22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yine oraya döner." dedi. Ebü'l-Hasan rahmetullahi aleyh ise o zaman İskenderiye'de idi.<br />

Arada çok uzak mesâfe vardı.<br />

Ebü'l-Abbâs anlattı: "Hocam Ebü'l-Hasan ile denizde gemideydik. Şiddetli rüzgâr vardı.<br />

Hocam: "Semâyı gördüm. Semâdan iki melek indi. Birisi, Mûsâ aleyhisselâm Hızır<br />

aleyhisselâmdan daha âlimdir diyor, diğeri ise, Hızır aleyhisselâm, hazret-i Mûsâ'dan daha<br />

âlimdir, diyordu. Sonra semâdan başka bir melek indi. O şöyle söyledi: "Vallahi hazret-i<br />

Mûsâ'nın ilmi yanında, hazret-i Hızır'ın ilmi, Süleymân'ın ilmi yanında, Hüdhüd'ün ilmi<br />

gibidir." O böyle deyince, ben anladım ki, Allahü teâlâ bize bu seferimizde selâmetle<br />

kurtulmayı nasîb edecek. Çünkü, Mûsâ'ya deniz musahhar kılınıp emrine verilmiş ve denizi<br />

kolayca geçmişti." buyurdu.<br />

Ebü'l-Hasan'ı Şâzilî'nin hayatta iken, talebe yetiştirmekle vazîfelendirdiği ve insanlara<br />

İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmak husûsunda icâzet, diploma verdiği Ebü'l-Abbâs-ı<br />

Mürsî, kerâmet sâhibi bir velî oldu. Ebü'l-Hasan-ıŞâzilî hazretleri sağlığında talebelerine,<br />

kendisinden sonra Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî'ye tâbi olmalarını işâret ederek; "Ebü'l-Abbâs'a<br />

bağlanınız. Allahü teâlâya yemin ederim ki, kendini temiz tutmaktan âciz, yürüyemeyen bir<br />

köylü ona gelse, huzûrunda bulunmakla, Allahü teâlânın izni ile evliyâlık yolunda çok<br />

yükseklere çıkar. Yine Allahü teâlâya yemin ederim ki, şimdiye kadar ne kadar velî zât<br />

gelmiş ve bundan sonra ne kadar velî gelecek ise, hepsinin isimlerini, sayılarını, hallerini,<br />

Allahü teâlâya olan yakınlıklarını, evliyâlık yolundaki derecelerini, Allahü teâlâ hem ona,<br />

hem de bana bildirdi." buyurdu.<br />

Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî'nin vefâtından sonra onun halîfesi oldu. Hocasının yolu olan Şâziliyye<br />

yolunu anlattı ve yayılmasına çalıştı. Birçok talebe yetiştirdi. Tâcüddîn-i İskenderî, İmâm-ı<br />

Busayrî ve Abdullah-ı İsfehânî gibi meşhûr velîler onun talebelerindendir. Ebü'l-Abbâs-ı<br />

Mürsî hazretleri mensûb olduğu Şâziliyye yolunun hazret-i Hasan'a dayandığını bildirerek;<br />

"Bizim bu yolumuz, hazret-i Hasan'a dayanmaktadır. Hocalarımız silsile yoluyla hazret-i<br />

Hasan'a ulaşmaktadır. Her insanın da, kendilerinden ilim öğrendiği hocalarının silsilesini<br />

bilmesi elbette lâzımdır." buyurdu.<br />

Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî, zamânında bulunan evliyânın en büyüklerinden, kerâmetler ve hârikalar<br />

hazînesi çok yüksek bir zât idi. Onun sohbetlerine devâm etmekle, huzûrunda yüksek derece<br />

ve makam sâhibi pek çok velî olup, bunların sayısı bilinmemektedir. İnsanlar dört bir yandan<br />

sohbetine koşar, çok kıymetli ve tesirli sözlerinden istifâde etmeye çalışırdı.<br />

Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî, sohbetlerinde hep; "Hocam Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî buyurdu ki. Hocam<br />

şöyle anlattı." şeklinde söze başlar, hep hocasından nakiller yapardı. Bir gün biri; "Hep<br />

hocanızdan nakil yapıyorsunuz. Hiç kendinizden bir şey söylemiyorsunuz. Kendinizden bir<br />

şey söylediğinizi hiç görmedik." dedi. Bunun üzerine Ebü'l-Abbâs; "Eğer istesem; "Allahü<br />

teâlâ buyurdu ki, Allahü teâlâ buyurdu ki" diyerek, nefesler adedince pekçok şey anlatırım.<br />

Eğer istesem; "Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki, Resûlullah efendimiz<br />

buyurdu ki" diyerek, nefesler adedince pekçok şey anlatırım. Eğer istesem; "Ben diyorum ki,<br />

ben diyorum ki" diyerek nefesler adedince, pekçok şey anlatırım. Yâni Allahü teâlânın izni<br />

ile ilmim o kadar genişledi. O kadar çok şey biliyorum, fakat bütün bunları öğrenmeme, bu<br />

dereceye yükselmeme vesîle, vâsıta olan mübârek hocama karşı edebe riâyet ederek, edepte<br />

noksanlık olmaması ve daha çok ihsânlara kavuşmak için, hep hocamdan naklederek<br />

konuşuyorum. Lâyık ve uygun olan da budur." buyurdu.<br />

İnsanların uzaktan yakından koşarak gelip istifâde ettikleri sohbetlerinin birinde buyurdu ki:<br />

"Bir gece rüyâmda hazret-i Ömer bin Hattâb'ı gördüm. "Ey müminlerin emîri! Dünyâ<br />

sevgisinin alâmeti nedir?" dedim. Şöyle cevap verdi: "Kötülenme korkusu ve övülmeyi<br />

sevmektir." Dünyâyı sevmenin alâmeti bunlar olunca, zühdün (dünyâyı terk etmenin)<br />

alâmeti, doğru yolda bulunmakta kötülenmekten korkmamak ve övülmeyi sevmemektir."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!