22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

meydana gelmezdi. Biz her şahsın hediyesini almadığımız gibi, herkes de bizden nasîbdâr<br />

olamaz. Size düşen tövbe etmenizdir."<br />

Allahü teâlâ Ebü'l-Hayr hazretlerinin bütün işlerini ve vakitlerini güzel hoş eylemişti. Mişkat<br />

kitabında geçen bir hadîs-i kudsîde; "Ey Âdemoğlu! Kendini bana ibâdete ver. Böyle<br />

yaparsan gönlünü zenginlik ile doldurur, ihtiyâcını gideririm. Eğer böyle yapmazsan<br />

elini meşgûliyetle doldururum. İhtiyâcını gidermem." buyrulmaktadır. Ebü'l-Hayr<br />

hazretlerinin bu hadîs-i kudsîye uygun şekilde Allahü teâlânın lütuf ve ihsânı ile gönlü<br />

mâsivâdan, dünyâ düşüncelerinden temizlenmişti. Onların her ânı böyle saf ve temiz idi.<br />

Kalbi her an Allahü teâlâyı zikrederdi.<br />

Ebü'l-Hayr'ın birkaç sene dergâhtan dışarı çıkmamaları yüzünden sıhhatlerinde bozukluk<br />

görüldü. Bunun üzerine sevenlerinden bir zât dışarı çıkıp, biraz gezinmelerini tavsiye etti. O<br />

günden îtibâren böyle dolaşmaya başladı. Ekseri yanlarında iki kişi bulunurdu. Bunlardan<br />

birisi Hâfız Münîrüddîn diğeri Mevlevî Abdüssübhân idi. Hâfız Münîrüddîn devamlı Kur'ân-ı<br />

kerîm okurdu. Ebü'l-Hayr okunan âyet-i kerîmelerin tefsîrini yaptığı zaman, Mevlevî<br />

Abdüssübhân çok lezzet alırdı. Bir gün Hâfız Münîrüddîn, Lut kavmi ile alâkalı olan âyet-i<br />

kerîmeleri okudu. Ebü'l-Hayr bu âyet-i kerîmeleri öyle açıkladı ki, Allah korkusundan<br />

Mevlevî Abdüssübhân'ın gözlerinden yaşlar aktı.<br />

Ebü'l-Hayr hazretlerinin bâtını, iç dünyâsı Allahü teâlânın aşkı ile yanardı. Bâzan bu aşk<br />

dışına da vurur ve görenler vücûdundan buhar çıkıyor zannederlerdi. Yazın sıcak günlerinin<br />

harâreti de eklenince, onun ince ve zayıf vücudu bu harârete dayanamaz ve hastalanırdı.<br />

Sevenlerinden Hakim Abdülhakîm bir yaz mevsiminde kendilerine serin bir yere gitmelerinin<br />

iyi olacağını bildirdi. Bunun için Belücistan'da Kuita'nın uygun olduğunu arzetti.<br />

BurasıEbü'l-Hayr hazretleri için yeni bir yerdi. Tanıdık kimsesi yoktu. 1900 senesi başlarında<br />

çoluk çocukları ile berâber Kuita'ya gidip orada bir ev kiraladılar. Berâberinde yalnız Hindli<br />

bir hizmetçi vardı. Ebü'l-Hayr hazretleri ne Afgan ne de Beluci dillerini biliyordu. Buna<br />

rağmen Allahü teâlâ oradaki insanların kalplerini ona meylettirdi. Onu herkese sevdirdi.<br />

Nitekim Mişkât kitabında Sahîh-i Müslim'den alınan bir hadîs-i şerîfte buyrulduğu gibi:<br />

"Şüphesiz Allahü teâlâ bir kulundan râzı olup, onu sevdiğinde, Cebrâil aleyhisselâmı<br />

çağırır ve ona buyurur ki: Ben falan kulumu seviyorum sen de onu sev. Cebrâil<br />

aleyhisselâm onu sever. Sonra semâda seslenip der ki: Allahü teâlâ falan kulu seviyor,<br />

siz de onu sevin. Semâdakiler onu sever. Sonra onun sevgisi yerdekilerin gönüllerinde<br />

yerleşir."<br />

Nitekim Ebü'l-Hayr hazretleri Kuita bölgesine gittiği zaman buradaki âlimler, sâlihler onun<br />

sohbetine koştular. Devrin âlimlerinden olan Mîr Hasan Sâhibzâde, Kuita'ya uzak bir yerde<br />

oturuyordu. Küçük oğlu Seyyid Abdülhalîm'i çağırıp; "Mübârek bir zâtın "Dehli'den teşrif<br />

ettiğini duyduk. Kuita'ya git. Onun ahvâlini, durumunu öğrenip bize haber getir." dedi.<br />

Abdülhalîm Kuita'ya gelip Ebü'l-Hayr'ı ve hallerini sordu. Yakınlarından da onun hakkında<br />

bilgi aldı. Dönüp babasına şöyle anlattı: "O zât, iyi bir âlim ve Kur'ân-ı kerîm hâfızıdır.<br />

Herkesle görüşmüyor. Kendini açıkça günâh işleyenlerden uzak tutuyor. Kimse hakkında<br />

kötü konuşmuyor. Yolda yürürken ayaklarına bakarak yürüyor. Onun meclisi ilim meclisi<br />

olup, yalnız ilimden konuşuluyor. Talebelerini uygun olmayan şeylerden men ediyor."<br />

Bunları dinleyen Mîr Hasan Sâhibzâde; "Ey oğlum! Anlattığına göre o zât muhakkak Allahü<br />

teâlânın velîlerindendir. Onların huzûruna varmak saâdettir." dedi. Daha sonra Ebü'l-Hayr'ı<br />

ziyâret etmek için Kuita'ya gitti ve sohbetlerinde bulundu.<br />

Ebü'l-Hayr hazretleri çok sevdiği Kuita'da 1910 yılında bir ev satın aldı. 1911'de Kuita'dan<br />

Dehli'ye geldi. 1915'te ise çoluk çocuğu ile birlikte Rampur'a gitti. Rampur'da çok güzel bir<br />

bahçe vardı. Şeyh hazretleri bâzan ferahlamak ve dolaşmak için oraya giderlerdi. Yolda<br />

giderken her gün okudukları zikir kelimelerini ve esmâ-i hüsnâyı söylerlerdi. Genellikle<br />

içlerinden okudukları halde bâzan da yanındakilerin duyacağı kadar yüksek sesle okurlardı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!