22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ederdi:<br />

"Yâ Rabbi! Düşmanlarının nefretini arttırdığın gibi senin için olan huşûmuzu, korkumuzu<br />

arttır. Sana secde eden yüzümüzü Cehennem'de ateş ile örtme."<br />

Abdüla'lâ sohbetlerinde mâlâyânîden uzak olup boşuna konuşmazdı. Büyük âlim Mis'âr'ın<br />

bildirdiğine göre buyurdular ki:<br />

İnsanlar bir araya gelseler ve Allahü teâlâdan, Cennet'ten, Cehennem'den konuşmadan<br />

ayrılsalar melekler derler ki: "Ey insanlar büyük gaflet içindesiniz..."<br />

Yine buyurdu ki:<br />

"Cennet ve Cehennem, Âdemoğlundan bir şeyler duymak için ona yaklaşırlar. Şayet insan<br />

Cennet'i isterse, Cennet; "Yâ Rabbî! Onu isteğine kavuştur!" der. Şayet Cehennem'den<br />

sakınırsa, Cehennem de; "Yâ Rabbî! Onu ateşten muhâfaza et!" diye duâ eder."<br />

Abdüla'lâ ölümü çok hatırlar ve titrerdi. Buyururdu ki:<br />

"İki şey var ki beni dünyâ zevklerine dalmaktan alıkoyuyor. Bunlar ölümü hatırlamak ve<br />

Allahü teâlânın dâima huzurunda bulunmaktır."<br />

Yine;<br />

"Hiçbir ferd yoktur ki, ölüm meleği günde iki defâ kapısını çalmasın." buyurmuştur.<br />

1) Tezkiret-ül-Huffâz; c.1, s.296<br />

2) Tehzîb-ut-Tehzîb; c.6, s.69<br />

3) El-Menhel-ül-Azbül Mevrûd Şerhi Sünen-i Ebû Dâvûd; c.1, s.69<br />

4) Hilyet-ül-Evliyâ; c.5, s.88<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.2, s.90<br />

6) Şezerât-üz-Zeheb; c.1, s.324<br />

ABDÜLAZÎZ BEKKİNE;<br />

Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddîn Efendinin halîfelerinden Mustafa Feyzî Efendinin talebesi.<br />

Adı, Abdülazîz, soyadı Bekkine'dir. Babası Kazanlı tüccar Hâlis Efendidir. 1895 (H. 1313)<br />

senesinde İstanbul'da doğdu. 1952 (H.1372) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kabri<br />

Edirnekapı Sakızağacı kabristanındadır.<br />

Babası zengin bir tüccar olan Abdülazîz Bekkine İstanbul Mercan'daki evlerinde doğdu.<br />

Henüz okula gitmeden Kaptan Paşa Câmii İmâmı Halil Efendiden Kur'ân-ı kerîm okumayı<br />

öğrendi, Arapça ve din dersleri aldı. Daha sonra Dârüttedrîs'e devam ederek bu mektebi<br />

bitirdi. Bir müddet babasının yanında çalıştıktan sonra, 1910'da âilesi ile birlikte Kazan'a<br />

gitti. Aslen Kazanlı olduklarından orada binâ ve arâzileri vardı. Otuz odalı olan evlerinin,<br />

çoğu odalarında ilim tahsîl eden talebeler barınırdı. Abdülazîz Efendi bir müddet Kazan'da<br />

kaldı. Sonra Buhârâ'ya geçerek orada beş yıl müddetle ilim tahsîl etti. Babasının vefâtı<br />

üzerine memleketine dönüp, kardeşlerini de alarak 1921'de İstanbul'a geldi. İki anneden, on<br />

ikisi kız olmak üzere on altı kardeştiler. Erkek kardeşleriyle birlikte Asmaaltında bir dükkan<br />

açıp kısa bir müddet çalıştırdı. Sonra dükkanı kapatıp Çarşıkapı'daki Bâyezîd Medresesine<br />

devâm etti. Bu medreseden mezûn olduktan sonra ilk olarak Beykoz'da, daha sonra da<br />

Aksaray'da bir câmide imâm olarak vazîfe aldı. Sonra sırasıyla, Yazıcı Baba,Kefeli ve Zeyrek<br />

Çivicizâde, Ümmü Gülsüm câmilerinde İmâm-Hatip olarak vazîfe yaptı. Zeyrek'teki bu<br />

vazîfesi on üç sene kadar sürdü.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!