22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

etti. Çekmecenin niçin konulduğunu, dînimizde kıymetli bir şeyin cenâzeyle gömülmesinin<br />

mümkün olmadığını söyledi. Sultan Süleymân Hanın, vefâtından bir gün önce vasiyet edip bu<br />

çekmecenin kendisi ile gömülmesini istediğini bildirdiler. Ebüssü'ûd Efendi, mutlaka<br />

içindekilerin görülmesi gerektiğini, kıymetli bir şey varsa gömülemeyeceğini söyledi.<br />

Çekmece Ebüssü'ûd Efendiye verilirken, elden kayıp düştü ve içindekiler döküldü. Kâğıtların<br />

her birinde bir fetvâ ve altında şeyhülislâmın imzâsı vardı. Ebüssü'ûd Efendi, yazıların<br />

altında kendi imzâsını görünce; "Ey Süleymân! Sen kendini kurtardın ama, biz ne<br />

yapacağız?" diyerek ağlamaya başladı. Kânûnî Sultan Süleymân Han, yapacağı her işi<br />

şeyhülislâma sormuş ve aldığı fetvâya göre hareket etmişti. Delîl olarak da, aldığı fetvâların<br />

yanında gömülmesini vasiyet etmişti.<br />

Ebüssü'ûd Efendi, Kânûnî Sultan Süleymân Hana hayatta iken bir vesîle ile şu meâlde bir<br />

kıt'a yazmıştı; "Asıl gerçek, gerçeği gören cihân pâdişâhının görüşüdür. Onun fikri ve görüşü<br />

şeriatin senedi, dînin ise direğidir." O, sultanın kaybından duyduğu büyük üzüntü ve acıyı<br />

ifâde etmek üzere Arapça olarak şu mânâda bir şiir söylemiştir:<br />

"Yıldırım gürültüsü mü, yoksa İsrâfil Sur'u mu?<br />

Ki böyle doldu kıyâmet sayhalarıyla yeryüzü<br />

Bundan her tarafa büyük bir korku isâbet etti,<br />

Bundan bütün insanlar Tûr'daki helâk hâdisesini tattı."<br />

Ebüssü'ûd Efendi, sekiz sene de Sultan İkinci Selîm Hân zamânında şeyhülislâmlık yaptı.<br />

Sultan İkinci Selîm Hân, Ebüssü'ûd Efendiye çok hürmet edip, onu incitecek hareketlerden<br />

sakınırdı. Bu dönemde de pek mühim hizmetler yaptı. En mühim hizmetlerinden biri,<br />

Kıbrıs'ın fethi için fetvâ vermesi ve Kıbrıs'ın fethini sağlamasıdır. Bu ada, İslâmiyetin ilk<br />

zamanlarında Eshâb-ı kirâm tarafından fethedilmişti. Osmanlı Devletinin Kıbrıs üzerinde<br />

târihî bir hakka sâhib olması ve bir de o zaman Kıbrıs'a hâkim olan Venediklilerin, yapılan<br />

anlaşmayı bozarak deniz yollarına tecâvüz etmeleri sebebiyle, Kıbrıs'ın fethine fetvâ verdi.<br />

Kuruluşundan beri durmadan gelişen Osmanlı Devleti büyüdükçe, geniş arâzileri ve değişik<br />

kabîleleri içine almıştı. Bütün bunların idâresinde, her devrin âlimleri pâdişâha yardımcı<br />

olmuşlar, aldıkları mühim vazifeler ile hizmet etmişlerdir. Ebüssü'ûd Efendi, bu âlimlerin en<br />

başta gelenlerindendi. Zamânında en parlak dönemine ulaşan Osmanlı Devletinin bu<br />

başarısına büyük katkıları olmuştur.<br />

Ebüssü'ûd Efendi, dînine bağlı, haramlardan ve şüpheli şeylerden son derece sakınan, Allah<br />

korkusu çok olan bir âlimdi. Güler yüzlü, tatlı dilli olup, latîfeden hoşlanırdı. Etrâfında<br />

bulunanlara yumuşaklıkla muâmele ederdi. Çok ibâdet eder ve zâhidâne, dünyâya gönül<br />

vermeden yaşardı. Gâyet temiz ve sâde giyinirdi. Heybetinden meclisinde kimse konuşmaz,<br />

onun konuşması hürmetle dinlenirdi. Devlet işlerini ve hizmetlerini mükemmel bir şekilde<br />

yürütmesi yanında, talebe yetiştirmek ve kıymetli eserler hazırlamakla da vakit geçirirdi.<br />

Meşgûliyetinin çokluğuna rağmen, talebelerine zamânında ve aksatmadan derslerini verirdi.<br />

Zeyrek civârındaki Çırçır'da bulunan konağında oturur, müslümanların işlerine bakardı. Belli<br />

zamanlarda Topkapı sarayına giderek pâdişâhı ziyâret ederdi. Bu ziyâretlerine giderken<br />

devamlı bugün Ebüssü'ûd Caddesi denilen caddeden gittiği, bu sebeple onun ismine izâfeten<br />

bu caddeye Ebüssü'ûd Caddesi denildiği bâzı kaynaklarda kaydedilmiştir.<br />

Osmanlı Devletinde yetişmiş en büyük şeyhülislâmlardan birisi idi. Cinlere de fetvâ<br />

vermesiyle meşhûrdur. Eyyûb Sultan'da Yazılı Medrese olarak bilinen medresede bulunduğu<br />

sırada, bir defâsında cinler kendisinden fetvâ sormak üzere gelmişlerdi. İçlerinden bâzısı suâl<br />

sorarken, diğerleri de medresenin duvarlarına birşeyler yazmışlardı. Cinlerin bu duvarlara<br />

yazı yazmaları sebebiyle, o medreseye "Yazılı Medrese" ismi verilmiştir. Bu yazılar daha<br />

sonra üzerlerine badana çekilmek sûretiyle kapatılmıştır.<br />

Ebüssü'ûd Efendi, kendisine sorulan suâllere gâyet yerinde ve faydalı cevaplar verirdi.<br />

Şeyhülislâmlığı dönemindeki fetvâlarının herbiri, bir kânun maddesi mâhiyetindeydi. Bu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!