22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olduğunu görerek hayret etti. Taş, Allahü teâlânın izniyle Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî'nin teveccühleri ile<br />

altın olmuştu. Muhâfıza; "Bu taşı alıp sultana götürünüz. Beyt-ül-mâl hazînesine koysun." buyurdu.<br />

Muhâfız altını alıp sultânın huzûruna gitti ve iftirâ durumunu anlattı. Bu hâdise üzerine sultan,<br />

İskenderiyye'ye kadar gelip Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî'yi ziyâret etti. Özür diledi ve ona pekçok mal ve<br />

erzak gönderip, ihsânlarda bulundu. Fakat Şâzilî hazretleri hiçbir şey kabûl etmeyip; "Biz<br />

Rabbimizden başka hiç kimseden bir şey istemeyiz." buyurdu.<br />

SOHBETİN EHEMMİYETİ<br />

Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî hazretlerinin talebelerinden birisi, tasavvuf yolundaki dereceleri geçerken kendini<br />

hocası gibi görmeye başladı. Neye baksa Şeyhini görüyordu. Bu sebeple Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî'nin<br />

sohbetlerine gelmemeye başladı. Bir gün İmâm-ı Şâzilî hazretleri yolda giderken talebesiyle karşılaştı<br />

ve; "Canım sen nerede kaldın. Sohbetlere gelmiyorsun!" buyurdu. Talebe; "Efendim, sizinle sözden<br />

müstağnî oldum. Yâni her an sizi karşımda görüyorum ve kendimi sizin sûretinizde görüyorum.<br />

Sohbetinize gelmeye ihtiyaç duymuyorum." dedi. Bu cevap üzerine Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî hazretleri<br />

buyurdu ki: "Çok garib. Eğer iş senin söylediğin gibi olsaydı, hazret-i Ebû Bekr'in Resûlullah<br />

efendimizin sohbetlerine gitmemeleri gerekirdi. Eğer sohbetten müstağnî olsaydı, hazret-i Ebû Bekr<br />

efendimiz müstağnî olurdu."<br />

1) Menâkıb-ı Ebi'l-Hasan Şâzilî lil-Fâsî<br />

2) Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî (Ali Sâlim Ammar)<br />

3) Tabakâtü'l-Evliyâ; s.458<br />

4) Tabakâtü'l-Kübrâ; c.2, s.4<br />

5) Mu'cemü'l-Müellifîn; c.7, s.137<br />

6) Şezerâtü'z-Zeheb; c.5, s.278<br />

7) Kevâkibü'd-Düriyye<br />

8) Esmâü'l-Müellifîn; c.1, s.79<br />

9) Hüsnü'l-Muhâdara; c.1, s.298<br />

10) Câmiu Kerâmâti'l-Evliyâ; c.2, s.175<br />

11) Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî (Dr. Abdulhalîm Mahmûd)<br />

12) Ravdü'r-Reyyâhîn; s.177, 272<br />

13) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye (49. Baskı) ; s.1071<br />

14) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.8, s.226, c.11, s.76, 177, c.17, s.175, 195<br />

15) Letâifü'l-Minen<br />

16) The Müslim World Sene 12, Sayı; 179, 257<br />

17) Sohbetnâme; c.1, s.88, 123<br />

EBÜ'L-HAYR EL-AKTA;<br />

Büyük velîlerden. İsmi Abbâd bin Abdullah, künyesi Ebü'l-Hayr, lakabı el-Akta'dır. Aslen<br />

Mağripli olup doğum târihi bilinmemektedir. Sonradan Şam sâhil beldelerinden Tinat'a<br />

yerleşti. 960 (H.349) senesinde Mısır'da vefât etti. Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin yanına<br />

defnedildi. Kabr-i şerîfi Küçük Kurâfe'de Deylemî minâresi yanındadır.<br />

Evliyânın büyüklerinden Abdullah bin Cellâ'nın sohbetlerinde yetişti. Cüneyd-i Bağdâdî ile<br />

diğer evliyâyı gördü. Riyâzette, nefsin isteklerini yapmamakta ve Allahü teâlâya tevekkül<br />

etmede emsalsizdi. Yabânî ve yırtıcı hayvanlar kendisine zarar vermezdi. Kerâmetleri,<br />

menkıbeleri ve kıymetli sözleriyle meşhur oldu.<br />

Ebü'l-Hayr hazretlerinin elinin biri kesilmişti. Bu hâdiseyi kendisi şöyle anlatır: "Lübnan<br />

taraflarında bir yerde bulunuyordum. Sultan gazâdan zaferle dönmüştü. Kimi gördüyse<br />

avucuna bir altın koyuyordu. Birini de bana verdi. Altını elimin içiyle değil de dış tarafında

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!