22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.10, s.383<br />

2) Tabakât-üs-Sûfiyye; s.475<br />

3) Nefehât-ül-Üns; s.144<br />

4) Tabakât-ül-Kübrâ; c.1, s.122<br />

5) Risâle-i Kuşeyrî; s.178<br />

6) Tabakât-ı Evliyâ; s.79<br />

7) İslâm Âlimleri<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.4, s.50<br />

EBÜ'L-ABBÂS EL-GAMRÎ;<br />

Şâfiî mezhebi âlimlerinden ve büyük velîlerden. İsmi, Ahmed olup, babasınınki<br />

Muhammed'dir. Künyesi Ebü'l-Abbâs ve lakabı Şihâbüddîn'dir. Ebü'l-Abbâs el-Gamrî diye<br />

tanınmıştır. Aslen, Mısır'da Kâhire ile Dimyât arasında bulunan Mahalle beldesindendir.<br />

Doğum târihi ve yeri tesbit edilememiştir. Daha çok Kâhire'de ikâmet ederdi. 1499 (H.905)<br />

senesinde orada vefât etti.<br />

Ebü'l-Abbâs el-Gamrî, çok küçük iken, babası ile birlikte Mekke-i mükerremede Ebü'l-Feth<br />

el-Merâgî gibi âlimlerin sohbetlerinde bulundu. Çocuk yaşta iken babası vefât etti. Kendisi<br />

ilim öğrenmek gayreti içinde yetişti. Ebû Cüleyde'nin yanında Kur'ân-ı kerîmi ezberledi.<br />

İbn-i Hacer-i Askalânî hazretleri ile görüşüp, sohbetinde bulundu. Ders aldı. Ayrıca;<br />

Alemüddîn-i Bülkînî, Şâvî, Hicâzî ve İmâm-ül-Kâmiliyye gibi zâtlardan ilim öğrendi. Birçok<br />

âlimden icâzet aldı. Eskiden ezberlemiş olduğu şeyleri (kitapları), 1448 (H.852) senesinde<br />

Hayreddîn İbn-ül-Kasbî'ye dinletirdi. Durup dinlenmeden çalışmış ve zamânının büyük<br />

âlimlerinden olmuştur.<br />

İlk önceleri Mahalle ve Kâhire beldelerinde tanındı. Sonra meşhûr olup, şöhreti her tarafa<br />

yayıldı. Birkaç defâ hacca gitti. Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevverede bir miktar<br />

mücâvir olarak kaldı.<br />

Ebü'l-Abbâs el-Gamrî'nin yazı kâbiliyeti pek fazla idi. Pekçok kitabı yazarak çoğaltmıştır.<br />

İlim ve mârifette; sağlam, kuvvetli ve dayanıklı bir dağ misâli idi. Vekâr sâhibi, gâyet<br />

ağırbaşlı ve heybetli bir zât idi. Çok hayır ve hasenât yapardı. Çok câmi ve mescid<br />

yaptırmakla tanınmıştır. Çeşitli yerlerde câmi ve mescid yaptırmış olup, bunların en<br />

tanınmışı, kendi adıyla bilinen ve kendisinin medfûn bulunduğu câmidir. Kerâmetleri<br />

pekçoktur.<br />

Bir defâsında, Ebü'l-Abbâs el-Gamrî'nin talebelerinden bâzıları bir gemide yolculuk<br />

yapıyorlardı. Yanlarında, kendilerine lâzım olacak gümüş paraların bulunduğu bir büyük<br />

kese bulunuyordu. Deniz dalgalı ve fırtınalı olduğundan, gemi zorla yol alıyor, batacak gibi<br />

oluyordu. Para keseleri denize düştü. Fakat onlar bu hâli, Semmânûd nâhiyesine<br />

vardıklarında anladılar. Hocaları olan Ebü'l-Abbâs da orada bulunmakta idi. Ona durumu<br />

arzettiler. O da gemi ile birlikte geri dönün. Falan yere vardığınızda ağı sarkıtın. İnşâallah<br />

keseyi orada bulursunuz" dedi. Dediği gibi yaptılar ve keseyi buldular.<br />

"Bir defâsında Ebü'l-Abbâs el-Gamrî, oğlu ile birlikte, bir mermer sütunu iki deveye yükledi.<br />

Mermer sütun çok ağır olduğundan, develeri yanyana durdurup, mermerin birer ucunu<br />

develerin sırtlarına koyup yola çıktı. Öyle bir köprüye geldi ki, ancak bir deve geçebilirdi.<br />

İkisinin birden sığması mümkün değildi. Oğlu ne yapacağız diye düşünürken, tam köprünün<br />

ağzına geldiğinde Ebü'l-Abbâs el-Gamrî, develerden birini köprüye soktu. Mermerin, diğer<br />

devenin sırtında olan ucunu da eline alıp, köprünün dış kısmında havada yürümeye başladı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!