22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

şeylere bağlanmaktan kurtarma mertebesine eriştiğinin delîli ve şâhididir.<br />

Ebû Abdullah Hasan Vâsıtî de der ki: Hirat'ta bulunduğum sırada İmâmı dinledim. Zaman<br />

zaman minberde, sitem şeklinde halka şu beyti okurdu.<br />

"Diri iken insanı gerçi herkes tahkîr eder.<br />

Zor olur ayrılığı, ol dem ki, dünyâdan gider."<br />

Fahreddîn-i Râzî, Herat'a gittiği zaman, orada bulunan âlimler, sâlihler ve devlet ileri<br />

gelenleri, onun ziyâretine geldiler. Kendisine pekçok hürmette bulundular. İmâm, bir gün<br />

acabâ görüşmediğimiz kimse kaldı mı? diye sordu.Yanında bulunanlar, evet sâlih bir zât var,<br />

o gelmedi, dediler. Ben müslümanların imâmı olayım, herkesin bana hürmeti vâcib olsun da,<br />

o beni niçin ziyâret etmesin, diye belirtti.<br />

Bu durumu, o sâlih zâta ulaştırdılar. Fakat o zât hiç cevap vermedi. Şehrin ileri gelenlerinden<br />

birisi, Fahreddîn-i Râzî ile o sâlih zâtı bir yemeğe dâvet etti. Her ikisi de bu dâveti kabûl<br />

ettiler. Ziyâfet bir bahçede verildi. Orada İmâm, o sâlih zâta:<br />

"Niçin ziyâretime gelmediniz?" diye sorunca: "Ben fakîr bir kimseyim. Bu sebeple,<br />

ziyâretinize gelip gelmemem, sizin şerefinizi ne arttırır, ne de ondan bir şey eksiltir."<br />

Bunun üzerine İmâm; "Bu söz edeb sâhiplerinin yâni ehl-i tasavvufun sözüdür. İşin iç yüzünü<br />

bana anlat da merâkım gitsin." dedi. O sâlih zât; "Seni ziyâret hangi bakımdan vâcibdir?"<br />

dedi. İmâm; "Ben müslümanların hürmet etmeleri lâzım olan birisiyim." dedi. Bunun üzerine<br />

o sâlih zât; "Mademki, ilimle iftihâr ediyorsun, ilmin neticesi, mârifetullahdır. Şimdi sana<br />

soruyorum:<br />

"Allahü teâlâyı nasıl tanıdın ve matlûbuna nasıl yol buldun?" dedi. İmâm:<br />

"Yüz bürhân ve delîl ile ilim ve yakîn elde ettim." dedi. O zaman o zât:<br />

"Bürhân, şüpheyi gidermek içindir. Allahü teâlâ benim kalbime öyle bir nûr verdi ki, onun<br />

olduğu yerde şüphe bulunmaz. Nerede kaldı ki, bürhân ve hüccete ihtiyaç duyulsun."<br />

buyurdu.<br />

Bu söz, İmâm'a çok tesir etti. O mecliste, herkesin gözü önünde, o sâlih zâtın elini öpüp<br />

tövbe etti. O zâta tâbi oldu. Çok yüksek mertebelere ulaştı. Ondan sonra Tefsîr-i Kebîr adlı<br />

eserini te'lif eyledi. Bu büyük zât, Necmüddîn-i Kübrâ hazretleriydi. Fahreddîn-i Râzî,<br />

Necmüddîn-i Kübrâ hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. Ondan çok istifâde etti.<br />

Fahreddîn-i Râzî, vefâtına yakın, talebelerinden İbrâhim bin Ebû Bekr İsfehânî'ye şu<br />

nasîhatta bulundu:<br />

"Her katı kalbi yumuşatan âhiret yolculuğu yaklaşmış ve dünyâ hayâtının sonunda bulunan,<br />

Rabbinin rahmetini uman, Mevlâsının keremine güvenen bu kul Muhammed bin Ömer bin<br />

Hasan Râzî der ki: Peygamberlerin, meleklerin en büyüklerinin yaptıkları, bildiğim ve<br />

bilmediğim, lâyık olduğu hamdler ile Allahü teâlâya hamd ederim. Allahü teâlânın rahmeti,<br />

Resûlullah efendimize, diğer Resûller, Nebîler (aleyhimüsselâm), mukarreb melekler ve sâlih<br />

kimseler üzerine olsun.<br />

İnsanlar derler ki: "İnsan vefât ettiği zaman, ameli kesilir. Dünyâ ile alâkası kalmaz." Bu söz,<br />

iki yönden sınırlandırılabilir. Birincisi, eğer vefât eden kimse dünyâda insanlara faydalı<br />

şeyler bırakmış ise, bu ona duâ yapılmasına vesîle olur. Şartlarına uygun duâ, Allahü teâlânın<br />

katında makbûldür. İkincisi, evlâda âid olan husustur. Sâlih evlâd da ölen anası-babası için<br />

faydalı olur.<br />

Biliniz ki ben, ilim âşığıydım, doğru olsun yanlış olsun, bir şeyin ne olup olmadığını<br />

öğrenmek için pekçok şey öğrendim. Vallahi kelâm, akâid ilmi ile ilgili, doğru yanlış bütün<br />

itikâtları, filozofların görüşlerini çok tedkîk ettim. Ancak Kur'ân-ı kerîmde bulduğum<br />

faydaya eşit olanını hiçbirisinde görmedim. Çünkü Kur'ân-ı kerîm, Allahü teâlanın yüce

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!