22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

17) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.11, s.356<br />

18) Tâc-üt-Tevârih; c.5, s.44<br />

ES'AD EFENDİ;<br />

Son devir, Kelâmî Dergâhı postnişînlerinden. İsmi Muhammed Es'ad olup, babasının ismi<br />

Muhammed Saîd'dir. 1848 (H.1264) senesinde Mûsul'un Erbil kasabasında doğdu. 1931<br />

(H.1349) senesinde İzmir'in Menemen kazâsında vefât etti. Kabri Menemen'dedir.<br />

Bugünkü Irak Devleti sınırları içinde bulunan Musul'a bağlı Erbil kasabasında dünyâya gelen<br />

Muhammed Es'ad Efendi, zamânının usûlüne göre ilim öğrendi. Erbil'deki Hâlidiyye Dergâhı<br />

postnişîni olan babası Muhammed Saîd Efendinin terbiyesinde yetişti. Erbil ve Deyr'deki<br />

çeşitli âlimlerden ilim öğrendi. 1870 senesinde yirmi üç yaşındayken zâhirî ilimlerden icâzet,<br />

diploma aldı. Tasavvufa karşı alâka duydu. Tâhâ-i Harîrî'ye intisâb edip, beş yıl müddetle<br />

hizmet ve meclislerinde bulundu ve hilâfet aldı. 1875 senesinde Hicaz'a giderek hac<br />

vazîfesini yerine getirdi. Hac dönüşünde hocasının vefâtı üzerine İstanbul'a geldi. İstanbul'da<br />

ilk zamanlar Salkımsöğüt'teBeşirağa Dergâhında misâfir kaldı. Sonra Bâyezîd Parmakkapı'da<br />

Makasçılar içindeki câminin müezzin odasına yerleşti. Fâtih Câmiinde Hâfız Dîvânı ile<br />

Molla Câmî'nin Lüccetü'l-Esrâr adlı eserlerini okuttu. Gerek verdiği dersler, gerekse<br />

etrafına toplanan kimselere verdiği vâzlarla tanındı. Dervişpaşazâde Halil Paşa, saraya dâvet<br />

etti ve kendisinden Arapça okudu. Meclis-i Meşâyıh âzâlığına (tekke ve dergâhların<br />

idâresiyle vazîfeli meclis üyeliğine) tâyin olundu.Toplantı günleri Meclis-i meşâyıha gitti,<br />

diğer günler Fâtih Câmiine gidip derslerine devâm etti. Bu arada evini Bâyezîd Câmii<br />

İmâretinin kapısı üstündeki odalardan, meydana bakan bir odaya taşıdı.<br />

Kendisine bir dergâh postnişinliği verilmesi için Şeyhülislâmlık makâmına mürâcaat etti.<br />

Fındıkzâde Mâcuncu civârındaki boş bulunan Kelâmî Dergâhı postnişinliğine tâyin edildi.<br />

Fakat kendisi Kâdiriyye yolundan icâzetli olmadığı için Kâdiriyye yolu mensuplarından<br />

Abdülhamîd er-Rifkânî'den Kâdiriyye yolu icâzeti aldı. Böylece adı geçen dergâhın<br />

postnişinlik vazîfesine getirildi. Bu dergâhta bulunduğu sırada insanlara vâz ve nasîhatlarda<br />

bulundu.<br />

Muhammed Es'ad Efendi vâzlarından birinde şunları açıkladı:<br />

"Bilindiği gibi Allahü teâlâ insanları dünyâ ve âhirette saâdete, kurtuluşa ulaştırmak için her<br />

asrın durumuna ve her devrin îcâbına göre peygamberler gönderdi. Bildirdiği ilâhî<br />

hükümlerine uyanları bu sâyede yükseltti. Âlemlere rahmet olarak seçtiği peygamberlerin<br />

sonuncusu olan Muhammed aleyhisselâmı, getirdiği İslâm dîni ile en güzel ahlâkı ve en iyi<br />

vasıfları öğretmek gibi yüksek bir vazîfeyle vazîfelendirdi.<br />

İnsanlığın mutluluğa kavuşmasının temeli ve arzu edilen hakîkî medeniyetin özü durumunda<br />

olan Kur'ân-ı kerîmin hükümlerine tâbi olmak, insanlığı kurtuluşa götürmüştür. Bu sâyede<br />

terakkî ve medeniyet yolunda ilerlemeler ortaya çıkmıştır.<br />

Târih sayfalarına bakıldığı zaman, İslâm güneşi doğmadan önce Arapların çeşitli aşîret ve<br />

kabîlelere ayrılmış oldukları görülür. Bu aşîret ve kabîleler dedelerinden, atalarından<br />

kendilerine mîrâs gibi geçen buğz ve düşmanlık tesiriyle devamlı çapulculuk ederler ve kanlı<br />

muhârebelerinin ardı arkası kesilmezdi. Cahiliye devrinde onların bu bozuk durumlarını<br />

düzeltmeye yetecek bir ilâhî kânun da o gün için mevcut değildi. Kendi geleceklerini<br />

emniyete alabilecek düsturları da yoktu. Kötü ahlâk âdetâ değişmez huy hâlini almıştı.<br />

Mânevî fakirlikle ciğerlerine kadar dolu kimseler, insan sûretinde canavar hâlini almışlardı.<br />

Kâinâtın Efendisi ve yaratılmışların medâr-ı iftihârı olan Peygamber efendimizin getirdiği<br />

Kur'ân-ı kerîm ve ilâhî hükümler etrafında birleşip toplanan insanlar kısa bir zaman içinde<br />

yeryüzünün her tarafına adâlet ve insanlığı yaymaya, mârifet ve medeniyetin nurlarını<br />

neşretmeye başladılar. Tevhid inancıyla gönülleri nûrlanan bu insanlar tam bir izzet ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!