22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

6) Risâle-i Kuşeyrî; s.97<br />

7) Nefehâtü'l-Üns; s.53<br />

8) Tezkiretü'l-Evliyâ; c.1, s.262<br />

9) Riyâdü'n-Nâsihîn; s.259<br />

10) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.164<br />

EBÛ UBEYD EL-BUSRÎ;<br />

Şam'da yetişen âlimlerin ve evliyânın meşhurlarından. İsmi, Muhammed bin Hasan, künyesi<br />

Ebû Ubeyd'dir. Havran civârındaki Busr köyünden olup, oraya nisbetle Busrî denilmiştir. 859<br />

(H.245) senesinde vefât etti. Ebû Türâb Nahşebî, Ahmed bin Yahyâ Celâ, Ebû Saîd-i Harrâz<br />

ve daha birçok evliyâ ve âlimden ilim öğrendi ve sohbetlerinde yetişti. Tasavvufta kemâl<br />

derecelerine kavuşup, evliyânın büyüklerinden oldu.<br />

Ebû Zür'a şöyle anlatmıştır: "Ebû Ubeyd hazretleri bir defâsında oğlu ile birlikte hacca<br />

gitmişti. Arefe günü Arafat'ta iken oğluna; "Bir süvâri ile tebrik edildin!" dedi. "Babacığım<br />

hangi süvâri?" deyince; "Şu anda bir oğlun dünyâya geldi." dedi. Memleketlerine döndükleri<br />

zaman oğlu Arefe günü bir erkek evlâdının doğduğunu öğrendi.<br />

Talebelerinden biri şöyle anlatır: Ebû Ubeyd Busrî hazretlerinin yanına hac zamânına üç gün<br />

kala evliyâdan iki kişi geldi. Hacca gidip gitmeyeceğini sordular. O da, gidemeyeceğini<br />

söyledi ve yüzünü bana dönerek; "Senin şeyhine onlara nisbetle daha kısa zamanda oraya<br />

varma ve tayy-i mekân imkânı verilmiştir." buyurdu.<br />

Allah yolunda cihâd etmek niyetiyle bir savaşa katıldı. Bir ata binmişti. Yolda atı öldü. Duâ<br />

edip, seferden dönünceye kadar Rabbinden atın diriltilmesini istedi. Ölen at, Allahü teâlânın<br />

izniyle dirilip ayağa kalktı. Gazâ bittikten sonra Busr'daki evine varınca, oğlundan atın<br />

eğerini almasını istedi. Oğlu, hayvanın çok terli olduğunu görünce eğeri almaktan vazgeçti.<br />

Bunun üzerine; "Eğerini al, bu bize ödünç verilmiştir." buyurdu. Oğlu eğerini alınca, at yere<br />

düşüp öldü.<br />

Ebû Ubeyd Busrî hazretleri bir gün Şam'da dostlarıyla otururken yanlarından bir atlı<br />

geçiyordu. Peşinden atın eğer örtüsünü taşıyan kölesi kızgın bir halde koşuyordu. Köle; "Yâ<br />

Rabbî! Sen beni bu güç durumdan kurtar." diye duâ edip; Ebû Ubeyd hazretlerine de; "Ey<br />

Allah'ın sevgili kulu! Bana duâ et." dedi. Bunun üzerine; "Yâ Rabbî! Bu kulunu Cehennem<br />

ateşi ve kölelikten kurtar." diye köleye duâ etti. O anda attaki binici kuşağını yere atıp,<br />

kölesine; "Seni âzâd ettim." diye bağırdı. Köle de taşıdığı örtüyü bırakıp; "Beni sen değil,<br />

bunlar âzâd etti." diyerek, Ebû Ubeyd Busrî ve dostlarının yanına gitti ve ölünceye kadar<br />

onlarla berâber kaldı.<br />

Ebû Ubeyd Busrî hazretleri derslerinde, sohbetlerinde ve yaşayışında, insanlarla olan<br />

muâmelelerinde dâimâ emr-i mâruf yapar, Allahü teâlânın dînini insanlara öğretir ve dînin<br />

emirlerine uymalarını sağlamak için uğraşırdı. Ramazân-ı şerîf ayı girince, bir yere çekilir,<br />

oruç tutar ve dâimâ ibâdetle meşgûl olurdu. Âdetâ yemez, içmez, uyumaz bir halde geçirirdi.<br />

Yemesi için odasına bıraktıkları ekmeklere hiç dokunmadığı görülürdü. Duâsı çok makbuldü.<br />

Ahmed bin Yahyâ Celâ; "Altı yüz kadar yetişmiş ve yetiştirebilen evliyâ ile görüştüm.<br />

Bunların en mümtazları, en büyükleri Zünnûn-i Mısrî, Ebû Türâb-ı Nahşebî, Ebû Abdullah<br />

Busrî ve Ebü'l-Abbâs bin Atâ idi." buyurdu.<br />

Ebû Ubeyd hazretlerinin oğlu geçimini yağ satarak sağlardı. Bir gün babasına gelerek;<br />

"Babacığım sermâyem olan birkaç testi yağım vardı. Dışarı çıkarken düşürüp kırdım. Bütün<br />

sermâyem yok oldu." dedi. O da, rızkı verenin Allahü teâlâ olduğunu, başka bir iş<br />

yapabileceğini ve yeni imkânların çıkabileceğini, bir de dünyâya ve dünyâ malına düşkün<br />

olmamak gerektiğini işâret ederek; "Evlâdım, sen de babanın sermâyesinden sermâye edin.<br />

Yemin ederim ki, babanın dünyâ ve âhirette Allahü teâlâdan başka sermâyesi yoktur."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!