22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olanlara ne mutlu. Zikirlerin en üstünü "Lâ ilâhe illallah" söylemektir.<br />

"Ey aziz! Fırsat ganîmettir. Hadîs-i şerîfte; "Sonra yaparım diyenler helâk oldu."<br />

buyruldu.<br />

"Uzun emel, uzun arzular ile kıymetli vaktinizi zâyi etmeyiniz. Kötü düşüncelerden kalbinizi<br />

uzak tutunuz. Vesveselerden, boş düşüncelerden zihninizi temizleyiniz. Her gün belli bir<br />

vakitte Kur'ân-ı kerîm okuyunuz. İyilerin yolu budur. Dünyâ gam ve kederinde kalmak, eline<br />

dünyâlık geçmedi diye üzülmek, akıllıların işi değildir. Dünyâlık için üzülmekten ele ne<br />

geçer? Zamânı iyi işlerde harcamak gerekir. Ticâret ve zirâat iyi işlerdendir. İhlâsla Allahü<br />

teâlâyı anmak en büyük nîmettir."<br />

Dünyâlık elde etmek ve zengin olmak için yanına gelenlere, kendisinden duâ isteyenlere ise<br />

şöyle buyururdu:<br />

"Dünyevî maksatlar için benim yanıma gelmeniz ve benden bir şey taleb etmeniz<br />

ahmaklıktır. Allahü teâlâ kitaplarını, dünyevî kazanç yollarını bildirmek için indirmemiş,<br />

Peygamberlerini bunun için göndermemiştir. Bilakis onları kullarına dîni öğretmek için<br />

göndermiştir. Dünyâlık kazanmak için kitap ve peygambere ihtiyaç yoktur. Kitap ve<br />

peygamber olmadan da dünyâlık kazanılabilir. Cenâb-ı Hak bu hususta dinli dinsiz bütün<br />

yaratıklarının rızıklarına kefildir. Bir kimse uygun bir mürşid-i kâmil, rehber elinde kemâlin<br />

zirvesine ulaşırsa, Peygamber efendimizin vekîli olur. Peygambere dünyâyı kazanma<br />

yollarını öğretmesi lâzım değil iken onun vekillerine niye lâzım olsun. Pîr-i kâmilin duâsıyla<br />

dünyâlık elde etmek makbûl değildir. Bid'at ve gaflet ehli böyle şeylere müptelâ olmuş,<br />

tutulmuştur. İşin özü şudur ki: Bir kul namaz, oruç, Kur'ân-ı kerîm okumak ve zikri bu<br />

maksatla yaparsa, dünyâlık bakımından onun durumu iyi olur. Fakat âhiret sevabından<br />

mahrûm kalır. Nitekim âyet-i kerîmede meâlen şöyle buyrulmaktadır: "Kim dünyâ hayâtını<br />

ve onun süsünü isterse, onlara yaptıklarının (çalıştıklarının) karşılığını burada tam<br />

olarak veririz. Bu hususta bir eksikliğe de uğratılmazlar. Onlar öyle kimselerdir ki,<br />

âhirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Dünyâda yapageldikleri şeyler orada boşa<br />

gitmiştir. Zâten yapageldikleri şeyler hep boştur." (Hûd sûresi: 15-16)<br />

Yine buyurdu ki:<br />

"Her söylediğinizi kalp huzûru ile ihlâsla, Allahü teâlâ için söyleyiniz. Gafletten, Allahü<br />

teâlâyı unutmaktan, kötü ve bozuk ahlâktan uzak durunuz."<br />

"Kur'ân-ı kerîmi okumanın üç derecesi vardır. En aşağı derecesi, yalnız tecvid ile okumaktır.<br />

Orta derecesi tecvidle ve mânâsını anlayarak okumaktır. En üstün derecesi ise, tecvidle ve<br />

mânâsını anlayarak ve tadını kalbinde duyarak okumaktır."<br />

"Yabancı kadın, bid'at sâhibi ve fâsıkla berâber olmaktan çok sakının."<br />

"Bedenin sıhhati şu üç şeye bağlıdır: İyi gıdâ, vücutta bozuk zararlı bir madde bulunmaması<br />

ve zararlı şeylerden uzak durmak. Kalbin sıhhati ise şunlara bağlıdır: 1) Sâlih amel; kalbin ve<br />

rûhun gıdâsıdır. 2) Kin, kibir gibi kötü ahlâktan sakınmak; bunlar bedendeki bozuk maddeler<br />

gibidir.3) Günahlardan sakınmak."<br />

"Mânevî perdelerin, kalp gözünün açılması, herkese nasîb olmaz. Allahü teâlâ bunu<br />

dilediğine ihsân eder. Allahü teâlânın lütuf ve ihsânına kavuşmadıkça, bu saâdet, pazu<br />

kuvveti ile ele geçmez."<br />

"Bir kimse ihlâsla, her şeyi Allahü teâlânın rızâsı için yapmakla, ona saâdet kapıları açılır.<br />

Bir zât, okuma-yazma bilmezdi. Fakat Allahü teâlâya ve Resûlullah efendimize o kadar âşık<br />

idi ki, bu hâli bütün bedenine sirâyet etmişti. Okuma-yazması olmadığı için Kur'ân-ı kerîmi<br />

okuyamazdı, ancak Kur'ân-ı kerîme olan sevgisinden kıbleye doğru oturur, Kur'ân-ı kerîmi<br />

bir rahle üzerine koyar, her satırı parmağı ile okuyormuş gibi tâkib ederdi. Sonra sevgi ve<br />

ihlâsla; "Allah'ım! Ne hoş buyuruyorsun." derdi. Her gün belli vakitlerde öyle Kur'ân-ı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!