22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olan birisi iki şala bürünüp böyle taht üzerinde nasıl oturur? Bu, sultanlara mahsus bir<br />

haldir." diye geçti. Ebü'l-Hayr Efendi başını kaldırıp; "Eğer şeyh olan kimse eski bir elbise<br />

giyip, kül üzerinde otursa, fakat kendini bir şey zannetse, o hiçbir şey değildir. Başka şeyh de<br />

iki şala bürünüp, taht üzerinde otursa, fakat kendini hiçbir şey olarak görse, bil ki o esas<br />

şeyhdir." buyurdu. Habîbullah bu durumu arkadaşlarına anlatınca, arkadaşı; "Onlar Allahü<br />

teâlânın izni ile kalpten geçeni bilirler. Onun için bizler, onların yanına kalbimizi<br />

vesveselerden temizleyerek girelim." dedi.<br />

Ebü'l-Hayr Fârûkî, Dehli'de hacca gitmek için yola çıkanlara şöyle tavsiyede bulundu:<br />

"Yolculuğun meşakkat ve güçlüklerine zevkle, şevkle katlanmalıdır. Sabırsızlık, sıkıntı,<br />

rahatsızlık sözlerini ağıza almamalıdır. Eğer bir kimsenin sıkıntı ve meşakkatlere katlanmaya<br />

gücü yoksa, ona bu sefere izin vermek doğru değildir."<br />

"Dehli'de Hacı Zafirüddîn isminde temiz kalpli bir zât vardı. Bir gün Ebü'l-Hayr hazretlerine;<br />

"Efendim! Nefsânî arzu ve istekler biz insanların tabiatında, yaratılışında var, bunlardan<br />

korunamayız ki." deyince; "Allahü teâlâ insanda bu nefsin isteklerini yarattı. Fakat onları def<br />

edecek kuvveti de verdi. İnsan bu kuvvetleri kullanarak, meşrû yollarla, nefsin isteklerini<br />

gidermeye çalışması, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmesi ve yasaklarından sakınması<br />

lâzımdır. İşte dindarlık da budur."<br />

Birisi Dehli civârında bulunan çok yüksek bir tepeye çıkmış, kendini oradan aşağıya atıp<br />

intihar etmek istiyordu. Tam kendisini dağdan aşağı atacağı sırada arkasından birisi onu<br />

kuvvetle tuttu. Dönüp baktığında, kendisini tutanın Ebü'l-Hayr Fârûkî olduğunu gördü.<br />

Ebü'l-Hayr Fârûkî buyurdu ki: "İntihar etmeye utanmıyor musun? İrâden kadınlardan da<br />

aşağı imiş." Sonra ona birkaç dirhem verip; "Al şu balta ile ipi; odun satarak helal kazan."<br />

dedi. O şahıs yaptığına tövbe etti ve talebelerinden oldu.<br />

Ebü'l-Hayr Fârûkî, kabir ziyâretlerine gider, mânen istifâde ederdi. Kabir ziyâreti için sefere<br />

çıkmak câizdir buyururdu. Serhend ve Pâni-püt'e oradaki kabirleri ziyâret için gitmişti. Din<br />

büyüklerinin kabirlerini ziyârete gidince tam bir edeb üzere bulunurdu. Ayakkabılarını<br />

çıkarıp, ellerini bağlar, başını önüne eğerek, kabrin yanına giderdi. Yüzünü kabre dönerlerdi.<br />

İki dizi üzerine oturarak Kur'ân-ı kerîm okurdu. Edeb ve hürmetle geri geri giderek kabrin<br />

yanından ayrılırdı.<br />

Ebü'l-Hayr Fârûkî, sohbetlerinde sık sık şöyle nasihat ederdi:<br />

"Din bilgisini öğreniniz. Geliş-gidişlerinizde, oturup kalkmalarınızda, kısaca her vakit,<br />

kalbinizi Allahü teâlâyı anmak ve hatırlamakla meşgul ediniz. Böylece dâimâ Allahü<br />

teâlâyı anma ve hatırlama hâli, melekesi hâsıl olur."<br />

"Çok istiğfâr ve Lâ havle velâ kuvvete illâ billah, okuyunuz. Kalpteki vesveselerden ve<br />

günahlardan uzaklaşmak için çok faydalıdır."<br />

"Musibet ve sıkıntı zamanlarında sabırlı olunuz. Böyle vakitlerde Allahü teâlâyı anmakla<br />

meşgul olmak kalbe rahatlık verir. Allahü teâlâyı çok anınız. Bu dünyâya gelen bir gün<br />

mutlaka buradan göç edecektir. Saâdetli o kimsedir ki, tövbe edip zikr ile meşgul olarak vefât<br />

eder."<br />

"Tâatler, ibâdetler için çok gayretli olunuz. Kıymetli ömür sermâyesini zâyi etmeyiniz.<br />

Sıkıntı ve kederden kendinizi uzak tutunuz. Gıybetten ve yalan söylemekten çok sakınınız.<br />

Kötü huylardan sakınmakta çok gayret ediniz."<br />

"Hocasının huzûrunda sağa sola bakan, kalben hazır bulunmayan edepsizlik etmiş olur.<br />

Nefislerinin esiri olanlar ölüdürler. Kalb ehli ise diridirler. Ey Allah'ın kulu! İnsanlara karşı<br />

mütevâzî ol. Kibirli ve inâd olma. Halka tevâzû ederek, başını önüne eğ. Fakir kimse gibi<br />

yürü. Emir gibi, ihtişamlı yürüme. Din büyüklerine hizmet et. Dünyâda nefsi ölen bir daha<br />

ölmez. Seher vakti kalkıp namaz kılmakla, Kur'ân-ı kerîm ve istiğfâr okumakla meşgul

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!