22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

veremezdi.<br />

O gece, benim için Kadr gecesi kadar kıymetlidir. Çünkü, Allahü teâlâ bana orada pekçok<br />

lütuf ve ihsânlarda bulundu.<br />

Bu lütfun bereketiyle okyanusların dibinde ve semâvâtta bulunan her şey gözlerimin önüne<br />

getirilerek gösterildi.<br />

Allahü teâlâ bana o gece öyle büyük nîmetler ihsân etti ki, onu, daha önce yaşıyan evliyâsının<br />

çoğuna vermedi.<br />

Bir anda etrâfımda kurulan mânevî mecliste, Hızır ve İlyas aleyhimesselâm, Abdülkâdir<br />

Geylânî, Ahmed Rıfâî veCüneyd-i Bağdâdî hazretleri bana çok ikrâmlarda bulundular ve<br />

müjdelerverdiler.<br />

Şeyh Hamza Kebîr hazretleri elinde yeşil âsâsıyla, arkasında da ona mensûb olanların hepsi<br />

geldi ve hâlimin güzelliğine hayrân kaldı. Yanında yıldız gibi parlayan oğlu Şeyh Mücâhid,<br />

Şeyh Mûsâ ve Şeyh Muhammed Radî de vardı.<br />

Çok sevdiklerimden ve makamları yüksek olan Şeyh Bürhân, Şeyh Alemeyn ve Halil Ferd<br />

dahî yanıma gelerek bu meclisin sonuna kadar bana izzet ve ikrâmlarda bulundular.<br />

Önlerinde Şeyh Hasan'ın bulunduğu Fatîriyyûnlar da ziyâretime geldi. Hepsi cübbelerini<br />

giymişlerdi.<br />

Ayrıca Veysel Karânî hazretleri, Şeyh Hasan Hutvî, Şeyh Mustafa Kürdî ve Şeyh Neccâr bin<br />

Neccârî de hazır oldular.<br />

Hâlid bin Velîd hazretleri elinde demir bir âsâ ile teşrîf buyurdu. Hepsi de bana ihsân edilen<br />

nîmetlere hayrân oldular.<br />

Etrafıma saf saf dizilip ellerinde ilâhî şerbetle dolu kadehler tutuyorlardı. Ben ise, onların<br />

ortasında ve bakışları altında olduğum hâlde, Allahü teâlânın zikri ile meşgûl olup tefekkür<br />

ediyordum. Hepsi de, ellerindeki şerbeti içmemi bekliyorlardı."<br />

İsmâil Fakîrullah hazretleri, istigrâk hâlini bıraktıktan sonra dostlarıyla görüşmeğe başladı.<br />

Onlara, Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin yoluna çok benziyen kendine mahsûs "Üveysiyye"<br />

yolunun âdâbını öğretmeye başladı. Pekçok talebeleri arasında ençok sevdiği ve hizmetine<br />

müsâade ettiği İbrâhim Hakkı hazretlerinin babası olan Molla Osman ile Molla<br />

Muhammed'di. Bu talebeleri kendisine on sene hizmet etmekle şereflendiler. Molla Osman,<br />

hocasıİsmâil Fakîrullah hazretlerinin teveccühlerine kavuşması ve onun duâsını alıp talebesi<br />

olmakla şereflenmesi için henüz küçük olan oğlu İbrâhim Hakkı'yı da getirtti. O da hizmet<br />

etmeye başladı. Molla Osman ile Molla Muhammed hocalarına hizmetin onuncu yılında bir<br />

hafta içinde vefât ettiler. Cenâze namazlarını hocaları kıldırdı.<br />

Onlardan sonra daha küçük yaşta olan İbrâhim Hakkı, İsmâil Fakîrullah'a hizmet etmeye,<br />

onun hasta kalplere şifâ olan sözleri ile olgunlaşmaya ve yetişmeye başladı.<br />

Tillo kasabasının kuzey tarafında dört saatlik mesafede bir kale vardı. Şirvan Beyi bu kaleyi<br />

müdâfaa ediyordu. Van Paşası itâatsizliği sebebiyle Şirvan Beyine cezâ vermek için bin<br />

kadar askerle kaleyi kuşattı. Topa tutmak istiyordu. Şirvan Beyi durumu hazret-i Fakîrullah'a<br />

bildirerek Paşaya mâni olmasını istirhâm etti ve duâ talebinde bulundu. Bunun üzerine<br />

Fakîrullah hazretleri paşaya bir mektup gönderdi.Mektupta:<br />

"Ümmet-i Muhammed'in fukarâsına merhamet edesin. Bağlarını yağma etmeden çekip<br />

gidesin. O âsî olan beyin cezâsını âhirete bırakasın." yazıyordu.<br />

Mektup paşaya ulaştığında kuşluk vaktiydi. Paşa mektubu okudu, fakat İsmâil Fakîrullah'ın<br />

ricâsına aldırış etmeyip:<br />

"Ben buraya sultânın emriyle gelmişim. Kaleyi, bu âsî beyin başına yıkmalıyım." diyerek söz

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!