22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Reîsü'l-ulemâ'ya; "Efendim tütün içmenin kesin haram olduğuna dâir dört fetvâ vermiştiniz.<br />

Şimdi içiyorsunuz, hikmeti nedir?" diye sordular. Reîsü'l-ulemâ cevâben; "Yemin ederim ki<br />

bizim ilmimiz bu zâtın ilmi yanında denizde bir damla gibidir. Verâ ve takvâmız da bu zâtın<br />

verâ ve takvâsı yanında yok gibidir. Bu zâta uyarak bugünden sonra tütün içeceğim. Demek<br />

ki yanılmışım. Haram değilmiş. Haram ve günah olsaydı, bu zât ağzına koyar mıydı? Siz<br />

serbestsiniz. Benden haram olduğunu duyan herkese haram olmadığını duyurunuz." dedi.<br />

Şöhret sâhibi olmaktan kaçınan Seyyid Fehim hazretleri bir an evvel Mısır'dan ayrılmak<br />

istedi. Ancak âlimlerin ve Seyyid Ubeydullah Efendinin ısrarlı istekleri üzerine Mısır<br />

âlimlerinin ve halkının müşkil meselelerini halletmek üzere bir müddet daha kaldı. Orada<br />

bulunduğu süre içinde ilim meclislerinde ve sohbetlerinde İslâmiyetin emir ve yasaklarını<br />

anlattı. Daha sonra Mısır'dan ayrılarak hac ibâdetini yerine getirmek üzere yanındakilerle<br />

birlikte Mekke-i mükerremeye gitti. Mekke-i mükerremede bulunduğu sırada pek çok âlim ve<br />

velî ile görüşüp sohbette bulundu. Şâfiî mezhebi fıkhına dâir İânetü't-Tâlibîn adlı kitabı<br />

te'lif eden Şeyh Seyyid Ebû Bekr (rahmetullahi aleyh) birçok müşkil meselelerini Seyyid<br />

Fehim hazretlerine sorup cevâbını aldı. Seyyid Ebû Bekr; "Bu mübârek beldede<br />

bulunduğunuz müddetçe teşrif edin, sizden istifâde edelim." dedi. Bir gün Hacı Ömer<br />

Efendiye gizlice; "Belki Mısır Reîsü'l-ulemâsı bu zâtın derecesinde olabilir. Ondan başka<br />

yeryüzünde bu zât gibi bir âlim bulunduğuna inanmam." dedi. Hacı Ömer Efendi Mısır<br />

Reîsü'l-ulemâsı ile olan görüşmeyi anlatınca, Seyyid Ebû Bekr; "Allahü teâlâ ona uzun ömür<br />

vermekle bizi nîmetlendirsin. Onun ilminden doğruluğundan, takvâsından ve himmetinden<br />

bizleri nasîblendirsin." diye duâ etti.<br />

Seyyid Fehim hazretleri Mekke'de bulunduğu sırada İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin<br />

torunlarından Ahmed Saîd'in oğlu Muhammed Mazhâr Müceddîdî ile görüştü. Bu sebeple<br />

oğullarının birinin ismini Mazhar koydu.<br />

Hac vazîfesini îfâ ettikten sonra Medîne-i münevvereye giden Seyyid Fehim-i Arvâsî<br />

hazretleri, sevgiliPeygamberimizin mübârek kabrini ziyâret edip, feyzlerine kavuştu. Sonra<br />

tekrar Arvas'a dönüp irşada devâm etti.<br />

Hayâtında cemâatsiz namaz kılmadı. On iki yaşından beri gece teheccüd namazını<br />

kaçırmamıştır. Talebelerinden Molla Abdülhakîm veya Molla Şâbân bulundukları zaman<br />

onlara uyar, bulunmadıkları zaman kendisi imâm olurdu. Mihrâba geçip tekbir aldığında<br />

elektrik cereyânı gibi kalplere tesir ederdi. Ramazân-ı şerîfte teravih namazını hatimle<br />

kılarlar, yâni her rekatte bir sayfa Kur'ân-ı kerîm okunurdu. Terâvih ve duâ biter sahur sofrası<br />

hazırlanırdı. Sahurdan sonra sabah ezânı okunur, namazdan sonra, zikir ve murâkabe ile<br />

meşgûl olunurdu. Güneş yükseldikten sonra kuşluk, namazı kılınır, kaylûle vaktinde iki saat<br />

kadar uyurlardı.<br />

Seyyid Fehim hazretlerinin sohbet ve hizmetinde bulunanlar, kendilerini dünyâdan<br />

uzaklaşmış görürlerdi. Arapça, Farsça, Türkçe ile diğer mahalli dilleri bilirdi. Her dildeki<br />

mahâreti emsâlinden üstündü. Arapça konuştuğu zaman Mısır Câmiü'l-Ezherinde yetiştiği<br />

sanılırdı. Maddî ve mânevî bütün ilimlerde derin âlim, fesâhat ve belâgatları hârikaydı.<br />

Seyyid Abdülhakîm hazretleri onun vasıflarını şu şekilde anlatırdı: "O, her ilimde bir<br />

okyanustu. Derinliğine kimse inemedi. Ancak oğlu ve halifesi Seyyid Muhammed Emin<br />

azıcık anlıyordu. Hattâ Şeyh Sa'dî Şîrâzî'nin Gülistan'ından bir beyt okudular ve îzâh<br />

buyurdular. Bir mikdârını anlayabildim. Seyyid Muhammed Emin de bir mikdar daha anladı.<br />

Sonra o da anlayamadı. Hülâsa hakîkat ve inceliklerini kimse hakkıyla idrâk edemedi.<br />

Seyyid Fehim hazretleri insanlara İslâmiyeti anlattığı gibi, cin tâifesine de anlatırdı.<br />

Cinlerden dört binden fazla talebesi vardı.<br />

Seyyid Fehim hazretleri bir gece rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü. Resûlullah<br />

efendimiz ona; "Abdülhakîm'in terbiyesini sana ısmarladım." buyurdu. Bu emir üzerine

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!