22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dişlerini misvakladı. Fakat kollarını oynatacak tâkatı kalmadığı için talebelerinden birisi<br />

misvakı alıp, onun dişlerini misvaklamaya devâm etti. Ayrıca hocasının halîfelerinden Molla<br />

Reşîd'e; Yâsîn sûresini okumasını söyledi. Yâsin-i şerîf bitince, Şeyh Fethullah-ı Verkânisî;<br />

"Lâ ilâhe illallah." dedi ve yüzünün su ile mesh edilmesini istedi. Fethullah-ı Verkânisî<br />

Allahü teâlâya kavuşma vaktine yaklaştıkça yüzü güzelleşiyordu. Nihâyet 1899 (H.1317)<br />

senesi Cemâziyelevvel ayının 21. Salı günü Bitlis'te vefât etti. Defin için gerekli hazırlıklar<br />

yapıldı. İnsanlar grup grup cenâze namazını kıldılar. Vasiyeti üzerine evinin yanında<br />

defnedildi.<br />

Fethullah-ı Verkânisî'nin Bitlis'te bulunan türbesi sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir.<br />

Onun Nakşibendiyye yolunun edeplerini anlatan bir risâlesi vardır.<br />

GELEN HEDİYE<br />

Fethullah-ı Verkânisî, Sibgatullah Arvâsî'nin talebelerinden birisine; "Ben vefât edinceye kadar<br />

başkasına söylememen şartıyla sana bir şey anlatacağım." buyurdu ve devâm ederek; "Bana<br />

Sıbgatullah Arvâsî ve hocam Abdurrahmân-ı Tâgî ile üç hûrî geldi.Hûriler gâyet süslü elbiseler<br />

giymişler, yüzleri ayın on dördü gibi parlar vaziyetteydi.Sıbgatullah Arvâsî ve hocam Abdurrahmân<br />

Tâgî bana; "Biz sana, bizimle gitmen için geldik. Senin Allahü teâlâya kavuşma vaktin yaklaştı."<br />

dediler. Ben onlara; hoş geldiniz, dedim. Onlardan hûriler hakkında sordum. Bu hûrilerden biri<br />

Sıbgatullah Arvâsî için, birisi hocam Abdurrahmân Tâgî içindir. Diğeri kim içindir, dediğimde;<br />

"Allahü teâlâ o hûriyi sana hediye gönderdi." Ben onlara, benim hastalığım pek şiddetlendi. Hûri<br />

nerede, ben nerede? Ben kendi derdimle meşgûlüm, deyince, onlar; "Allahü teâlâ böyle emretti."<br />

buyurdular.<br />

Sonra, ben Rabbimin verdiklerine râzıyım, dedim. Bu konuşmalar sırasında bu üçüncü hûrinin<br />

hocamın kızı olan hanımım olabileceği aklıma geldi. Dikkatle bakınca onun olmadığını anladım. Bu<br />

hûri, Allahü teâlânın hazînelerinden bir ihsânıdır, diye düşünüp, Allahü teâlâya şükrettim."<br />

1) Sohbetler; s.11,21<br />

2) Eshâb-ı Kirâm; (7. Baskı) s.403<br />

3) Minah; s.264-291<br />

FEYZULLAH EFENDİ;<br />

Anadolu velîlerinin meşhurlarından. İsmi, Muhammed bin Ali'dir. Feyzullah lakabı ile<br />

meşhurdur. Şimdi Bulgaristan sınırları içinde bulunan Silistre'nin Sazlı köyünde 1805<br />

(H.1220) senesinde doğdu. 1876 (H.1293)'de İstanbul'da vefât etti. Fâtih Câmiinde kalabalık<br />

bir cemâat tarafından cenâze namazı kılınıp, Halıcılar semtindeki dergâhına defnedildi.<br />

Çocukluğunu ve tahsil hayâtını kendisi şöyle anlatmıştır:<br />

"Çocukluk zamânında yaşım îcâbı olarak; oyun, eğlence gülüp oynamak ve neşelenmek gibi<br />

şeylere aslâ rağbet etmezdim. Mektebe başlamadan önce; (Rabbi yessir: Rabbim kolaylaştır)<br />

ile (Rabbi zidnî ilmen ve fehmen: Yâ Rabbî ilmimi ve anlayışımı artır) mübârek sözlerini çok<br />

söylerdim. Yine bir vâizden namazı özürsüz terk etmenin çok büyük günâh olduğunu<br />

işittikten sonra onun tesiri ile namazlarımı ve oruçlarımı hiç terk etmedim. Ayrıca nâfile<br />

namazlar yanında gece teheccüd namazı da kılardım.<br />

Beş yaşına vardığımda bir gece şu rüyâyı gördüm: "Nûrânî yüzlü yedi zât, büyük bir sahrada<br />

büyük bir gürzü alıp ileriye doğru atıyor ve düştüğü yerden kaldırıp, sonra geriye doğru<br />

atıyordu. Atma sırası bana gelip, orada idâreci mevkiinde olan zât, gürzü alıp atmamı<br />

emredince, yaşımın küçüklüğünden ve gürzün ağırlığından bahsederek, buna gücümün

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!