22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

O'nu unutmamaktır."<br />

"Huşû; zâhiren ve bâtınen Hakk'a boyun eğmek. Tevâzu da; Hakk'a teslim olmak, boyun<br />

eğmek, Hakk'ın hükmüne îtirâzı terketmektir."<br />

Fahr-ül-Fârisî talebe yetiştirip, kıymetli eserler yazdı. Ebrekûhî onun talebeleri arasındaydı.<br />

Daha çok tasavvuf ve tasavvuf hallerine dâir olan eserlerinden bâzıları şunlardır:<br />

1) El-Esrâr ve Sırr-ül-İskâr, 2) Tezkire-i Menâhic-üs-Sâlikîn, 3) Belâgat-ül-Fâsıl ve<br />

Urvet-ül-Vâsıl, 4) Metiyyet-ün-Nakl ve Atiyyet-ül-Akl, 5) El-Fark Beyn-es-Sûfî<br />

vel-Fakîr, 6) Cemhât-ün-Nehy an Lemhât-il-Mehâ, 7) Berk-ün-Nukâ ve Şems-ül-Lükâ,<br />

8) Netâic-ül-Kurbe ve Nefâis-ül-Gurbe, 9) Delâlet-ül-Müstenhic: El yazma nüshası<br />

Süleymâniye KütüphânesiAyasofya Kısmı 1785 numarada kayıtlıdır.<br />

ÖLÜ ETİ YEMEK<br />

Fahr-ül-Fârisî gıybet hakkında bir suâl sorulduğunda buyurdu ki: "Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde<br />

meâlen buyurdu ki: "Zannın çoğundan sakınınız! Çünkü, zannetmenin bâzısı günâh olur.<br />

Birbirinizin kusûrunu araştırmayın! Birbirinizi gıybet etmeyin!" (Hucurât sûresi: 12)<br />

Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimizin huzurlarında<br />

bulunan birisi, orada bulunmayan biri hakkında; "Ne kadar da âciz birisi!" deyince, Resûlullah<br />

efendimiz; "Kardeşinizin etini yediniz. Çünkü onu gıybet ettiniz." buyurdu.<br />

Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma; "Gıybetten tövbe ederek ölen kimse, Cennet'e girenlerin<br />

sonuncusu olacaktır. Gıybete devâm ettiği halde ölen kimse ise, Cehennem'e girenlerin ilki<br />

olacaktır." diye vahyetti.<br />

Anlatılır ki, İbrâhim bin Edhem bir yere dâvet edilmişti. Oraya vardığında, geciken birisi hakkında;<br />

"O zâten ağır adamdır." dediler. İbrâhim bin Edhem; "Keşke buraya gelmeseydim. Çünkü, burada<br />

gıybet yapılmaktadır." dedi.<br />

1) Tabakât-ı Usûliyyîn; c.2, s.56<br />

2) Şezerât-üz-Zeheb; c.5, s.101<br />

3) Lisân-ül-Mîzân; c.5, s.29<br />

4) Mîzân-ül-Îtidâl; c.3, s.452<br />

5) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Esnevî); c.2, s.286<br />

6) Tabakât-ül-Evliyâ; s.466, 498<br />

7) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.8, s.191<br />

8) El-A'lâm; c.5, s.296<br />

9) Brockelman; Sup.1, s.787<br />

10) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.8, s.284<br />

FAKÎRULLAH;<br />

Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. İsmi, İsmâil, babasınınki Kâsım'dır. Fakîrullah diye<br />

tanınır. 1656 (H.1067) senesinde Siirt'in Tillo kasabasında dünyâya geldi.<br />

Dedesi Molla Abdülcemâl, Peygamber efendimizin amcası Hazret-i Abbâs'ın<br />

torunlarındandır. Zâhirî ilimlerde âlim olup Tillo'da müderristi. Oğlu Mevlânâ Kâsım'ı<br />

yetiştirerek âlim olmasına vesîle oldu. Kâsım da babasının vefâtından sonra yerine geçerek<br />

talebe okutmaya başladı. 1656 (H.1067) senesinde Receb-i şerîfin ilk Cumâ gecesi, yâni<br />

Regâib gecesi bir oğlu dünyâya geldi. İsmini İsmâil koydu. Annesi ona, besmelesiz süt<br />

emzirip, yemek yedirmedi. Babası Mevlânâ Kâsım onu küçük yaşta yetiştirmeye, ilim

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!