22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ikrâm ve iltifâtta bulundu. Buradan Horasan'a giden Fahreddîn-i Râzî ilimdeki yüksekliği<br />

sebebiyle, Sultan-ı Kebîr Alâüddîn Harzemşah Muhammed'in sevgi ve saygısını kazandı.<br />

Sultan sık sık ziyâretine giderdi. Bir müddet Herat'ta da bozuk bir inanca sâhib olan<br />

kerrâmiyye ve mensuplarının îtikâdlarının yanlış olduğunu delîlleriyle isbât etti. Bu hususta<br />

müslümanları aydınlattı.<br />

Fahreddîn-i Râzî, yalnız Arabî ilimlerde değil, zamânının bütün ilimlerinde mütehassıstı. Bu<br />

sebeple, gittiği yerlerde sultanların iltifât ve teveccühlerini kazandı. Sultan Gıyâsüddîn onun<br />

için, Herat'ta bir medrese yaptırdı. Kerrâmiyye îtikâdında olan halk, sultânın ona olan<br />

iltifatlarını çekemeyip fitneye sebeb olduklarından buradan da ayrılmak zorunda kaldı.<br />

Fahrüddîn-i Râzî gittiği her yerde ilim ile meşgûl oldu. İlim ve irfâna susayanlar, âlimler, o<br />

nereye giderse peşinden geldiler.<br />

Ne zaman bir yere gitmek için atına binse, âlim ve talebelerden üç yüz kadarı da berâberinde<br />

giderdi. Talebeleri kendisine çok hürmet ederlerdi. Onun yanında tam bir edeb ve terbiye<br />

dâiresinde bulunurlardı. Bütün talebelerinin kalbinde heybeti yerleşmişti. Hizmetinde kusûr<br />

etmemek için çok gayret gösterirlerdi.<br />

Fahreddîn-i Râzî kitap mütâlaa etmeyi çok severdi. Hattâ, yemek yerken kitap okumadan<br />

geçirdiği zamanlara pekçok acıdığını her zaman söylerdi.<br />

Fahreddîn-i Râzî'nin vâz ve nasîhattaki şöhreti, ilmî şöhretinin çok üstündeydi. Pek tesirli vâz<br />

ederdi. Vâzlarında coşardı.<br />

Allahü teâlânın emir ve yasaklarını insanlara anlatırken, çok defâ gözlerinden yaşlar akardı.<br />

Bir gün vâz ediyordu. Sultan Şihâbüddîn Gaznevî de orada bulunuyordu. Allahü teâlânın aşkı<br />

ile kendinden geçerek şöyle dedi: "Ey dünyânın sultânı! Ne senin saltanatın kalır, ne de<br />

Râzî'nin bu hâli." deyip, meâlen: "Hepimizin dönüşü Allahü teâlâyadır." (Gâfir sûresi: 43)<br />

âyet-i kerîmesini okudu. Sultan ve câmide bulunan herkes ağladılar.<br />

Fahreddîn-i Râzî'nin kitaplarını okuyanlar, hep onunla meşgûl oldular. Onun ilminin<br />

yüksekliğine hayran kaldılar. Hirat'ta kendisine Şeyh-ül-islâm denirdi.<br />

Edîb Şerefüddîn Muhammed Uneyn şöyle anlatır: "Gençliğimde bir defâsında Fahrüddîn-i<br />

Râzî hazretlerinin dersinde bulundum. O gün çok soğuktu. Çok kar yağmıştı. Bu sırada,<br />

İmâm'ın kucağına bir güvercin düştü. Onu yırtıcı bir kuş kovalamıştı. Güvercin yanımıza<br />

düşünce, o yırtıcı kuş geri dönüp gitti. Fakat güvercin uçamıyordu. Çünkü çok korkmuştu.<br />

İmâm dersi bırakıp ayağa kalktı ve o güvercinin yanında durdu. Güvercinin bu hâline acıyıp<br />

eline aldı. Yarasını şefkatle sığayınca, hayvan kendine geldi.<br />

İbn-i Uneyn der ki, bu hâdise üzerine ben şu şiiri söyledim:<br />

Sür'atli kanadıyle ölüm saçan hayvandan,<br />

Vaktin Süleymân'ına şikâyete geliyor.<br />

Korkanların melcei sensin, yok inanmayan,<br />

Güvercinin haberi, bunu teyîd ediyor inan."<br />

Ondan sonra İbn-i Uneyn, Fahreddîn-i Râzî'nin yakınlarından oldu.<br />

Mevlânâ Musannifek Tuhfe-i Muhammediyye isimli eserinde şöyle der: Fahreddîn-i Râzî,<br />

Sultan Muhammed Harzemşâh'a, mektup yazıp bâzı sâlih kimseler hakkında istirhâmda<br />

bulundu. Mektubunda şöyle diyordu:<br />

"Bu mektubumu zâhirde sebeb siz olduğunuz için size gönderdim. Fakat bu durumu,<br />

hakîkatte hep var olan ve yokluğu mümkün olmayan Allahü teâlâya arz etmiş<br />

bulunmaktayım. İsteğimi verirseniz, hakikâtte veren Allahü teâlâdır. Bu vesîle ile siz de<br />

teşekkür edilmeye müstehak olmuş olursunuz ve sevap kazanırsınız, vesselâm." Bu fakîr<br />

derim ki: Fahreddîn-i Râzî'nin hâli ve sözü, işlerinde tevhîd, kalbiniAllahü teâlâdan başka

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!