22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

telkini ile İslâmiyeti kabûl ettiler. Yanlış ve bozuk âdetlerinden vazgeçtiler. Emîr-i Çin<br />

Osman hazretleri de hocasının öğüdüne uyarak; "Keçikıran" adındaki bu köye yerleşti.<br />

Yaptırdığı zâviyede köylülere İslâmiyetin emir ve yasaklarını öğretmeye başladı.<br />

O sıralarda Selçuklu vezirlerinden Osman Paşa adında bir zât, Sivas'a vâli tâyin edilmiş olup<br />

memuriyet yerine gitmekteydi. Keçikıran köyünden geçerken daha önceden burada<br />

oturduğunu duyduğu güzel ahlâkı ve kerâmetleriyle meşhur Şeyh hazretlerini görmek istedi.<br />

Zâviyeye gelerek sohbetine dâhil oldu. Şeyhin fazîleti, bilgisi, tatlı ve rûhları cezbeden<br />

sözleriyle kendinden geçti. Sonra da bu mübârek kişinin sohbetinden istifâde etmenin kendisi<br />

için çok daha iyi olacağını düşünerek vazîfesine gitmekten vazgeçti. Bir istifâ mektubu<br />

yazarak hükümdâra yollayıp, Şeyhin talebelerinden oldu. Zâviye civarında bulunan birkaç<br />

köyü ve bir kısım arâziyi satın alarak buraya vakfetti. Tekkenin adı da o günden sonra Osman<br />

Paşa Tekkesi adı ile anılır oldu. Tekkede yıllarca talebe yetiştiren Emîr-i Çin Şeyh Osman<br />

hazretleri 1240 (H.638) senesinde vefât etti. Kabri, tekkenin yanında yer alan türbesindedir.<br />

Yozgat'a bağlı Keçikıran köyü bugün Osmanpaşa nâhiyesi adıyla anılmaktadır.<br />

1) Âli, Künhü'l-Ahbâr; c.5, s.58-61<br />

2) Evliyâ Çelebi, Seyâhatnâme; c.3, s.237-238<br />

3) Ahmed Eflâkî, Menâkıbü'l-Ârifîn; c.2, s.860<br />

4) A.Y.Ocak, "Emirci Sultan ve Zâviyesi", Târih Enstitüsü Dergisi, sayı-9, s.132-179<br />

EMÎR GİLÂN-İ VÂŞÎ;<br />

Buhârâ'nın büyük velîlerinden. Buhârâ yakınlarında bulunan Vaş köyünde doğduğu için Vâşî<br />

nisbet edilmiş ve böyle tanınmıştır. Doğum târihi bilinmemektedir. On dördüncü asırda<br />

yaşadı ve bu asrın sonlarında vefât etti.<br />

Emir Gilân-ı Vâşî küçük yaştan îtibâren din ve fen ilimlerinde tahsîle başladı. Daha sonra o<br />

devirde ilâhî feyzlerin kaynağı, gizli sırların perdedârı ve insanlara doğru yolu göstermede,<br />

irşâd makâmının en üst noktasında bulunan Seyyid Emir Külâl hazretlerinin talebelerinden<br />

oldu. Onun dersleri, sohbetleri ve teveccühlerinin bereketi ile ilimde ve evliyâlık<br />

derecelerinde yükseldi. Emir Külâl hazretlerinin vefâtından sonra, talebelerin terbiye ve<br />

tahsîli işi ile meşgul olmaya başladı.<br />

Evliyânın büyüklerinden Hâce Alâeddîn Goncdüvânî hazretleri, Şâh-ı Nakşibend Muhammed<br />

Behâeddîn Buhârî hazretlerine erişmezden önce Emir Gilân-i Vâşî hazretlerinden zikir<br />

dersleri almışlardır. Bu hususta, Hâce Ubeydullah hazretleri, Alâeddîn Goncdüvânî'nin<br />

şunları söylediğini nakletmiştir:<br />

Ben on altı yaşlarında iken, Emîr Gilân-i Vâşî'ye yetiştim. Gizli, sessiz zikir yolunda idi.<br />

Bana da, gizli zikir ile meşgûl olmamı tavsiye etti. Gizli zikir esnâsında, hâlimi gizli<br />

tutmamı, benimle yanyana, dizdize oturanların bile hâlimden bir şey anlamamaları, lâzım<br />

geldiğini bildirdi. Bu tavsiyelerde çok ısrar etti. Nice zaman bu şekilde zikre devâm ettim.<br />

Nefsin arzularını yapmamakta ve nefsimin gıdâsını kesmekte, yâni az yemekte o kadar ileri<br />

gittim ki, yüzüm sararıp soldu.<br />

Bir gün annem bu hâlimi görünce, hasta olduğumu ve bunu saklamamamı söyledi. "Hasta<br />

değilim." dedim. Yine ısrar etti. "Eğer bu hâlinin sebebini söylemezsen, verdiğim sütü helâl<br />

etmem." dedi. Ben de vaziyeti olduğu gibi anlattım. Bu işin büyüklerin yoluna girmek<br />

olduğunu söyledim. Annem, fevkalâde sevindi. Kelime-i tevhîd okumakla meşgûl oldu. Ben,<br />

bu gizli sırrı açıklamak zorunda kaldığım için çok üzüldüm. Durumu Emîr Gilân-i Vâşî'ye<br />

arzettim. Emîr Gilân-i Vâşî hazretleri tebessüm edip; "Annene de bu yolda çalışmak izni

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!