22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sattı. Kâdılığı bırakıp, Muhammed Üftâde hazretlerinin hizmetinde ve sohbetinde olgunlaştı.<br />

Bursalıların kınamalarına rağmen bu yola devâm etti. Dünyânın debdebesini bırakıp gönül<br />

sultanlığına yükseldi. Aziz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin bu yola kavuşmasına vesîle olan<br />

Eskici Mehmed Dede'dir. (Bkz. Aziz Mahmûd Hüdâyî)<br />

Eskici Mehmed Dede'nin halleri ve kerâmetleri insanlar arasında dilden dile anlatılır oldu.<br />

Devletin merkezi olan İstanbul'daki vezirlerle öteki devlet adamları, askerler ve ulemâ onun<br />

yüksek hallerini ve menkıbelerini dinleyip, onu görmedikleri halde, sevenlerinden oldular.<br />

Duâsını almak için pek kıymetli hediyeler, ihsânlar ve kitaplar gönderdiler. Fakat o, dünyâya<br />

ve dünyâdakilere gönül vermediği için kendine gönderilen hediyeleri ihtiyaç sâhiplerine<br />

ihsân etti. İbâdet ve tâat ederek Allahü teâlânın rızâsına kavuşmaya ve insanlara İslâmiyetin<br />

emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâda ve âhirette saâdete, mutluluğa kavuşmaları için<br />

çalıştı. Günleri ve geceleri böyle geçerken, 1619 (H.1028) senesinde Bursa'da vefât etti.<br />

Abdülmü'min Efendi Câmii hazîresinde defnedildi. Vefâtına Hâşimî Efendi;<br />

Gitdi Eskici Dede köhne cihândan virdi cân (1028) mısraını târih düşürmüştür. Kabri,<br />

Abdülmü'min Efendinin kabrinin yanındadır. Sevenleri kabrini ziyâret edip, rûhuna Fâtiha<br />

okumaktadırlar.<br />

BİZE PİLAV GÖNDER<br />

Tüccardan Akkaşzâde Seyyid Abdurrahmân Efendi anlatır: "Bir zaman ticâret için bir mikdâr pirinç<br />

satın alıp, Bursa'da Yeni Han'daki bir anbara koydum. Bir müddet sonra gidip kontrol ettim. Fakat ne<br />

göreyim pirincin tamamı böceklenmiş. Pirinci bu halde görür görmez çok üzüldüm. Handan üzgün bir<br />

halde çıkarken Eskici Mehmed Dede'yi kapı önünde oturur gördüm. Eskici Mehmed Dede bana<br />

yönelerek; "Emir Molla bizden tarafa bak. Bize pilav gönder." dedi. Ben ona; "Çuval gönder ne kadar<br />

pirinç istersen göndereyim." dedim. Biraz sonra gönderdiği çuvalı alıp pirinç koymak üzere anbara<br />

girdiğimde, gördüm ki, pirinçte böcekten eser kalmamıştı. Bu hâli görünce içim açıldı. Gam ve<br />

üzüntüm gitti. Çuvalı doldurup Eskici Mehmed Dede'ye gönderdim. Bu hâlin Eskici Mehmed<br />

Dede'nin kerâmeti olduğuna şâhid oldum."<br />

1) Baldırzâde; s.27<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.15, s.187<br />

3) Güldeste-i Riyâz-ı İrfan; s.223<br />

ESRÂR DEDE;<br />

On sekizinci yüzyıl dîvân şâirlerinden ve mevlevî şeyhi. Asıl adı, Seyyid Mehmed'dir. 1748<br />

(H.1162)'de İstanbul'da Sütlüce'de doğdu. 1796 (H.1211)'de Galata Mevlevîhânesinde vefât<br />

etti.<br />

Âilesi ve soyu hakkında geniş bilgi yoktur. Babası Ahmed-i Bîzebân, onun babası Hasan ve<br />

onun da babasının ismi Osmân'dır. Eserlerinden anlaşıldığına göre, çok iyi bir öğrenim<br />

görmüştür. Arapça ve Farsça'ya tam vâkıf olduğu gibi; Latince, Yunanca ve İtalyanca da<br />

biliyordu. Devrin en yüksek medreselerinde fen ve din bilgileri öğrenmekte iken bir gün yolu<br />

Galata Mevlevîhânesine düştü. Bu sırada mevlevîhânede Şeyh Gâlib İslâmiyetin yayılması<br />

için gayret sarfetmekteydi.<br />

Seyyid Mehmed merak ederek girdiği bu dergahta Gâlib Dede'nin sohbetinin tatlılığı, ruhlara<br />

hayat veren sözlerinin tesiriyle bir daha çıkmamak üzere kaldı. Şeyhe bağlılığını arz edip<br />

talebelerinden oldu. Seyyid Mehmed böylece tarîkata girip "Esrâr" mahlasını aldı ve bundan<br />

sonra Esrar Dede diye anıldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!