22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ebü'l-Hüseyin Nûrî hazretleri güzel ahlâkı yanında, kerâmet sâhibi bir velîydi.<br />

Bir defâ sahrâda yürürken ayağına diken battı ve ayağı kanadı. Akan her damla kan yerde<br />

"Allah" yazıyordu.<br />

Bir defâ hamama gitmişti. Bir kimse, elbiselerini alıp gitti. "Yâ Rabbî! Elbisesiz ne yaparım?<br />

Bana elbiselerimi iâde eyle." diye duâ etti. Biraz sonra çaldığı elbiseyi geri getiren hırsızın eli<br />

kurumuş ve felce uğramıştı. Hırsızın durumunu görüp acıyan Ebü'l-Hüseyin Nûrî; "Yâ Rabbî<br />

Elbisemiz iâde edildi. Şu halde bu kulunun kolunu da iâde et." diye duâ etti. Hırsız eski<br />

hâline gelip sıhhate kavuştu. Yaptıklarına tövbe etti.<br />

Nûriyye adıyla anılan bir yolun kurucusu olan Ebü'l-Hüseyin Nûrî 908 (H.295) senesinde<br />

Bağdat'ta vefât etti. Orada defnedildi.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri onun vefâtı üzerine; "Nûrî zamânın sıddîki idi. Onun vefâtı ile<br />

ilmin yarısı gitti." buyurdu. Ebû Ahmed el-Mağâzilî de; "Ebü'l-Hüseyin Nûrî'den daha çok<br />

ibâdet eden bir kimse görmedim. Belki Cüneyd'den daha çok âbiddi. Âilesinden bile hiç<br />

kimse onun oruç tuttuğunu bilmeden yirmi sene müddetle oruç tutmuştu." Ebû Bekir Şiblî de<br />

onun cenâzesinin ardından; "Minberleri yere vurunuz yâni minberleri dolduracak kimse<br />

kalmadığı için kıymeti kalmamıştır. Çünkü ilim yeryüzünden gitti." buyurmuştu.<br />

BİN ALTIN VERECEĞİM<br />

Ebü'l-Hüseyin Nûrî hazretleri dünyâya gönül vermezdi. Bir defâ Bağdat'ta bakırcıların bulunduğu<br />

çarşıda çıkan büyük yangında pekçok kimse yandı. Dükkânlardan birinde iki tâne çocuk vardı. Ateş<br />

etraflarını sarınca, çocuklar imdâd istemeye başladılar. Ateş çok şiddetli olduğundan, hiç kimse bu<br />

çocukları kurtarmak için ateşe girmeye cesâret edemiyordu. Çocukların ustası ise; "Kim bunları<br />

kurtarırsa kendisine bin altın vereceğim." dedi. Bu sırada Ebü'l-Hüseyin Nûrî rahmetullahi aleyh<br />

oraya gelmişti. Durumu görünce, Besmele çekip ateşe girdi ve çocukları tutup çıkardı. Hiç birine zarar<br />

gelmedi. Çocukların ustası, Ebü'l-Hüseyin hazretlerine bin altını takdim edince, o kabûl etmeyip; "Sen<br />

Allahü teâlâya şükret ve o altınları al. Allahü teâlâ bize bu mertebeyi paraya pula meyl etmememiz<br />

sebebiyle verdi. Biz dünyâyı değil âhireti istiyoruz." buyurdu.<br />

AVINI BEKLEYEN KEDİ GİBİ<br />

Câfer-i Huldî şöyle anlatıyor: Ebû Hüseyin Nûrî, birgün Allahü teâlâya şöyle yalvardı: "Yâ Rabbî!<br />

Cennet ve Cehennem'i insanlarla doldurmak senin murâdındır. Benim vücûdumu, Cehennem'in<br />

tamâmını dolduracak kadar büyüt de, yanacak insanların yerine ben yanayım. Onlar da Cennet'e<br />

gitsinler. Böylece hem senin murâdın yerine gelmiş, hem de insanlar azap görmemiş olurlar." dedi.<br />

Biraz sonra ben uyudum. Rüyâmda bana; "Nûrî'ye gidip, Allahü teâlâ buyuruyor ki, onu, o merhameti<br />

sebebiyle mağfiret eyledim, de." denildi. Hazret-i Şiblî, Ebü'l-Hüseyin Nûrî'ye; "Allahü teâlânın<br />

huzûrunda bulunduğunuzu düşünerek murâkabeye daldığınızda, bir kılınızın dahi kıpırdamadığını,<br />

aynı hâlde kaldığınızı görüyoruz. Bunu kimden öğrendiniz?" diye sorunca; "Fâre deliğinin ağzında,<br />

avının çıkmasını beklerken, benden çok daha sâkin ve dikkatli duran kediden" buyurdu.<br />

KAYBOLAN BOHÇA<br />

Ebü'l-Hüseyin Nûrî'nin hizmetinde bulunan, daha evvel de Ebû Hamza ve Cüneyd-i Bağdâdî'ye<br />

hizmet etmiş olan Zeytûne isminde bir hizmetçi vardı. Soğuk bir gün idi. Ebü'l-Hüseyin Nûrî'ye;<br />

"Sana bir şeyler getireyim mi?" dedi. "Evet." buyurdu. "Ne istersiniz?" dedi. "Ekmek ve süt" buyurdu.<br />

İstediklerini getirdi. Yanında kömür vardı. Kömürü eli ile karıştırırken eli karardı. Böyle iken ekmek<br />

yiyor ve üzerinde kömürün siyahlığı bulunan elinden süt akıyordu. Zeytûne onun bu hâlini<br />

küçümsedi. Bu düşünce ile dışarıya çıktı. Dışarı çıkınca yanına gelen bir kadın onun eteğine yapıştı<br />

ve; "Benim bohçamı sen çaldın." dedi. Halkı etrafına topladı. Zeytûne'yi zabtiyeler götürüp hapse

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!