22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ilirdi.<br />

Talebesi Abdurrahmân diyor ki:<br />

"Hocamdan arzu ettiğim, yapması için kalbimden geçirdiğim her şeyi, hocam en güzel<br />

şekilde yaptı, yerine getirdi. Allahü teâlânın ona ihsân ettiği basîret gözü ile kalbimizden<br />

geçenleri anlıyordu."<br />

Abdurrahmân es-Sekkâf'ın talebelerinden olan Ârif-i billâh Muhammed bin Hasan şöyle<br />

anlatır:<br />

Bir gece hocamın mescidinde idim. Hocam da odasında bulunuyordu. Karnım çok acıkmıştı.<br />

Bu sırada biri gelerek, hocamın beni istediğini söyledi. Kalkıp, yanlarına gittim. Huzûruna<br />

vardığımda, ortada lezzetli yemeklerin bulunduğu çok güzel bir sofra vardı. Karnımı<br />

doyurmamı söyledi. Gecenin bu geç vaktinde bu yemekleri kimin getirdiğini suâl ettim.<br />

"Birisi getirdi." buyurarak, açıklamak istemedi. Allahü teâlânın izni ile, benim çok aç<br />

olduğumu anlayıp bu yemekleri benim için hazırlattığını anladım ve daha nice kerâmetlerine<br />

şâhid oldum.<br />

Abdurrahmân es-Sekkâf hazretlerinin bir mikdâr hurması vardı. Hurmaları satmak üzere<br />

birisini vekil edince hurmalar satıldı. Fakat paranın bir kısmını vererek geri kalanını gizledi.<br />

Abdurrahmân hazretleri, Allahü teâlânın izni ile paranın tam olarak kendisine verilmediğini<br />

anlayıp, ona; "Mü'minin firâsetinden korkunuz! Çünkü o, Allahü teâlânın nûru ile<br />

bakar." hadîs-i şerîfini okudu. O kimse diyor ki:"Ondan bu sözü duyunca vermediğim<br />

paranın, bir yılan olup vücûduma girmek üzere olduğunu hissettim. Yaptığıma çok pişman<br />

olup, kendisinden özür diledim ve bir daha hatâ işlememeye ve tevekkül sâhibi olmaya kesin<br />

karar verdim.<br />

Talebelerinden biri şöyle anlatır:<br />

Hocam ile birlikte yolculuğa çıkmıştık. Kâhlân denilen yere vardığımızda duhâ, kuşluk<br />

namazı kılmak için mola verdik. Ben hâcet için tenhâ bir yere gittim. Abdestimi tâzeleyip<br />

geri döndüğümde, hocamın yanında taze hurmalar gördüm. Hâlbuki yakınlarda hurma<br />

bahçesi yoktu ve mevsim de hurma mevsimi değildi. Çok hayret edip, kendisinden bunun<br />

nasıl olduğunu, nereden geldiğini suâl ettim. Tebessüm etti ve; "Hurmalardan ye! Fakat<br />

nereden geldiğini sorma!" buyurdu.<br />

Abdurrahmân bin Muhammed es-Sekkâf verâ sâhibi, Selef-i sâlihînin yoluna çok bağlı idi.<br />

Bu yönden çok meşhurdu. Zühd sâhibi olup, dünyâya îtibâr etmezdi. Cömert ve kerem sâhibi<br />

idi. Binlerce dinar para ve çeşitli nîmetlerden ihtiyâç sâhiplerine verirdi. Her hurma ağacını<br />

dikerken yanında bir Yâsîn-i şerîf okurdu. Fidan dikilme işi tamamlandıktan sonra bir hatm-i<br />

tehlil (70.000 kelime-i tevhîd) okuyarak sekiz oğluna ve altı kızına hediye ederdi. Onlar da<br />

bu hediyenin sevâblarını ona bağışlarlardı. Abdurrahmân bin Muhammed es-Sekkâf on tane<br />

mescid, oğulları ise üç tane mescid yaptırmışlardı. ayrıca bu mescidlerin devâm etmesi için<br />

her mescide âit vakıflar bırakmıştı.<br />

Abdurrahmân bin Muhammed es-Sekkâf'ın meclislerinde evliyâdan ve ricâl-i gayb denilen<br />

zâtlar da hazır bulunurdu. Bu zâtlar arasında İmâm-ı Gazâlî, Abdülkâdir Geylânî gibi<br />

büyükler de vardı. O büyüklerin rûhâniyetlerinden istifâde eden Abdurrahmân bin<br />

Muhammed es-Sekkâf kutbiyyet makâmına yükselmişti.<br />

Âlimler ve evliyâlar, hâllerini gizlemesi sebebiyle ona Sekkâf lakabını vermişlerdi. Çünkü o<br />

insanları hâliyle, makâmıyla ve sözüyle üzmezdi. İlmiyle ve ameliyle insanlara karşı<br />

büyüklenmezdi. Şöhretten şiddetle kaçınırdı. Hâlbuki o, zamânındaki evliyânın en yükseği<br />

idi. Abdurrahmân es-Sekkâf sâdece Allahü teâlâdan rızâsını kazanmak için çırpınır; "Vallahi<br />

kalbim Allahü teâlânın başka, evlâda, mala, âile fertlerine, Cennet'e ve Cehennem'e hiç iltifat<br />

etmez. Allahü teâlânın rızâsına muvafık olmayan ne bir ev, ne bir mescid binâ ettim, ne de

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!