22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

aldı.<br />

1863'te İstanbul'a giderek Fâtih dersiâmlarından Mustafa Şevket Efendinin derslerini tâkib<br />

eden Abdurrahmân Nesîb Efendi, daha sonraRumeli sadâreti Dâiresinde zabıt kâtipliğinde<br />

bulundu. 1868'deNevrokop nâibliğine, 1871'de Bosna vilâyeti merkez nâibliğine tâyin edildi.<br />

1876-1909 yılları arasında Rodos, Diyarbakır, Erzurum, Yanya, Selânik, Şam ve Haleb<br />

nâiblikleriyle Rodos, Yanya, Edirne veİstanbul vilâyetleri mahkeme reisliği, temyiz âzâlığı<br />

ve Mısır kâdılığı görevlerinde bulundu. Bu vazîfeleri sırasında hareket-i altmışlı<br />

(Süleymâniye Medresesinde 12 olan okutma yolu silsilesinin sekizinci mertebedeki<br />

müderrislerine verilen ünvan), mûsile-i Süleymâniye, İzmir, Bursa, Haremeyn ve İstanbul<br />

pâyelerini elde etti. 31 Aralık 1911'de şeyhülislâmlığa getirildi. Bu görevde yedi ay kadar<br />

kaldıktan sonra 20 Temmuz 1912'de İttihât ve Terakkî Partisinin baskısı sonucu Saîd Paşa<br />

kabînesinin istifâsı ile o da görevinden ayrıldı. 11 Mart 1914'te 72 yaşında vefât eden<br />

Abdurrahmân Nesîb Efendinin kabri Bakırköy mezarlığındadır.<br />

Abdurrahmân Nesîb Efendi, altmış seneye yaklaşan memuriyet hayâtında bulunduğu yerlerde<br />

dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile iyi bir intibâ bıraktı. Her hareketi İslâmiyet'e, Resûlullah<br />

efendimizin yaşayış ve sözlerine uygundu. Kendisini görenler ve hâline vâkıf olanlar; "İşte<br />

Müslüman böyle olur." derlerdi. O yaşayışı ile İslâmiyeti yayan, insanlara doğru yolu<br />

gösteren bir zâttı. Şam, Haleb, Mısır âlim ve şâirleri tarafından hakkında yazılan pekçok<br />

kasîde ve makâlelerle övülmüştür. Muhyiddîn-i Arabî'yi çok seven Abdurrahmân Nesîb<br />

Efendi onun eserlerinden yaptığı bâzı tercümeleri Müntehebât adıyla Tercümân-ı<br />

Hakîkat'ta yayımlamıştır.<br />

1) İlmiye Sâlnâmesi; s.628<br />

2) Son Devir Osmanlı Ulemâsı; c.1, s.46<br />

ABDURRAHMÂN SÂMİ NİYÂZİ;<br />

Anadolu'da yetişen mutasavvıflardan. Manisa'nın Saruhanlı kazâsında 5 Mart 1878<br />

(H.1296)'de doğdu. Babası Haremeyn vâlilerinden Âsım Efendidir. İlk tahsîline doğduğu yer<br />

olan Saruhan'da başladı. Sonra İstanbul'a giderek, tahsîline devâm etti. Bu arada bâzı<br />

velîlerin yanına gidip onların sohbetlerinde bulundu ve tasavvuf yolunda insanlara doğru<br />

yolu göstermek için icâzet, izin aldı.<br />

Bir Ramazân gecesi rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü. Resûlullah efendimiz yanında<br />

bulunan zâtı göstererek; "Yâ Sâmi! Bu senin mürşidin, hocandır. Sen vapura bin ve denize<br />

açıl. Vapur hangi iskelede durursa orada in. Hocanı orada bulacaksın." buyurdu. Uykusundan<br />

uyandıktan sonra sabah namazını edâ etti. Bulunduğu yerden iskeleye gidip bir bilet aldı.<br />

Gemi hareket edip, Çanakkale'ye yaklaştığı sırada kaptan; "Gemide bir ârıza var, tâmiri<br />

birkaç gün sürer, arzu eden inebilir." deyince, Sâmi Efendi gemiden indi. İskelede nûr yüzlü<br />

bir zât; "Sâmi Efendi, hoş geldin." diyerek onu karşıladı. Sâmi Efendi şaşırarak; "Bu zât<br />

benim ismimi nereden biliyor?" diye aklından geçirdi. O zat; "Geçen gece rüyânda<br />

Peygamber efendimiz sana ne emir buyurdular?" dedi. SâmiEfendi hemen o zâtın elini<br />

öperek, ona bağlandı. Bu zât Ahmed Şücâ'eddîn Uşşâkî idi. Aynı zamanda Câmilerde vâz<br />

veren Sâmi Efendi, kısa zamanda yetişerek, hocasından Uşşâkî tarîkatında icâzetnâme,<br />

diploma aldı ve hocası tarafından insanları yetiştirmek üzere İstanbul'a gönderildi.<br />

Sâmi Efendi, İstanbul'a geldikten sonra Kasımpaşa'daki Yahyâ Efendi dergâhına şeyh tâyin<br />

edildi. Bir gün bir talebesiyle vâz vermek için Fâtih Câmiine gitti. Namazdan sonra vâz<br />

vermeye başladı. Bu sırada küçük bir çocuk gelerek; "Sâmi Efendi, biraz gelir misin, seninle<br />

görüşelim." dedi. Sâmi Efendi de kalkıp, o çocuk ile câminin bir kenarında bir müddet<br />

konuştuktan sonra tekrar kürsüde vâzına devâm etti. O sırada talebesi; "Hocam âlim bir zât

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!