini<br />

ricâ etti. Fakat makâmın verdiği gurûra kapılan vâli bu ricâyı kabul etmedi ve cezâ olarak<br />

görevden alındı.<br />

Talebelerinden biri Abdülazîz Debbağ'ı ziyâret için bir gün yola çıktı. Yolculuğunu katır ile<br />

yapıyordu. Tehlikeli bir yere gelince, bineğinden inip o yeri yaya olarak geçti. Tekrar<br />

bineceği sırada hayvan kaçtı ve yakalaması mümkün olmadı. Ne yapacağını şaşırdı. O anda<br />

hocası hatırına geldi ve ondan yardım umarak; "Ey hocam Abdülazîz Debbağ!" dedi. Bu<br />

sırada Allahü teâlâ bâzı insanları ona yardımcı olarak gönderdi. Onlarla beraber hayvanı<br />

yakalayıp, hocasının huzûruna geldi. Abdülazîz Debbağ onu görünce gülerek; "Falan yerde<br />

Şeyh Abdülazîz'i ne yapacaktın? Senin yanında olsaydı herhalde sana yardımda bulunurdu."<br />

dedi. Talebe büyük bir edeple; "Ey Efendim! Şahsen bulunmanızla rûhen bulunmanız<br />

arasında, sizin için hiçbir fark yoktur ve ikisi de mümkündür." dedi.<br />

Sohbetlerinde talebelerine şöyle buyururdu:<br />

"Kulun düşüncesi Allahü teâlâdan başkasına doğru yönelince Allahü teâlâdan uzaklaşmış<br />

olur."<br />

"İnsanlar, varlık âleminin efendisi Muhammed aleyhisselâmı tanımadıkça, ilâhî mârifete<br />

kavuşamaz. Hocasını bilmedikçe, varlık âleminin efendisini tanımaz. Kendi nazarında<br />

insanları ölü gibi kabûl etmedikçe, hocasını bilemez."<br />

"Firdevs Cennetinde, bu dünyâda işitilen veya işitilmeyen bütün nîmetler mevcuttur.<br />

Cennetin ırmakları, Firdevs Cennetinden kaynayıp çıkar. Bir ırmaktan su, bal, süt ve şarab<br />

olmak üzere dört türlü meşrûbât akar. Nasıl gökkuşağındaki renkler birbirine karışmadan<br />

durursa bu dört meşrûbât da birbirine karışmadan akar. Bu ırmaklar müminin isteğine göre<br />

akar. Hangisini isterse o akar ve onu içer. Bütün bunlar, Allahü teâlânın irâdesiyle<br />

olmaktadır."<br />

ARSLANIN DA ŞEREFİ VAR<br />

Bir grup talebesi bir yere gitmek için yola çıktılar. Yanlarında eşkıyâ saldırısına karşı koyacak hiç bir<br />

şey yoktu. Geceyi tenha ve korkunç bir yerde geçirdiklerinden, içlerinden iki kişi uyumadı. Bunlar<br />

yakınlarında bir arslanın dolaştığını fark ettiler. Biri diğerine; "Kimseyi uyandırma sonra paniğe<br />

kapılabilirler." dedi. Sabah olunca yakınlarında ölü bir tavşana rastladılar ve yollarına devam ettiler.<br />

İşlerini görüp geri dönerken konakladıkları yerde, bir kişi uyumayıp arkadaşlarını bekledi. Hocaları<br />

Abdülazîz Debbağ'ın huzuruna geldiklerinde uyumayan talebe; "Efendim! Müsâde ederseniz biraz<br />

uyumak istiyorum. Çünkü dün gece hiç uyumadım." dedi. Abdülazîz Debbağ; "Niçin uyumadın?"<br />

diye sorunca; "Arkadaşlarımı korumak için." diye cevap verdi. Bunun üzerine; "Senin gece uyumayıp<br />

arkadaşlarını beklemen bir fayda sağlamaz. Siz giderken falan gece yol kesiciler sizin yanınıza<br />

geldiğinde arslanı ve sizi koruyanı hatırlıyor musun?" dedi. Talebe; "O gece ne oldu?" diye sual<br />

edince:<br />

O gece falan yere vardığınızda üç kişi gelip size katıldı. Daha sonra sizden ayrılınca oradan gelip<br />

geçeni gözleyen dört kişi ile buluştular. Ve sizin konakladığınız yeri onlara haber verdiler. Siz<br />

uyuduktan sonra sizi soymak için yaklaştıkları sırada etrafınızda bir arslanın dolaştığını görünce çok<br />

şaşırdılar. Kendi kendilerine; "Arslanı öldürürsek bunlar uyanır, soygun yapmaya kalkışırsak arslan<br />

engel olur." dedikten sonra bir çıkar yol bulamayarak başka bir kervanı soymaya gittiler.<br />

Orada da bir şey bulamayınca tekrar sizin yanınıza geldiler. Arslan önlerine tekrar çıkınca, aralarında<br />

şöyle konuştular: "Bunlar nasıl insanlardır ki hangi yönden yaklaşmaya çalıştıysak orada bir arslan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!