22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bir gün Arafat Meydanında insanları seyrediyordu. Müslümanlar feryâd ediyorlar, Allahü<br />

teâlâya yalvarıp, inliyorlardı. Bunları bir müddet seyrettikten sonra; "Sübhânallah. Şu kadar<br />

insan, kerîm bir zâtın kapısına gitse, bu şekilde yalvararak bir dank (0,801 gr) yâni çok az<br />

altın isteseler, o zât bu insanları ümitsiz ve eli boş geri çevirmez. Yâ Rabbî! Sen kerîm ve<br />

gaffârsın. Bu insanların hepsini affetmen, kerîm ve ganî olan bir zâtın bir dank altın<br />

vermesinden daha kolaydır. Yâ Rabbî! Senin ihsânların o kadar çoktur ki, bu insanların<br />

hepsini affetsen, senin ihsânından hiçbir şey eksilmez." dedi. Fudayl bin İyâd bunu<br />

söyledikten sonra, gâibten bir ses; "Ey Fudayl! Senin bu hüsn-i zannın hürmetine hepsini<br />

affettim." diyordu.<br />

Hikmetli sözleri çoktur. Mekkeliler yanına gelir, onlara vâz ve nasîhat verirdi.<br />

Kendisine küçük günahlardan soruldu. O zaman; "Günah kişinin yanında ne kadar küçük<br />

görülürse, Allahü teâlâ katında o derece büyük olur. Günah kişinin yanında ne kadar büyük<br />

görünürse, Allahü teâlânın katında da o derece küçük olur." buyurdu.<br />

Bid'atten ve bid'at sâhiplerinden nefret eder, insanları bunun zararlarından sakındırırdı. Bu<br />

hususta; "Bid'at sâhibi ile oturan onunla görüşen kimseden sakınınız. Bid'at sâhibini seven<br />

kimsenin amellerini Allahü teâlâ kabûl etmez, kalbinden İslâmın nûrunu çıkarır. Müslüman,<br />

müslümanın yüzüne bakınca, kalbi parlar. Müslümanın bid'at sâhiplerinin yüzüne bakması<br />

ise, kalbini karartır. Yolda bid'at sâhibine rastlarsan, yolunu değiştir. Bid'at sâhibine iltifat<br />

edip yükseltme. Bid'at sâhibine yardım eden, İslâmın yıkılmasına yardım etmiş olur."<br />

buyurdu.<br />

İnsanlara dünyânın fâni geçici ve değersiz, âhiretin bâki, kalıcı ve paha biçilmez olduğunu<br />

anlatırdı ve; "Dünyânın tamâmı altından olsaydı, yine yok olurdu. Âhiret ise, çanak-çömlek<br />

gibi topraktan olsaydı, yine bâkî olurdu. Akıllı kimse, geçici olan dünyâyı, altın da olsa<br />

reddeder. Bâkî olan âhireti, çanak çömlek gibi topraktan da olsa kabûl eder. İşin aslı, âhiret<br />

bâkî ve altın gibi kıymetlidir. Dünyâ ise, fâni ve çanak-çömlek gibi kıymetsizdir." buyurdu.<br />

Sevdiklerine bir gün; "Pişman olmadan önce tefekkür edip amel işleyiniz. Dünyâya<br />

aldanmayınız. Çünkü, dünyâda sağlam ve sıhhatli olan, hastalanır. Yeni olan eskir. Nîmetleri<br />

yok olur. Gençler ihtiyarlar." buyurdu.<br />

Farzların önemini anlatırdı: "Farzlar, insan için sermâye, nâfileler ise kâr ve kazanç<br />

gibidirler. Kâr, sermâye olduktan sonra meydana gelir."<br />

Birisi; "Ey Fudayl! Bana nasihat et." dedi. Ona dönüp; "Sen kendi nefsine nasihat edici ol.<br />

Kendine muhakkak lâzım olan şeyleri sağ iken görüp yapmaya gayret et. İnsanları kendine<br />

tavsiye ve nasihat edici eyleme. Kendin dünyâda gâfil ve durgun olup da, öldükten sonra<br />

senin için, iyilik ve sevap yapacaklarını ve senin için çalışacaklarını sanma. Zîrâ sen,<br />

dünyâdayken kendine, âhiretin için lâzım olacak işlere can çıkarcasına, çok gayret<br />

göstermediğin halde, başkalarının senin için iyilik yapacaklarına, sevap işleyeceklerine nasıl<br />

inanabiliyorsun?!" buyurdu.<br />

Birisi yine kendisinden nasihat istemişti. Ona; "Baban sağ mı!" diye sordu. O da; "Vefât etti."<br />

dedi. Bunun üzerine Fudayl hazretleri; "Evlâdım! Haydi beni terk et. İyi bil ki babasının<br />

vefâtından sonra başkalarının nasihatlarına muhtaç birine hiç bir nasihat fayda vermez."<br />

buyurdu.<br />

Allahü teâlâya itâat etmenin lüzumundan anlatır kendinden misâl verirdi. "Ben Allahü<br />

teâlâya karşı itâatsizlik ettiğimi merkebimin ve hizmetçimin huyundan ve bana itâatsizlik<br />

etmesinden anlarım."<br />

Lüzumsuz konuşmaktan sakındırırdı. Bu sebeple; "Sözünü(hesâbını vereceği) amelinden<br />

sayan bir kimse kendisini ilgilendiren hususlar dışında pek az konuşur." buyurdu.<br />

Bir gün ona; "NiçinAllahü teâladan korkanı göremiyoruz?" diye sordular. Bunun üzerine;

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!