22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ayrıldım. Benimle berâber birisi de oraya gidiyordu. Hazret-i Hamza'nın kabrine vardık.<br />

Kapısı kapalı idi. Fakat Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellem bereketiyle kapı açıldı. İçeri<br />

girdik. İçeride velîlerden biri vardı. Benimle beraber gelen şahsa; "Allahü teâlâdan ne dileğin<br />

varsa iste, çünkü şu anda yapılan duâ kabûl olur." dedim. Ancak bu şahıs, duâsında Allahü<br />

teâlâdan bin dirhem istedi. Medîne'ye dönünce biri kendisine bin dirhem verdi. Bu şahıs,<br />

Ebü'l-Hasan'ın huzûruna girince, hazret-i Hamza'nın kabrine berâber gittiğimiz zâta; "Ey<br />

Batlâ! İcâbet vaktine, duânın kabûl olacağı vakte rastladın. Fakat Allahü teâlâdan bin dinâr<br />

istedin. Keşke, Allahü teâlâdan Ebü'l-Abbâs'ın istediği gibi isteseydin. O, Allahü teâlâdan;<br />

kendisini dünyâ düşüncesinden muhâfaza buyurmasını ve âhiret azâbından kurtarmasını<br />

diledi ve bu dilekleri kabûl oldu." buyurdu.<br />

Arabistan'daki Hicaz halkı gibi buğday tenli ve uzunca boylu olan Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî<br />

hazretleri, konuşmalarındaki fesâhat ve tatlılık, açıklık ve vecizlik bakımından, Hicazlı<br />

olmamasına rağmen, Hicazlı zannedilirdi. Tasavvufta Sırrî-yi Sekatî ve Seyyid Ahmed<br />

Rıfâî'nin rahmetullahi aleyhimâ yollarından feyz aldı. İbn-i Meşîş-i Hasenî'nin hizmetinde ve<br />

sohbetinde bulunarak velîlik derecesine kavuştu. Tefsîr, hadîs, fıkıh, usûl, nahiv, sarf, lügat<br />

ve zamânın fen ilimlerinde de son derece yüksek olan Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî hazretleri; "Her<br />

istediğim zaman, Resûlullah efendimizi, baş gözümle görmezsem, kendimi O'nun ümmeti<br />

saymam." buyurarak tasavvuftaki derecesini ifâde etmiştir.<br />

İnsanlara bir sohbeti sırasında; "Allahü teâlâ sözlerinde doğru ve işlerinde ihlâslı olana<br />

dünyâda yağmur gibi rızık verir. Onu kötülüklerden korur. Âhirette de günahlarını affedip,<br />

bağışlar. Ona yakın olur. Cennet'ine koyar ve yüksek derecelere kavuşturur. Kendi<br />

kusurlarını ıslâh etmek istersen, insanların kusûrlarını araştırma. Çünkü hüsn-i zân, îmân<br />

şûbelerinden olduğu gibi, insanların ayıplarını araştırmak da münâfıklıktandır. Kıyâmet<br />

günü, yol gösteren nûr içinde haşrolunup karanlıktan korunmak istersen Allahü teâlânın hiç<br />

bir mahlûkuna zulmetme." buyuran Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî hazretleri, sonuncu defâ hac<br />

yolculuğuna çıktı. Bu seyâhatinde talebesine, yanına bir kazma, bir ibrik ve bir de kâfur<br />

almasını emretti. Bunları niçin aldırdığını soran talebesine; "Hamisre'ye varınca anlarsın."<br />

buyurdu. Talebesi bilâhare şöyle anlattı: Sahrâ-i Ayzâb'da Hamisre'ye vardık. Ebü'l-Hasan-ı<br />

Şâzilî hazretleri, gusl ederek iki rekat namaz kıldı. Sonra seccâdede rûhunu teslim etti.<br />

Yanlarına aldıkları kazma ile mezar kazılıp, ibrikle su taşınıp yıkandıktan sonra, kâfur konup<br />

hemen oraya defnedildi. Vefât ettiği yerin suyu tuzlu olduğundan bir şey yetişmezdi. Oraya<br />

definlerinden sonra, vücûdlarının bereketiyle o yerin suyu tatlılaştı ve münbit bir yer hâline<br />

geldi."<br />

Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî hazretlerinin şu eserleri vardır: 1) Hizbü'l-Bahr: Kıymetli bir duâ<br />

kitabıdır. 2) El-İhtisâs min-el-Kavâidi'l-Kur'âniyye vel-Havâs, 3) Risâletü'l-Emîn<br />

li-Yencezibe li-Rabbi'l-Âlemîn, 4) El-Cevâhirü'l-Masûne, 5) El-Leâli'l-Meknûne, 6)<br />

Kıyâfetü't-Tâlibi'r-Rabbânî li-Risâleti Ebû Zeyd el-Kayravânî, 7)<br />

El-Mukaddimetü'l-İzziyye lil-Cemâati'l-Ezheriyye.<br />

ALTIN OLAN TAŞ<br />

Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî, memleketinden İskenderiyye'ye geldiğinde, o zamânın sultânı bir mektup<br />

yazarak kendisini dâvet etti. Sultan, dâveti kabûl edip gelen Ebü'l-Hasan'a çok izzet ve ikrâm gösterip<br />

hürmette bulundu. Sonra İskenderiyye'ye, büyük bir saygıyla uğurladı. Sultâna, bir müddet sonra<br />

Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî aleyhinde iftirâlarda bulundular. Öyle ki, sultan çok kızıp, muhâfızına, onu<br />

öldürme emrini verdi. Muhâfız, İskenderiyye'ye, Ebü'l-Hasan'ın huzûruna gelip sultânın emrini<br />

bildirdi ve; "Efendim, benim size çok hürmetim ve muhabbetim vardır. Sizin, Allahü teâlânın sevgili<br />

kullarından olduğunuza inanıyorum. Öyle bir şey yapınız ve söyleyiniz ki, sultan bu kararından<br />

vazgeçsin." dedi. Bu sözleri dinleyen Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî dışarı çıktı. Muhâfız da onu tâkib etti.<br />

Muhâfıza dedi ki: "Şu taşa bakınız!" Muhâfız, biraz önce taş olarak gördüğü cismin, şimdi altın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!