22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yerinde yürüyordu. Ebü'l-Berekât hazretleri de dağın eteğinde oturuyordu. Birden bir rüzgâr<br />

çıktı. Nasrullah bin Ali'yi rüzgâr önüne katıp, dengesini kaybettirdi. Yuvarlanmaya başladı.<br />

Ebü'l-Berekât hazretleri rüzgârın dinmesi için duâ etti. O anda rüzgâr dindi ve Nasrullah da<br />

bulunduğu vaziyette kıpırdayamadan durdu. Ebü'l-Berekât hazretleri rüzgâra emredip,<br />

Nasrullah'ı aldığı yere bırakmasını söyledi. Allahü teâlânın izni ile rüzgâr onun bu emrini<br />

hemen yerine getirdi.<br />

Ebü'l-Berekât Emevî buyurdu ki:<br />

"Muhabbet sarhoşluğu ile mest olan bir kimse, ancak mahbûbunu, sevdiğini görmekle<br />

ayılabilir."<br />

"Muhabbetin esâsı üç şeydedir. Bunlar; vefâ, edeb, mürüvvettir."<br />

"Vefâ; kalbin, ezeliyetin nûru ile ünsiyet yakınlık peyda edip, Allahtan başkasına muhabbeti<br />

bırakarak, O'na yakîninde ısrârlı olmasıdır.<br />

"Edeb; kulun, Allahü teâlâya karşı vazifelerini, vakitlerini nasıl ayarlayacağını, kendini<br />

O'ndan uzaklaştıran şeylerden nasıl korunacağını bilmesidir."<br />

"Mürüvvet ise; Allahü teâlâdan başka hiçbir şeyi hatırlamayan kalble zikre devâm etmek,<br />

sözlerinde ve işlerinde Allahü teâlânın emrine uymak, içte ve dışta Allah'tan başka her<br />

şeyden uzak durmak, kendisine bir sermâye olan vaktini iyi değerlendirmekten ibârettir."<br />

Bir kulda bu üç haslet; vefâ, edeb ve mürüvvet bulunursa, Allahü teâlâya yakîn olmanın<br />

tadını tatmış olur. Onun gönlüne O'ndan ayrı kalmanın korkusundan bir kor düşmüş olur.<br />

O'na kavuşmak ateşiyle yanmaktan kurtulamaz.<br />

İSTEDİĞİN BİR ŞEY VAR MI?<br />

Ebü'l-Fadl Meâli bin Temîmî Mûsulî anlatır: "Yedi sene Ebü'l-Berekât hazretlerine hizmet ettim. Bir<br />

gün yemek yedikten sonra elini yıkıyor, ben de su döküyordum. Bana, "İstediğin bir şey var mı?" diye<br />

buyurunca; "Evet, duânız bereketiyle Kur'ân-ı kerîmi ezberlemek isterim." dedim. O da; "Allahü teâlâ<br />

sana kolaylık versin, her uzağı yakın etsin. Kur'ân-ı kerîmi ezberlemekte yardımcın olsun." diye duâ<br />

etti. Ondan sonra Kur'ân-ı kerîmi kısa zamanda hıfzettim. Allahü teâlâ onun duâsı bereketiyle, bana<br />

uzak olan yerleri yakın, güç olan şeyleri de kolay eyledi."<br />

İSTEK BÖYLE OLUR<br />

Âriflerden Cârullah Ebû Hafs Ömer bin Muhammed Magribî anlatır: "Ebü'l-Berekât bin Sahr<br />

hazretlerinin tasarrufları açık, kerâmetleri çok, devamlı Allahü teâlâ ile berâber, halka karşı çok<br />

merhametli, insanları kırmayan bir hâli vardı. Bu hâller onun huyu olmuştu. Bir gün Laliş köyündeki<br />

zâviyesinde, sohbetiyle şereflenmekteyim. Yufka içinde, kızarmış koyun eti yemek hatırımdan geçti.<br />

Çok geçmeden bir arslan ağzında dürülmüş yufka ekmekle kapıdan girdi. Ebü'l-Berekât hazretlerine<br />

doğru yürüdü. Ebü'l-Berekât hazretleri beni gösterince; Arslan getirip ekmeği benim önüme koyup<br />

gitti. Ekmeğin içinde kızarmış koyun eti vardı. O sırada yukarıdan bir adam indi. Onun inmesi ve<br />

ekmeği görmesiyle, benim biraz önceki et yeme arzum tamâmen kayboldu. Ona ikrâm ettik. Hepsini<br />

yedi. Ebü'l-Berekât hazretleriyle bir müddet sohbet ettikten sonra, geldiği gibi gitti. Ebü'l-Berekât<br />

hazretleri bana, "Yâ Ömer! İstek dediğin bu adamın arzusu gibi olur. Onun isteği öyle şiddetlidir ki,<br />

başkalarının isteğini yok eder ve arzu ettiği anda onu yapması gerekir. Şu anda o, tâ Çin'e gitti."<br />

buyurdu.<br />

1) Kalâid-ül-Cevâhir; s.109<br />

2) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.253

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!