22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

âhiretidir. Bu sermâyeyi kaptırmamak için, çok uyanık olmak lâzımdır. Dînini kayırmak<br />

isteyenler yedi şeye dikkat etmelidir:<br />

1. Her sabah şöyle niyet etmeli; "Kendimin, evlâd ve âilemin rızkını kazanmak, onları<br />

kimseye muhtâc bırakmamak, Allahü teâlâya râhat ve temiz ibâdet edebilmek, âhiret yolunda<br />

yürüyebilmek için, vâzifeme gidiyorum." demelidir. O gün müslümanlara iyilik, yardım ve<br />

nasîhat, emr-i mârûf, nehy-i münker yapmayı, kalbinden geçirmelidir. Namazda kusûr<br />

edenlere, günah işliyenlere, emr-i mârûf yapmalı, onlara göz yummamalıdır. Böyle niyet<br />

eden bir tüccâr, bir memur, bir öğretmen, bir hâkim ve bir subay, vazîfesini yaptığı kadar,<br />

hep sevap kazanır. Onun her işi, ibâdet olur. Dünyâda kazandığı şeyler de, fazladan kârıdır.<br />

2. En az, binlerce insan çalışmayacak olursa, kendisinin bir gün bile yaşayamayacağını<br />

düşünmelidir. Meselâ, çiftçi, fırıncı, dokumacı, demirci, iplikçi ve daha nice sanatkârlar, hep<br />

onun için çalışıyor. O hepsine muhtaçtır. Herkes onun için çalışıp, ona hazırlayıp da, onun<br />

boş oturması, kimseye faydalı olmaması doğru olur mu? Bu dünyâda herkes yolcudur. Geldik<br />

gidiyoruz. Yolcuların birbirlerine yardım etmesi, el ele vermeleri, kardeş gibi olmaları<br />

lâzımdır. Her müslüman böyle düşünmelidir. Vazîfesine başlarken, müslüman kardeşlerime<br />

yardım etmek, onları rahat ettirmek için çalışacağım. Din kardeşlerim benim işimi gördükleri<br />

gibi, ben de, onlara hizmet edeceğim demelidir. İş görürken niyetin doğru olmasına alâmet,<br />

insanlara faydalı olan bir meslek, bir sanat seçmektir. Yâni, öyle bir iş görmeli ki, eğer o iş<br />

olmasa, müslümanlar sıkıntı çekerdi. O hâlde, keyf, oyun ve benzerlerine, sanat dense de ve<br />

haram işleyenlere sanatkâr ismi verilse de, bunları yapmak ibâdet olmaz. Hattâ, haram<br />

olmıyan, mübah olan, fakat insanlara lüzûmlu olmayan sanatları seçmemelidir. Hadîs-i şerîfte<br />

buyruldu ki; "En iyi ticâret, bezzâzlıktır, kumaş satmaktır.En iyi sanat, terziliktir."<br />

3. Dünyâ işleri, âhiret için çalışmaya mâni olmamalıdır. Âhiret için ticâret yeri câmilerdir.<br />

Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde, Münâfikûn sûresi, 9. âyetinde meâlen; "Mallarınız ve<br />

çocuklarınız, Allahü teâlâyı hatırlamanıza mâni olmasın!" buyuruyor. Halîfe Ömer<br />

radıyallahü anh buyurdu ki; "Ey tüccârlar! Önce âhiret rızkını kazanın! Sonra dünyâ rızkına<br />

çalışın!" Ticaretle meşgûl olan büyüklerimiz, sabah ve akşamları âhiret için çalışır, Kur'ân-ı<br />

kerîm okur, ders dinler, tövbe ve duâ eder, ilim öğrenir ve gençlere öğretirlerdi. Kelle kebâbı,<br />

sabah çorbası gibi şeyleri çocuklar ve zimmîler satardı. Çünkü, müslümanlar, sabah, akşam<br />

câmilerde bulunurdu. İnsanların amellerini yazan ikişer melek, her sabah ve akşam<br />

değişmektedir. Bir hadîs-i şerîfte buyruldu ki: "Melekler insanların amel defterlerini<br />

götürdükleri zaman, başında ve sonunda iyi iş yazılı ise, gün ortasında yapılanları ona<br />

bağışlarlar."<br />

Yine buyurdu ki; "Gündüz ve gece melekleri, sabah ve akşam, gidip gelirken birbirleri<br />

ile karşılaşırlar. Hak teâlâ, (giden meleklere), kullarımı nasıl bıraktınız? buyurur. Yâ<br />

Rabbî! Namazda bulduk ve namaz kılarken bıraktık, derler. Allahü teâlâ da, şâhid<br />

olun, onları affettim buyurur."<br />

Müslüman tüccârlar, sanat sâhipleri, gündüzleri de, ezân sesini duyunca, işini hemen bırakıp,<br />

câmiye koşmalıdır. Büyüklerimiz; "Ticâretleri, satışları, Allahü teâlâyı unutmalarına<br />

sebeb olmaz" (Nûr sûresi: 27) âyet-i kerîmesine mânâ verirken diyor ki: Demirciler vardı.<br />

Demir döğerken, ezân okununca, çekici kaldırmışken, demire vurmaz, bırakıp namaza<br />

koşarlardı. Ve terziler vardı. İğneyi sokunca, ezân okunduysa, o hâlde bırakıp, cemâate<br />

koşarlardı.<br />

4. Çarşıda, işte Allahü teâlâyı zikr, tesbîh etmeli, her ân O'nu hatırlamalıdır. Dili ve kalbi boş<br />

kalmamalıdır. İyi bilmelidir ki, o ânda kaçırdığını, bütün dünyâyı verse, bir daha eline<br />

geçiremez. Gâfiller arasındaki zikrin sevâbı çok olur. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem<br />

buyurdu ki: "Çarşıya girerken, la ilâhe illallahü, vahdehü lâ şerîke leh, lehül mülkü ve<br />

lehül hamdü, yuhyî ve yümît, ve hüve hayyün lâ yemût, bi yedi-hil-hayr, ve hüve alâ<br />

külli şey'in kadîr, diyen kimseye, iki milyon sevâb yazılır." Cüneyd-i Bağdâdî "kuddise

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!