22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sebeb olan Yezid dahi son nefesinde îmânını muhâfaza edebildi ise, onun hakkında bile kötü<br />

söylemek tehlikelidir." buyurdu.<br />

Garip Hâfız'ın ziyâretine gelen bir zât; "Hoca Efendi! Ben de sizin gibi olmak istiyorum."<br />

deyince;<br />

"Pazarda satılsa otuza kırka<br />

Ben de alırım vücûduma öyle bir hırka."<br />

cevâbını verdi.<br />

Taşovalı Kadir Hâfız bir gün iki arkadaşı ile ziyâretine geldi ve; "Efendim! "Nefsini<br />

tanıyan, Rabbini tanır." hadîs-i şerîfi üzerine sohbet buyurursanız, memnun oluruz." dedi.<br />

Garip Hâfız; "Evlâdım! Bu makam çok yüksek bir makamdır. Siz şerîatin emirleri ile iktifâ<br />

edin. Basamak basamak çıkın bu makâma." dedikten sonra şu beyitleri okudu:<br />

Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ede Hak<br />

Pâdişâh saraya konmaz, hâne mamûr olmadan<br />

Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pür-nûr olmadan<br />

"Mûtû kable en temûtû" sırrına mazhar olan<br />

Haşr-ü neşri bunda gördü nefha-i sûr olmadan<br />

Biz ricâlız, gelmişiz kim gör ezelden tâ-ebed.<br />

İçmişiz aşkın şarâbın âb-ı engûr olmadan<br />

Bir acîb aşka düşmüş yanar şems-i müdâm<br />

Hakka makbûl olmak ister, halka menfûr olmadan.<br />

Daha sonra; "Bâzıları, kendisi bu halde, bu makamda olmadıkları halde, buralardan söz<br />

ederler. İnsana faydalı olan iki türlü ilim vardır. Biri ilm-i diyânet, diğeri ilm-i tebâbettir."<br />

dedikten sonra Kadir Hâfız'a dönerek; "Sen o gün görürsün, o vakitte dağların<br />

paramparça olduğunu." meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu. O zât içinden; "Ben nefsden<br />

sual arzettim. Efendi bana dağların yıkılacağından bahsetti." diye geçirirken, Garip Hâfız;<br />

"Nefs dağı, görmüş olduğun dağlardan kavidir, kuvvetlidir. Nefs dağlarının parçalanması ile<br />

dosta kavuşma yolları açılır." buyurdu.<br />

Garip Hâfız, ömrünün sonlarına doğru Merzifon'a yerleşti. İlim öğretmeye burada da devâm<br />

etti. 1976 (H.1396) senesinde Ankara'da vefât eden Garip Hâfız, Gümüş'de Halîliye<br />

Medresesine defnedildi. Vefâtında mezarının üzerine türbe yapılmamasını vasiyet etti.<br />

GAVSÎ AHMED DEDE;<br />

On yedinci yüzyıl Anadolu velîlerinden. İsmi Ahmed, mahlası Gavsî'dir. Gavsî Ahmed Dede<br />

diye meşhur olmuştur. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin tasavvuftaki yolu<br />

olanMevleviyye'ye mensuptur. Gelibolulu Yazıcızâdeler sülâlesindendir. Büyük velî<br />

Ahmed-i Bîcân hazretlerinin torunlarındandır. Doğum târihi belli değildir. İstanbul'da<br />

doğmuştur. 1697 (H.1109) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kabri Galata Mevlevîhânesi<br />

bahçesindedir.<br />

Âlim ve asîl bir âileye mensûb olan Gavsî Ahmed Dede, küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline<br />

başladı. Zamânının usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip icâzet, diploma aldı. Selânik<br />

kâdısı İmâmzâde'nin yanında nâiblik yaptı. Bu vazîfeyi adâletle yürüttü. Bu sırada kalbine<br />

düşen bir aşk ateşi ile tasavvufa ve tasavvuf ehline karşı büyük alâka duydu. Dünyâ makam<br />

ve zevklerini terk edip, bir gönül ehlinin eteğinden yapışmaya karar verdi.Bir Allah adamına<br />

talebe olmak niyetiyle Selânik'ten ayrılıp Bursa'ya geldi. Bursa Mevlevîhânesi Şeyhi olan<br />

Sâlih Dede Efendiye talebe oldu. Onun hizmet ve sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda<br />

ilerledi. Dört sene müddetle Sâlih Dede Efendinin hizmetinde kaldı. Zâten ilimde yüksek bir<br />

âlim olan Gavsî Dede, fazîlet ve güzel ahlâk sâhibi bir velî oldu. Hocasının emir ve tavsiyesi<br />

üzerine Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin memleketi olan Konya'ya gitti. Uzun müddet<br />

Konya'da kalıp Mevlevî dergâhının usûlüne göre hırka giydi. Talebe yetiştirmek ve mevlevî

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!